Asıl bayramda sigortaya ihtiyaç var
Yarın Bayram, şimdiden Kurban Bayramınızı ve Cumhuriyet Bayramınızı kutlarım. "Arife günü sigorta ile ilgili ne yazılabilir?" diye düşündüm. Ortaya çıkan sonuç şu oldu: "Asıl bayramlarda sigortaya ihtiyacımız var"
Son yıllarda artık bayramlarımız bizlere biraz tatil için fırsat oluşturdu. Bir de uzun olunca daha da keyiflendiğimiz doğru. Yıl içerisinde o kadar çok çalışıyoruz ki! Bu kadar uzun bayramları hak ediyoruz bence de! Neyse, konunun bu tarafı bizi pek ilgilendirmiyor. Bu uzun tatillerin tabii ki, ülke ekonomisine ayrı bir katkı sağladığı da gerçek. Akraba ziyaretleri ve tatil amaçlı yer değiştirmeler, alınan hediyeler bir ekonomik bir dinamizm yaratıyor.
Sitede otursan risk var
İşte bu yer değiştirmeler, ne yazık ki riski de beraberinde getiriyor. Boş bırakılan evler, ulaşım sırasında yaşanan riskler de cabası... Buna bir de Kurban Bayramı, yani kurban kesim risklerini de eklersek sonucu siz düşünün. Boş bırakılan evlerde sadece hırsızlık riskleri yok… Çünkü etrafımdaki dostlarımdan şu ifadeleri sıkça duyuyorum: "Hocam, ben sitede oturuyorum, otomobilimde kapalı garajda, yani benim için risk sıfır. Ama diğer taraftan duyuyorum ki, boru patlamış tazyikten evi su basmış. Sonra duyuyorum ki, fazla yağmurdan özellikle kapalı garajları su basmış."
Sadece riski büyük olan sigorta yaptırmamalı
Sigorta işte bunun için yaptırılıyor. Hiç beklenmedik riskler için. Diğer taraftan ülkemizde ne yazık ki, riski yüksek gören gidip sigorta yaptırıyor. Yani onlar için beklenen riskler oluşuyor. Riski ortadan kaldırayım diye düşünmeyiz pek. Zaten sigorta şirketlerinin de sıkıntısı bu. Sadece risk gören değil, risk oranı zayıf olan şeylerinde sigorta ettirilmesi gerekir. Yani özetle, hayatta hiçbir şeyin garantisi yok. Olmaz denilen şeyler olabiliyor. İşte sigorta burada devreye giriyor.
Bilinçli bireylerin öncelikle hayat sigortaları olmalı. Sonra sağlık sigortası olmalı, hiç olmazsa sadece "yatarak" poliçesi ile büyük sağlık riskleri düşünülmeli. Evleri ve otomobilleri de mutlaka sigortalı olmalı. Özellikle böyle bayramlar sırasında yollardaki risklerimizi bir düşünün lütfen. "Benim sigortam var" diyor arkadaşım. Sonrasında anlıyorum ki, zorunlu trafik sigortasından bahsediyor. O zaten olmalı. Fakat kaskonuzda olmalı. Kasko ile trafik sigortasının teminatları çok farklı. Trafik sigortası herhangi bir kazada karşı tarafın hasarını karşılar. Kasko, öyle değil tabii ki. Kendi aracınızın hasarı da kaskodan ödenir. Bu nedenle trafik sigortası olmalı ama yanında kasko da ihmal edilmemeli.
Sigorta ihtiyaçlarınızı sıraya koyun
Hayat sigortası ya da sağlık sigortası satın alamıyorsanız, hiç olmazsa geniş teminatlı ve yüksek limiti bir kaza sigortanız olsun. Bunların primleri oldukça düşük. Çok çaresiz kalındığında devreye giren bir sigorta ürünü. Aslına bakarsanız bayram bahane, sigorta yaptırmak için bayram seyran beklenmemeli. Yılın her günü, her saati birçok risk ile karşı karşıyayız. Bu nedenle sigorta için bütçenizde bir yer açın. İyi bir sigorta danışmanı bulun ve değerli gördüğünüz şeyleri bir sıraya koyarak, sigorta yaptırın derim. Kazadan uzak sevdiklerinize mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim, sigortaya ihtiyaç duymadan…