Asgari ücretin gelirden aldığı pay, 15 yıl öncesinden daha az

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Seçim ortamının önemli tartışma konularından birisi haline gelen asgari ücret sorununu irdelemeye devam ediyoruz. Türkiye'deki asgari ücretin satın alma gücünün Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) içinde en alt sıralarda yer almasına karşın, üzerindeki vergi ve sosyal güvenlik yükünün üst sıralarda yer aldığı üzerinde durmuştuk. OECD verileriyle uluslararası bir karşılaştırmaya tabi tuttuğumuzda Türkiye OECD içinde notu en düşük ülkeler arasında yer alıyor.

OECD verileri mevcut durumun karşılaştırmalı olarak resmini ortaya koyuyor. Ancak resmi tam olarak görebilmek için asgari ücretin yıllara göre seyrine de bakmakta yarar var. 

Asgari ücretin uzun yılları kapsayan seyrini değerlendirirken basitçe değişim oranlarına bakmak, enflasyon nedeniyle resmi net görmemize yetmeyecektir. Ayrıca bu süre içerisinde ekonomik büyümeyi de dikkate almak gerekir. Bu iki faktörü birden dikkate aldığımızda resmi doğru ve en kolay anlaşılır görmemizi sağlayacak gösterge, asgari ücretin kişi başına milli gelire oranı olabilir. Bu oranın seyri, aynı zamanda asgari ücretlinin milli gelirden aldığı payın artıp artmadığını, ekonomi büyürken gelir dağılımında asgari ücretlilerin lehine imkanlar yaratılıp yaratılmadığını da görmemizi sağlar. 

Merkez Bankası'nın son enflasyon raporunda yer alan bir çalışma, Türkiye'de asgari ücretin en düşük ücret değil, temel ücret haline geldiğini ve ücretlerin asgari ücret dolayında aşırı ölçüde yoğunlaştığını ortaya koyuyor. Bu durumu dikkate aldığımızda asgari ücretin kişi başına milli gelire oranının seyri, aynı zamanda genel olarak ücretlilerin milli gelirden aldığı payın seyri konusunda da bir fikir verir.

Çalışma Bakanlığı'nın verileriyle yıl içi değişimleri de dikkate alarak hesapladığımız yıllık toplam net asgari ücretin, aynı yılın kişi başına cari gayrı safi yurtiçi hasılası (GSYİH) ile karşılaştırdığımızda göze çarpan başlıca noktalar şöyle:
•2014'te bir asgari ücretlinin eline kişi başına milli gelirin yüzde 45.81'i kadar para geçti. Bu oran 2012'den beri üç yıldır yerinde sayıyor.
•Asgari ücretlinin evli ve bir çocuklu olduğunu kabul edersek, asgari ücretli ailesinin kişi başına geliri, genel ortalamanın yüzde 15'i düzeyine düşüyor. Çocuk sayısı ikiye çıkarsa asgari ücretli ailenin kişi başına geliri, genel ortalamanın neredeyse onda biri düzeyine iniyor.
•Net asgari ücretin kişi başına gelire oranının yıllar içindeki seyrine baktığımızda, 2014'teki oranın 15 yıl öncesinin de altında olduğunu görüyoruz. 1999'da asgari ücretlinin eline geçen net para, kişi başına milli gelirin yüzde 46.92'si kadardı. 2014'teki oran yüzde 45.81 ile 15 yıl öncesinin 1.11 puan altında. Yani asgari ücretlinin milli gelirden aldığı pay, 15 yıl öncesine göre gerilemiş. Ekonomik büyüme, gelir dağılımını düzeltmeye hizmet edecek şekilde değerlendirilmemiş.
•Asgari ücretin milli gelire oranı, 1999'dan bu yana en yüksek düzeyine yüzde 48.72 ile 2009'da çıkmış. 2008 ve 2009'daki oran artışı, asgari ücretteki artıştan değil, ekonomik kriz nedeniyle kişi başına gelirin reel olarak düşmesinden kaynaklanıyor. Yani ekonominin küçülmesi, asgari ücretin kişi başına gelire göre daha fazla artmış görünmesine yol açıyor.
•Asgari ücretin işverene maliyetinin, kişi başına GSYİH miktarına oranına baktığımızda 1999'a göre bir düşüş var. 1999'da yüzde 80.75 olan işverene maliyetin kişi başına GSYİH'ya oranı, 2014'te yüzde 68.04 ile 12.71 puanlık bir düşüş göstermiş. Yani asgari ücretin işverene maliyetinde kısmi bir iyileşme sağlanmış.
•Ancak burada sağlanan yaklaşık 13 puanlık iyileşme, asgari ücretliye hiç yansımamış. Asgari ücretin işverene maliyetinin kişi başına milli gelire oranında düşüş sağlanırken, asgari ücretlinin eline geçen pay artırılmamış.

ajschasd.png

etjht6h.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar