Asgari ücretteki artış ve enflasyona etki eylülden beri biliniyor muydu?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Asgari ücrete yılbaşından geçerli olmak üzere yapılacak yüzde 30 zammın 2016 yılı enflasyonunu ne ölçüde etkileyeceğine dönük tahminler ilk kez rakamsal boyuta getirilerek ifade edildi. Etkinin düzeyini dile getiren, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı oldu. Başçı, 2016 yılı para ve kur politikasını açıkladığı basın toplantısında soruları yanıtlarken, yüzde 30'luk zammın, 2016 enflasyonuna 1.5 puanlık bir etki yapacağını söyledi. 

Erdem Başçı, 2016 enflasyonu olarak hükümete yüzde 5, belki yüzde 5.5'lik bir öneride bulunabileceklerini, ancak asgari ücretin 1300 liraya çıkarılacak olmasının yaratacağı etkiyi gözeterek hedefin 1.5 puan daha yukarıda belirlenmesine "razı olduklarını" belirtti. 

Türkiye 2016'ya, enflasyonda moda hedef haline gelen yüzde 5 ya da biraz üstünde bir oranla değil de, yüzde 6.5'le girmeye hazırlanıyor. Oranın neden böylesine yukarı çekildiği de Erdem Başçı'nın açıklamasıyla anlaşılmış oldu. Demek ki, enflasyon hedefinin yüksek belirlenmesinde aslında ne döviz kurunun yüksek seyrediyor olması dikkate alınmıştı, ne başka faktörler. Bu artışın temelinde yalnızca asgari ücretin etkisi yatıyormuş.

Seçim sonucu eylülde belli miydi?

Ama ortada bir zaman tutarsızlığı var. Nasıl mı, anlatalım:

2016-2018 dönemine ilişkin orta vadeli program Bakanlar Kurulu tarafından 4 Eylül 2015 tarihinde kabul edildi. Program, 11 Ekim 2015 tarihli 29499 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı. Bu programın 21'inci sayfasında da, 2016 yılsonu TÜFE artışının yüzde 6.5 olarak öngörüldüğü yer aldı. Enflasyon tahminine ilişkin dipnotta, önceki yıllarda olduğu gibi yine "Kalkınma Bakanlığı tahmini" ifadesi bulunuyor. Ama bu ifade, söz konusu oranın Merkez Bankası görüşü alınmadan tümüyle Kalkınma Bakanlığı tarafından belirlendiği anlamına gelmiyor. Biliniyor ki, Türkiye'de enflasyon hedefi hükümet ve Merkez Bankası'nca ortaklaşa belirleniyor. 

Peki tutarsızlık nerede? AKP, 1 Kasım seçim vaatlerini 4 Ekim'de açıkladı. Yani asgari ücretin 1.300 liraya çıkarılacağına dönük vaat, o gün duyuruldu. 

Şimdi, 4 Ekim'de ilan edilen yüzde 30'luk asgari ücret zammı, Bakanlar Kurulu'nun 4 Eylül'de kabul ettiği orta vadeli programdaki enflasyon hedefinin yüksek tutulmasına nasıl gerekçe olabiliyor? Arada tam bir ay var. 

Şu durumda akla gelmez mi... AKP 1 Kasım'dan mutlak galibiyetle çıkacağını ta eylül ayında gördü... Bunu garantiye almanın yolu olarak asgari ücrete ekstra bir zam vermeyi, bu konudaki vaadini açıkladığı 4 Ekim'den çok önce planladı... Bu ekstra zammın enflasyonu yukarı çekeceğini öngördü, buradan hareketle de eylül ayında kabul edilen orta vadeli plana yüksek bir enflasyon oranı yazıldı...

Doğru, taşlar yerine tam oturmuyor. AKP seçimi mutlaka kazanacağını görse asgari ücrete zam yapar mıydı, soru işareti... O zaman geriye bir tek şu olasılık kalıyor gibi... Sanki enflasyon hedefinin yüksek belirlenmesinin nedeni asgari ücrete yapılacak ekstra zam değil. Şimdi sorumlu asgari ücret gibi gösteriliyor olmasın... 

Rusya'nın enflasyona etkisi

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, para ve kur politikasını açıkladığı basın toplantısında Rusya konusuna fazla girmemeyi tercih etti ve bu ülkeyle olan ilişkilerin ekonomik boyutu hakkında konuşma yetkisinin Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'te olduğunu söyledi. Rusya ambargosunun bu ay için meyve ve sebze fiyatlarında düşürücü yönde bir etkisi olacağını beklediklerini ifade eden Başçı, "Ama bu kalıcı olur mu, göreceğiz" diye konuştu.

MB bağımsızlığı gözden çıkarıldı mı?

Başçı, bir başka soruyu yanıtlarken, hükümet programında Merkez Bankası bağımsızlığına ilişkin ifadede yeni ve banka açısından olumsuz algılanacak bir durum olmadığını söyledi. Gerek 7 Haziran, gerekse 1 Kasım seçimleri öncesinde tüm partilerin seçim beyannamelerindeki ifadeleri incelediklerini belirten Erdem Başçı, "Bütün partilerin ifadesi aynı. Hükümet programındaki yazımda da bir sorun yok; Merkez Bankası Kanunu'ndaki ifadeyle uyumlu" dedi.

"MB tartışması her ülkede olur"

Erdem Başçı, Merkez Bankası Başkanlığı süresinin nisanda dolduğunun hatırlatılması ve o tarihten sonrasına ilişkin beklentisinin sorulması üzerine, görev verildiği sürece bunu sonuna kadar en iyi şekilde yapmak durumunda olduğuna ilişkin görüşünü tekrarladı.

Merkez bankası tartışmasının hemen her ülkede olduğuna dikkat çeken Başçı, "En son gelinen nokta bu, teknik olarak bu görevin bağımsız bir otoriteye devredilmesine karar verilmiş. Atanmışlara veriyorsunuz bu görevi, ama onlar da siyasilere hesap veriyor" diye konuştu.

Erdem Başçı, AB ile 17'nci fasıl müzakerelerinin açılmasıyla iki konunun gündeme geleceğine dikkat çekti.  AB'de enflasyon hedefini merkez bankalarının belirlediğini, Türkiye'de ise hedefin hükümetle birlikte belirlendiğini hatırlatan Başçı, bu konuda değişiklik için acele etmeye gerek olmadığını, Türkiye'de hedefin hükümetle birlikte belirlenmesinin daha yararlı göründüğünü söyledi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar