“Arz talep dengesi” de, “dengesizliği” de planlanabilir…
Arz talep dengesizliğini her alanda yaşıyoruz…
Bu dengesizliğin tarımdan sanayiye, eğitimden ticarete her alanda zarar verdiğini/vereceğini de biliyoruz…
***
Üstelik, planlama da yapıyoruz…
Ama…
Anlaşılmaz bir biçimde, planlarımızı, “dengesizliği geliştirme yönünde” kurguluyoruz…
***
Örnek mi?
“Ekonomi bilimi” okutan onlarca (bazılarına, belediye otobüsü dahi gitmeyen) iktisat fakültesi…
Getirisi:
100 binlerce “işsiz ekonomi bilimci!”
Ve…
Vasıflı işgücü eksiği nedeniyle değerlendiremeyip/atıl bıraktığımız yüzlerce üretim alanı/alternatifi…
***
Soru şu:
2.6 milyonun üzerinde iktisat/işletme (ekonomi) mezunu olan bir ülkede “Nasıl olmalıydı ekonomi?”(!)…
***
Yanıt alakasız ama konuyla ilgili(!):
“İktisat bölümü” kurmak (-veya dükkanı açmak) için, 9 okulun daha devam ediyor başvuru süreci…
VELHASIL
Eğitim sistemi ve kültürel yapı sayesinde kazandığımız alışkanlıklarımız sayesinde “sorun” üretiyoruz…
Verimsizliğe, dolayısıyla enflasyon/faiz/ istihdam/ücretler gibi alanlarda olumsuzluklara, dolayısıyla açıklara, dolayısıyla borçlanmaya (gibi sorunlara) davetiye çıkarıyoruz…
***
Sonra…
İktisat bölümü kuran (dükkanı açan), kurulmasına izin veren, bölümü tercih eden/tercih ettirenler olarak birleşip, “Nasıl düzelecek bu ekonomi?”, “Kim düzeltecek bu ekonomiyi?”, “Şunlar yapılmalı hocam!”, “Şu şöyle olmalı sevgili okuyucularım/takipçilerim” diye (hariçten laflar edip) suçlu arayıp/yargılıyoruz…