Artık seçimleri yapay zekâ yapsın!
Kökleri Antik Yunan’ın kent devleti Atina'ya dayanan demokratik sistem, halkın doğrudan veya temsilciler aracılığıyla hükümeti yönetme yetkisine sahip olduğu bir yönetim biçimi. Demokrasi, bireylerin özgür iradeleriyle liderlerini ve politikalarını seçmelerini sağlıyor. Hukukun üstünlüğünü, temel insan haklarının korunmasını ve çoğulcu bir toplum yapısını destekliyor.
Temel ilkesi hükümetin halkın rızası ile yönetilmesi ve halkın, seçimler yoluyla hükümetin politikalarını ve eylemlerini etkileme yeteneğine sahip olması. Dünyada Birleşmiş milletlerin tanıdığı 193 ülke var. Bunlardan 122'si, yaklaşık %63'ü seçimli demokrasi sayılıyor. Yani düzenli, özgür ve adil seçimler yapıyorlar.
Bu ülkelerin 58’i liberal, tam demokrasiler olarak kabul ediliyor ki bu, seçim demokrasisi kriterlerini karşıladıkları ve aynı zamanda güçlü bir hukukun üstünlüğüne, insan haklarına saygıya ve iyi işleyen bir hükümete sahip oldukları anlamına geliyor.
Türkiye “kusurlu” demokrasi sayılıyor
Türkiye, modern anlamda demokrasiye ve seçimli sisteme ilk kez 1946 yılında çok partili hayata geçişle adım attı. Ancak şu anda ülkemiz ne yazı ki “tam demokratik 58 ülke” arasında yer almıyor.
Yaşadığımız darbeler, sancılı, kalkışmalı ve karmaşa dolu yıllardan sonra ülkemizdeki demokrasi “Economist Intelligence Unit”in hazırladığı 2022 Demokrasi Endeksi'ne göre "Flawed, kusurlu bir demokrasi" sayılıyor. Raporda bu, Türkiye'nin demokratik kurumları olduğu, ancak tam olarak işlevsel olmadığı şeklinde açıklanıyor.
Seçimlere güvenilmiyor!
Ülkemiz 14 Mayıs’ta bir seçim daha yaşadı. Sonuçlarının bütünüyle kesinleşmesi ikinci tura kaldı.
Görünürde her şey son derece demokratik gerçekleşiyor ancak seçime katılan tüm taraflar seçim “öncesi, sırası ve sonrasında” uygunsuzluklar yapıldığına dair epeyce yüksek perdeden iddialar, rahatsızlıklar öne sürüyor. Ve bu, nerdeyse her seçimde bu şekilde tedirginlikler yaratıyor. Kısacası seçim yapılıyor ama seçimlerin yapılış biçimine, sayılışına, ilan edilişine vb. güvenilemiyor.
Ülkemizde (aslında dünyada da) klasik yöntemlerle yapılan seçimlere karşı bir güven sorunu var. Özellikle de gençlerde. O yüzden tüm partiler kendi paralel sistemlerini kurup güvenlik sağlamaya, istenmeyen olayların yaşanmasını engellemeye çalışıyor. Tüm bunlar da toplumsal maliyetleri yükseltiyor, psikolojiyi, sosyolojiyi bozup enerjiyi zedeliyor.
Dürüst, adil ve şeffaf bir seçim sistemine yapay zekânın katkısı
Bu sorunlar nasıl hallolabilir diye düşünürken kendi ilgi alanımdan bir çare üretmeye çalıştım. “Seçim sistemi fiziksel oy kullanmaktan, dijitale taşınsa ve süreçlerin başına da organik insanlar değil de yapay zekâ konsa nasıl olur? Maddi, manevi maliyet nasıl düşürülür?
Dürüst ve adil bir seçim sistemine daha doğrusu böyle yapıldığına dair güvenin yükselmesine yapay zekânın katkısı ne olur?” sorularını yanıtlamaya çalıştım. Çevrimiçi oylama, tüm seçmenlerin dünyanın herhangi bir yerinden oy kullanmasını mümkün kılar. Anında ikinci tur oylamalarını gerçekleştirme imkânı sağlar.
Orantılı temsil sistemi, çoğunluk oylarını alamayan partilerin de hükümette temsil edilmesine olanak tanır, bu da keyfiyeti önler. Ayrıca, yapay zekâ, seçimlerin genel şeffaflığını ve hesap verebilirliğini artırabilir. Örneğin, yapay zekâ tüm oyların kaydını oluşturabilir ve böylece oyların kaybolması veya tahrif edilmesi engellenebilir. Oy güvenliği en üst seviyede garanti altına alınır.
Tabii ki yapay zekâ da kötüye kullanılabilir…
Burada tek tek detay ve ayrıntılarına girmeye yer yetmez ama inanın aklınıza gelebilecek tüm soru ve olası problemleri iyi insan ve ileri teknoloji sayesinde üstelik de klasik yöntemlerden çok daha kısa sürede, daha düşük maliyetlerde çok daha doğru çözmek mümkün. İş ki biz kullanmayı isteyelim… Ve önce insana sonra da teknolojiye güvenelim…