Aşçılık fiziksel güç gerektiriyor çoğu kadın şef bu safhayı geçemiyor
Arya Kadın Yatırım Platformu Kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter, girişimci kadınların finansmana ulaşımını sağlamak ve kadınlar arasında iş birliği zekasını geliştirmek üzerine önemli çalışmalara imza atan bir kadın.
"Yeni yatırım alanı kadın olmalı. Kadın, benim için 'yeni altın'" diyen Büyükkuşoğlu Serter, Türkiye'nin ilk sanat otel markası ve sanat yönetim şirketi olan Casa dell'Arte'nin de kurucusu.
Casa dell'Arte kurulduğu günden itibaren, sadece bir otel olarak kalmayıp; atölye sanat çalışmaları, sergiler, çocuklar ve yetişkinler için sanat aktiviteleri sunmanın yanı sıra, genç sanatçı programlarıyla da Türkiye'nin yeteneklerini desteklemeyi amaçlıyor.
2015 yılından bu yana ise, genç sanatçı programlarına ek olarak, Ninu Restoran ile Misafir Şef programları düzenleniyor.
Sümer dilinde "biz kadınlar" anlamına gelen Ninu; kadınların liderliğini ve birlikteliğini ön plana çıkarmayı hedefliyor ve Misafir Şef Programı ile kadın şeflere kapılarını açıyor.
"Tıpkı Art Residency gibi Şef Residency programında da Ninu Restoranı bir sanat galerisi gibi konumlandırıyoruz ve şeflere kendi menü ve yemek deneyimlerini istedikleri gibi kurgulama fırsatı yaratıp, alternatif bir alan açıyoruz" diyen Ahu Büyükkuşoğlu Serter, Misafir Şef Programı hakkında şu bilgileri veriyor:
Kadın şefler zorlanıyor
"Benim kızım da şef olma hayalini kuruyor. Onunla birlikte mesleki araştırmalar yaparken, hayatın pek çok konusunda olduğu gibi bu alanda da kadın şeflerin çok zorlandığını gördüm. Kendini gösterecek alan bulmaları, mutfaklara girişleri, erkeklerden daha zor oluyor. Biz de kadın şeflere öncelik verdiğimiz bir Şef Residency programı ile restoranımıza gelen misafirlerimizin değişik tatları deneyimleyebileceği bir program oluşturarak, bu alanda da bir farklılık yaratalım istedik.
Bu amaçla 'Ninu' adında ayrı bir restoran açtık otelimizin içine. Ninu, Sümerce 'biz kadınlar' anlamına geliyor. Ve açık mutfak olduğu için misafirle birebir temasta bulunmak gibi bir şansları oluyor şeflerimizin. Aslında yemek yemekten çok daha başka bir deneyim yaşamak için geliyorlar. 2018'deki hedefimize gelince; sezonun başından sonuna kadar farklı şeflerle, aynı bir gece kulübündeki DJ'lerin müzik listelerinin olması gibi, biz de şeflerimize sırasıyla yer vereceğiz. Önceden programımız belli olacak ve misafirlerimiz diledikleri şef için rezervasyon yaptırıp, bu deneyimden faydalanabilecekler."
Kişiye özel aşçılık
Ninu Restoran, bugüne kadar Murat Bozok, Jale Balcı, Bengi Kayhan, Pelin Dumanlı gibi birçok şefi ağırladı. Bu sene ise Pınar İshakoğlu'nu ağırlıyor. İshakoğlu, Private Chef, yani kişiye özel aşçılık kavramını Türkiye'de temsil eden bir isim.
İshakoğlu aşçılık serüvenini şöyle anlatıyor: "Aşçılık serüvenim, 6 yaşında annemin mutfağında onu izleyerek ve onun her yaptığını taklit ederek başladı. Kariyerimi tutkumla buluşturmam ise 2009 yılında işimden istifa edip aşçılık okuluna gitmem ile devam etti. İstanbul ve Londra'da bu yeni kariyerimde edindiğim tecrübelerimi, Türkiye'de kişiye özel aşçılık hizmeti veren firmamla hayata geçirdim. Yurt dışında çok kullanılan bir konsept olan kişiye özel aşçılık; evinizde veya tercih ettiğiniz bir mekanda sadece size özel menülerin oluşturulması, pişirilmesi ve servis edilmesi anlamına geliyor.
Mutfağınızı profesyonel bir mutfak gibi kullanıyor, yemek odanızı ise bir adeta bir restorana çeviriyor ve sonra da bulduğumuz gibi bırakıyoruz. Aynı zamanda haftalık beslenme programınızı sizinle birlikte hazırlıyor, alışverişi yapıyor, evinizde pişiriyor ve buzdolabınıza, buzluğunuza yerleştiriyoruz. Mutfağınıza detoks yapıyor, sizi daha ergonomik, daha işlevsel, hayatı kolaylaştıran ürünler ile tanıştırıyoruz. O hep öğrenmek istediğiniz taze makarna yapmayı veya İtalyan mutfağını size alışveriş detaylarından başlayıp; hazırlama, pişirme, saklama detayları ile öğretiyoruz."
Kadınlar mesleğe devam edemiyor
İshakoğlu'nun altını çizdiği önemli bir konu sektörde kadın aşçıların sayısının erkek aşçılara oranla çok daha az olduğu. "Çoğu, okul bitiminde sektörde çalıştıktan sonra zorluklarına katlanamayıp, mesleğe devam etmiyor. Büyük ölçüde fiziksel güç gerektiren bir meslek ve çoğu kadın şef bu safh ayı geçemiyor. Şef olmak için büyük fedakarlıklar gerekiyor. Herkes bu hayata hazır olmayabilir. Çok sevmek, çok istemek ve ne olursa olsun vazgeçmemek lazım" diyor İshakoğlu.
Ahu Büyükkuşoğlu Serter:
Türk şefleri Lizbon'da da tanıtacağız
Ahu Büyükkuşoğlu Serter, Misafir Şef programını Casa d'ell Arte Lizbon projelerinde de hayata geçirmeyi düşündüklerini söylüyor ve ekliyor: "Orada da amacımız; hem Türk şeflerini Lizbon'da tanıtmak, hem de Portekizli şefleri Türkiye'ye getirmek. Böylece; sanatta yaptığımız kültürel alışverişi, yemekte ve lezzette yapmış olacağız. 'Kültürel diplomasinin bir parçası olarak yemek' isminde bir yazı okudum geçtiğimiz günlerde. İnsanların aynı masanın etrafında toplanıp diyalog kurması, 'break bread' denilen aynı ekmeği kırması, insanları birbirine çok yakınlaştıran bir deneyim."
Türk mutfağı tüm dünyada yükselen mutfaklardan
"Yeme-içme, bizim kültürümüzün çok önemli bir parçası. Her geçen gün birbiri ardına açılan yeni restoranlar ve onların Türkiye'ye sunduğu yeni trendler bir yana; Türk mutfağı, tüm dünyada yükselen mutfaklardan. Doğru birikim ve yaklaşımla, gastronomi dünyasında kendi mutfağımız ile yer edinebileceğimizi düşünüyorum" diyen Pınar İshakoğlu, üniversitelerde açılan gastronomi bölümlerinin, gençlerin bu alanda kendilerini geliştirmelerine, dünya trendlerini yakalamalarına olanak sağladığını ifade ediyor.