Geçtiğimiz haftaya Dicle üniversitesinde karşıt görüşlü öğrencilerin çatışması ile başladık. Dicle Üniversitesi yönetimi ile ilgili çok kez eleştirilerimi dile getirmiştim. Gelinen noktada bugün yaşananlara çok üzülmüş ama hiç şaşırmış değilim aslında. Üniversiteler eğitim kurumları olmalı. Hiçbir mensubunu ötekileştirmemeli. Bugün bizim konuşmamız gereken konu Dicle Üniversitesi'nin başarıları olması gerekirken daha farklı konularla gündeme geliyoruz. Teknokentimiz neden bu durumda veya nasıl ileriye taşıyabiliriz? Sağlık alanında nasıl başarılar elde edebiliriz? Mühendislik fakülteleri nasıl teknolojik gelişmeler sağlayabilir. Bilim yuvası nasıl oluruz ?
Neyseki üniversitede pek fazla tatsızlıtk yaşanmadı. diğer. Eminin sağduyu hakim olur. Olmak zorunda. Dicle Üniversitesi yönetimininin de eleştirilere kulak verip, kentteki STK'larla bir durum değerlendirmesi yapması gerekir.
Üniversitede bunlar yaşanırken "akil" insanlarımız da çözüm sürecine katkı sunmak için Diyarbakır'a geldiler. Çarşamba günü ise Gıda Tarım ve Hayvancılık BakanıMmehdi Eker'in ziyareti ile bir takım etkinlikler gerçekleştirildi. Bakan Eker ilk olarak , Turizm Bakanlığı , Diyarbakır valiliği ve Büyükşehir Belediyesi organizasyonu ile gerçekleştirilen UNESCO Dünya Kültür Mirası Adayı olan " Diyarbakır Kalesi ve Tarihi Şehri" konulu ICOMOS/OCOFORT 2013 Diyarbakır toplantısına katıldı.Bu Diyarbakır turizmi adına çok öenmli bir toplantı idi.
Bakan Eker, ardından inşaat fuarının açılışını yapmak üzere TÜYAP Fuar ve Kongre Merkez'ine gitti.
Diyarbakır bir bütün olarak Ortadoğu'nun fuar merkezi olmak için yıllarca gayret etti. Bunda başarılı da oldu. Ama inşaat fuarında dikkatimi çeken Diyarbakır'ın yerli firmalarının fuara çok fazla katkı sunmaması idi. Eğer hoşumuza gitmeyen bir durum varsa, bunu oturup konuşup beklentilerimizi ve taleplerimizi gündeme getirerek aşmalıyız. Fuar Diyarbakır'ın , fuar bizim. Kentin gelişmesine ne kadar katkı sunduğunu gelinen noktada herkes çok iyi biliyor. Fuar dönemlerinin ilk yılarında otellerde konaklama için yer bulunmadığı günleri unutmayalım. Şunu da iyi analiz etmek gerekir. Biz yılarca baltayı kendi ayağımıza vurduk. Bu saatten sonra yapacağımız hataların telafisini kolay olmayabilir.
Bu nedenle kentin gelişimi için Diyarbakır'da her kesiminin üzerine düşeni, kimseyi ötekileştirmeden gerçekleştirmesi gerekiyor.
Çünkü Diyarbakır'da artık yüzlerin gülmesi gerekiyor. Yoğun , kimi zaman üzüldüğümüz, kimi zaman heyecanlandığımız bir haftayı geride bıraktık. Ama şapkayı önümüzden hiç kaldırmayalım, çünkü bölgede ne olursa olsun iki defa düşünmek, ince eleyip sık dokumak zorundayız.