Asgari ücret, gıda enflasyonu ve şeffaflığın üzerindeki perde (2)
Bu girişten sonra, daha önce birkaç defa gündeme getirdiğim ancak muhataplarından cevap alamadığım bir konuyu, tam da gıda fiyatları ile ilişkisi bakımından tekraren gündeme taşımak istiyorum.
Ticaret Bakanlığı’nın, haksız fiyat artışlarının önüne geçmek amacıyla, Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmelik’te yaptığı değişikliğin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti.
Bu defa Yönetmeliğin ‘Veri Paylaşımı’ başlıklı ilgili maddesini olduğu gibi sizinle paylaşıyorum: “MADDE12/Ç- (Ek:RG-7/12/2022-32036) (1) Perakende ticaretin etkin ve sürdürülebilir rekabet şartlarına göre yapılmasına yönelik politikaların geliştirilmesi, kamuoyunun aydınlatılması ve tüketicinin fiyat karşılaştırması yapabilmesine imkân sağlanması amacıyla, gıda perakende sektöründe hızlı tüketim mallarının satışıyla iştigal eden ve şube sayısı iki yüzden fazla olan zincir mağazalar, satışa sundukları ürünler ile şubelerine ilişkin verileri Bakanlıkça belirlenen sisteme aktarmakla yükümlüdür.
Bu veriler ilgili kurum, kuruluş ve kamuoyuyla paylaşılabilir. Veri aktarımının usul ve esasları Bakanlıkça belirlenerek ilgili zincir mağazalara bildirilir.” O zamanki fiyat artışları da gündemin birinci maddesiydi. Yapılan bu değişiklikle umutlanmıştık. Sonrasında zaman zaman hatırlatmalar yapmamıza rağmen yetkililerden hiçbir ses çıkmadı. ‘Veri aktarımının usul ve esasları’ konusunda da Bakanlıktan herhangi bir düzenleme gelmedi. Bakanlıkça böyle bir sistemin kurulması bir yıl süremez.
Yazılım geliştirme konusunda deneyimli bir kişi olarak, böyle bir sistemin hayata geçirilmesinin çok kısa zamanda mümkün olduğunu söyleyebilirim. Burada önemli olan devletin kararlı tutumu. Şu an talep ve maliyet enflasyonundan daha etkili olan beklenti enflasyonunun kırılabilmesi için yönetmeliğin bu maddesi hayata geçirilmeli.
Unutmayalım ki herkesin ve her şeyin dijitalleştiği bir zamanda kurulacak bu sistem, rekabeti, uygun fiyatı ve kaliteyi sağlayacaktır. Tüm fiyatların yan yana ve anlık olarak görülebildiği bir sistemde hiç kimse fahiş fiyat artışına cesaret edemez. Etse bile malını satabilmesi mümkün olmaz. Çünkü rasyonel olduğunu varsaydığımız insan, fiyat-performans açısından en uygun olanını seçecektir.
Tüm bunlar gerçekleştirilmiş olsaydı, televizyonlarda birkaç ürüne ait birkaç fiyat üzerinden yorum yapan uzmanlarımız, doğrudan bu sistemden aldıkları verileri konuşuyor olacaklardı. Dahası çok muhtemelen konuşma ihtiyacı bile olmayacaktı çünkü fırsatçılık en aza indirilmiş olacaktı. Peki vatandaş ne yapsın? Tek denetim mekanizması ancak sahip olduğu piyasa bilgisi ve satın alma kararı.
Piyasa verileri ışık hızında değişince, karanlıkta el yordamı ile ilerliyorsunuz. Perakendeciler ise gece mesaisiyle fiyat etiketlerini değiştiriyorlar. Fiyat değişimi de kanıksandığından yeterince tepki de gelmiyor. Bu arada 14 Aralık 2023’te, aynı yönetmelikte değişiklik öngören ve 1 Ocak 2024’te yürürlüğe girecek olan bir yönetmelik daha yayınlandı. Bu yönetmelikte, üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler arasında ticari ilişkilerle ilgili düzenlemelere gidildi, tarım ve gıda ürünlerinin tedarikinde ödeme süreleri kısaltıldı.
Bu demek oluyor ki veri paylaşımı konusu farklı bir düzenleme yok ve hala yürürlükte. Yazıyı bitirmeden önce yetkililere birkaç soru yöneltmek istiyorum: Böyle bir sistem neden kurulmadı? Yönetmeliğin gereği yerine getirilmedi? ‘Veri aktarımının usul ve esasları’ hazırlandı mı? Değil ise neden? Bundan sonraki aşamada bu konu hakkında adım atılması planlanıyor mu?