Asgari ücretin yükseltilmesi gelir dağılımını iyileştirmeye yetmez

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

IMF Başkanı Christine Lagarde, zengin-fakir arasında büyüyen uçurumun ekonomik büyümeyi tehdit ettiğini belirterek, ABD’yi faizleri artırmaması ve asgari ücreti yükseltmesi konusunda uyardı. Ülkede federal devletin belirlediği saat başına asgari ücret 2009’dan bu yana 7 dolar 24 sent. Haftada 40 saat asgari ücretle çalışan bir insanın yıllık kazancı 15 bin dolar. Federal devletin belirlediği asgari ücret 7 dolar 24 sent olmasına rağmen eyaletler, bu rakamın altında kalmamak şartıyla asgari saat ücretini serbestçe belirleyebiliyorlar. Enflasyondaki artışların dikkate alınmasını söyleyenler 11 dolar civarında bir rakam önerirlerken, Ekonomik ve Siyasi Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan bir çalışma, verimlilik artışlarına bağlı olarak asgari ücretin 22 dolar seviyesinde olması gerektiğini belirtiyor. ABD asgari ücretin seviyesi itibariyle birçok gelişmiş ülkenin gerisinde. Saat başına asgari ücret İngiltere’de 10 dolar 88 sent iken, Fransa’da 10 dolar 60 sent. Almanya ise gelecek yıldan geçerli olmak üzere asgari ücretin 11 dolar 75 sente çıkarılması kararını aldı. Amaç, gelir artışı yoluyla tüketimi teşvik ederek büyümeyi hızlandırmak. Asgari ücretin artırılması konusunda, Obama yonetimiyle IMF’nin görüşleri örtüşüyor. Geçen şubat ayında ABD Başkanı devletle iş yapan şirketlerin ödediği asgari ücretin 10 dolar 10 sent olması yönünde idari bir karar almıştı. Ekonomik kararların piyasaya bırakılmasından yana olan Cumhuriyetçiler ise asgari ücretin arttırılmasına karşı. Temsilciler Meclisi ve Senato’ya bu konuda gelecek tasarılara red oyu vereceklerini sürekli yineliyorlar. Gerekçeleri ise, asgari ücretteki artışın istihdamı azaltacağı düşüncesi. 

***
Obama yönetiminin Cumhuriyetçilerin muhalefetini aşıp asgari ücreti artırması kolay olmayacak. Asgari ücretin artırılması şart olmakla birlikte, bunun gelir dağılımındaki bozulmayı önlemesi zor. Zira, demografik etkenlerin de gelir bölüşümündeki bozulmada payı var. Bu bağlamda, yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki payının artması önemli bir faktör. Yaşlanan insanlar aktif çalışma hayatından çekildikçe gelirleri de azalıyor. Aktif çalışma döneminde yeterli birikim sağlayamayan birçok kişi yaşam standartlarını koruyabilmek için emekli olduktan sonra da daha düşük, hatta asgari ücretli işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Nüfusun yaşlanması dışında, gelir bölüşümünün bozulmasına neden olan diğer bir faktör uluslararası rekabetteki artış. Daha önceleri, orta sınıf Amerikalıların istihdamında önemli bir yer tutan sanayi sektöründeki işlerin çoğu artık yok. İmalat sanayinde istihdam azalırken, düşük ücretli işkollarında artan istihdam gelir dağılımını bozuyor. Tüm bu faktörlere, sendikaların güçsüzlüğünü de eklemek mümkün. 
***
İsviçre önümüzdeki günlerde asgari ücretin saat başına 25 dolara artırılmasını halk oylamasına sunacak. Kabul edilirse, bu rakam dünyadaki en yüksek asgari ücret olacak. Karara tepkiler farklı. Enflasyondaki artışların dikkate alınması gerektiğini ileri sürenler –ki bunların başında işçi sendikaları geliyor– asgari ücretin artırılmasını isterlerken, Nestle ve Novartis gibi ülkenin büyük işletmeleri karara, istihdamı azaltacağı ve küçük işletmeleri olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle karşı çıkıyorlar. Novartis sözcüsü liberal ekonomiye devlet müdahalesinin dengeleri bozacağı görüşünde. Nestle ise çalışanlarına zaten düşünülen asgari ücretten daha fazla ödediğini, asgari ücretin yükseltilmesinin arz zincirindeki maliyetleri artıracağını ileri sürerek tasarıya karşı çıkıyor. Küreselleşmenin ve giderek artan uluslararası rekabetin beraberinde getirdiği gelişmelerden biri de bu. Firmalar ayakta kalabilmek için sadece kendi maliyetlerini değil, birlikte iş yaptıkları işletmelerin maliyetlerini de dikkate almak zorundalar. Günümüzde ürünlerin yüksek kalitede olması yani kalite rekabeti yeterli değil, fiyatların da tüketiciler açısından cazip olması gerekiyor. Bu amacı gerçekleştirmek için ise fedakarlıklar hep çalışanlardan bekleniyor. Ekonominin çarklarının hep çalışanlar aleyhine dönmesi liberal ekonominin en büyük zaaflarından biri olsa gerek. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016