Asıl sermaye proje zenginliğidir…

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

KOBİ'lere yönelik iki haber dün gündemdeydi. Bir yandan Sanayi Ticaret bakanı KOBİ stratejisinde 5 alanda 16 hedefi ortaya koyuyor ve KOSGEB'in yürüteceği yeni kredi paketini açıklıyordu. Bir diğer haberde ise KOBİ'lerin üniversite ve kamu araştırma kurumlarıyla teknolojik gelişmeleri yönünde üretecekleri projelere TÜBTAK tarafından yüzde 75'i hibe 300 bin lira verileceği açıklanıyor. KOSGEB projesi KOBİ'lere kredi desteğinin süreceğini göstermesi açısından önem taşıyor. TÜBİTAK projesi ise KOBİ'lerin asıl zenginliğinin proje zenginliği olduğu gerçeğini hatırlatıyor…

Türkiye'de bir süredir ekonomimizin kılcal damarlarında yer alan KOBİ'lerin anlam ve önemi daha iyi algılanıyor. Ekonomi yönetimi KOBİ'lere yeni destek programlarını Sanayi Ticaret Bakanlığı ve KOSGEB aracılığıyla ortaya koyuyor. Dün de Bakan Nihat Ergün,  "2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı" basın toplantısında KOBİ'ler için KOSGEB aracılığıyla 50 bin işletmeyi içeren yeni bir kredi paketini hayata geçireceklerini açıkladı. Şu ana kadar açtıkları son paketle birlikte 56 bin 250 işletmenin 2 milyar  168 milyon kredi kulandığını, kredi kullandığını yedeklerle birlikte bu sayının 68 bin 500 işlektmeyi bulacağını ve kredi miktarının 2 milyar 800 milyon liraya yükseleceğinin söyledi. Bu çalışmanın tamamlanmasının ardından 100 bin işletmelik yeni bir paket açılacağını bildirdi.

Bankalar açısından gelişmelere baktığımızda birçok bankada KOBİ'lere kredilerin son dönemde hızla arttığını görüyoruz. Birkaç yıl önce toplam kredi içinde yüzde10'ların altında olan KOBİ'lerin kredi payı yüzde 30'lar seviyesine yükselme eğilimi içinde.

Bu önemli gelişmeye karşın KOBİ'lere kredilerin ve eğitimin organizasyonuyla görevli olan KOSGEB'in yasal ve personel yapısı henüz, bu gelişmelere paralel olarak geliştirilemedi. Yaklaşık 230 bin işletmeye hizmet için organize edilmiş olan KOSGEB'e esnaflara hizmet görevi de verilince, hizmet alanındaki kuruluş sayısı 3 milyonu aştı. Yeni kullandırılan kredi hacminde de büyük artış oldu. Ancak, KOSGEB ne yasal olarak buna uygun bir yapıya kavuşturuldu. Ne de personel sayısında artan hizmet yapısına uygun artış oldu. Bu açıdan bir yeni değerlendirmeye ihtiyaç var.

KOBİ'lere destek konusunda bir başka gelişme TÜBİTAK'ın açıkladığı "1505 KOBİ yararına Teknoloji Transferi Destek programı". Bu programa başvurular 1 Ağustos tarihinde yapılacak. Programdan yararlanmak isteyen KOBİ'ler "müşteri" kuruluş olarak değerlendirilirken, yanlarına "yürütücü kuruluş" olarak üniversite ve kamu araştırma kurumlarını alacaklar. KOBİ'ler proje ortağı kurumla birlikte teknolojik gelişmeleri yönündeki projelerini hazırlayıp TÜBİTAK'a başvuru yapacaklar. TÜBTAK bu projelere 300 bin liraya varan destek verecek. Bu desteğin yüzde 75'i hibe olurken, yüzde 25'i başvuran KOBİ tarafından karşılanacak. Ve projeler 18 aylık süre içersinde tamamlanacaklar. Bu 300 bin liranın yanında TÜBİTAK proje yürütücüsü, araştırmacı ve yardımcı personele "Proje Teşvik İkramiyesi", destek veren üniversite ve kamu araştırma kurumuna da "Proje kurum hissesi" adı altında ayrıca ödemeler yapacak.

Bu bir yandan KOBİ'lerle üniversitelerin işbirliğini geliştirecek. Bir yandan üniversiteleri üretimin, hayatın içine sokacak, bir yandan da KOBİ'lerin kendilerini geliştirecek teknolojiler için proje üretmelerine yol açacak.

Artık, üretim içinde olanlar çok iyi biliyorlar ki, bugün kuruluşların asıl zenginlikleri nakit sermaye güçlerinden çok, sahip oldukları projelerdir. TÜBİTAK'ın bu teşvikinin iyi anlaşılması ve KOBİ'lerin kendi gelişimleri için üniversitelerle işbirliği ile proje geliştirmesi çok önemlidir. Çünkü, üretimde iş süreçlerinin geliştirilmesi, katma değerin artırılması açısından bu girişim önemli ve iyi sonuçlar verebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar