Artık deniz bitti!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

ARKA PLAN / Mehmet Uğur Civelek Geçtiğimiz hafta, finansal piyasaların açılış düzeyleri ile kapanışlar arasındaki farka bakarak belirsizliğin azaldığını düşünebilirseniz! Yok eğer aksi kanaatte iseniz, sonucun neden böyle olduğunu sorgulamanız gerekir. Biraz daha açık konuşmak gerekir ise ortalıkta büyük bir çelişki var. Gerek ulusal, gerekse küresel düzeyde belirsizlik ve kırılganlık artıyor, risk alma iştahını kurutan olumsuz sürprizler yaşanıyor; fakat finansal piyasalar bunları görmezden gelme gayreti ile direnmeye çalışıyor. İktidar partisi hakkındaki kapatma davasının Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmesi, mart ayı enflasyon rakamlarının olumsuzluğu, standart and Poors'un kredi notumuz konusundaki görünümü nefatife çevirmesi, küresel düzeyde durgunlaşmayı teyit eden olumsuz gelişmelerin yaşanması gibi bir araya gelmesi çok nadiren yaşanabilecek olumsuzluklar neden piyasaları etkilemedi? Beklentileri ve bunlardaki değişimi fiyatladığını iddia eden finansal piyasalara ne oldu? Neden bu gelişmeleri görmezden gelmeye çalışıyor? Bu ve benzeri soruları yanıtlamak ve gerçeğe yakın bir teşhiste bulunabilmek için daha farklı bir senaryo üzerinden konuyu irdeleyelim. Eğer dolar kuru 1.40 düzeyine dayanmış, devlet iç borçlanma senedi piyasalarında oranlar bir tam puan daha yükselmiş ve dış piyasalardaki havanın tersine, borsamız hatırı sayılır oranda gerilemiş olsa idi, bundan sonra yaşanacak gelişmeleri kontrol altında tutmak ve olası paniği önlemek olamazdı. Günü kurtarmak ve sıkıntının büyümesini önlemek adına büyük oyuncular mecburen devreye girmek zorunda kaldı, kimsenin almak istemediği riskleri üstlenmek zorunda kaldı; bilançolarını ve pozisyonlarını savunmak adına yanlış olduğunu çok iyi bildikleri bir tavrı sergilemek durumunda kaldılar. Peki bu çaba beklentilerin bozulmasını engelledi mi? Hayır... Yukarıda ana hatları ile özetlemeye çalıştığımız tablo yeni bir şey değil; finansal piyasaların büyük oyuncuları, beklentileri kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek adına uzunca bir süredir bu tavrı sergiliyor. Deyim yerinde ise ya hep ya hiç mantığına dayalı bir kumar oynuyor. Bugüne kadar idare ettiler, fakat artık çok sıkıştılar ve yanlış yaptıklarını, bu yanlıştan dönme şansına sahip olmadıklarını da biliyorlar. Aynı söylemleri tekrarlayıp, aynı tekpiyi vermek dışında bir şey yapamıyorlar... Taşıdıkları yük ağırlaştıkça bu tavrı tekrarlama şansları da azalıyor; akıntıya karşı yüzmek güçlerini eritirken dirençlerini zayıflatıyor, kimseyi ve hiçbir şeyi düşünemeyecek noktaya hızla yaklaşıyorlar. Bugüne kadar ne zaman enflasyon rakamı kötü geldi ise döviz satarak Türk Lirası'nın değerlenmesi bu yolla beklentilerin düzelmesi için çaba harcadılar. Gelişmelerin kendileri aleyhine olmaması için piyasaları yapay olarak yönlendirebilmek için bugün olduğu gibi tüm güç ve enerjilerini kullanmaktan çekinmediler. Hep en iyi savunma hücumdur taktiği ile oynadılar. Yaptıkları nedeniyle oluşan ve büyüyen dengesizlikleri, ağırlaşan sorunları görmek yerine pembe masallarla hem kendilerini, hem de herkesi aldatmaya çalıştılar. Onlara göre krizden kaçınmanın tek yolu bu idi! Bu şartlanmışlığın yarattığı gerçeklerden uzaklaşmayı görmek istemediler, hem kendilerini, hem de ülkemizi büyük bir felakete sürüklemekten başka bir şey yapmadılar. Artık deniz bitti! Sene başından beri döviz kuru ve faizler beklentileri ve piyasaları yönlendirmeye çalışanlara rağmen yükseliyor; başka bir deyişle hem sürükleniyor, hem de büyük kayıplara sebep oluyorlar! Ne de olsa başarılı olurlar ise kazanç onların olacak, aksi olur ise kayıplar tüm ülkeye fatura edilecek! Sonuç ne olursa olsun bu ülkede yaşayanlar her durumda kaybediyor, her gelen gün gideni aratıyor olacak... Artık deniz bitti! Eğer ihtiyaçtan fazla dış finansman bulunabilir ise Türk Lirası hızla değerlenecek, kendileri açısından işler yoluna girecek, fakat dayanacak güçleri kalmayan üreticiler havlu atacağı için ülke yine krize girecek ve evdeki hesap çarşıya uymayacak, yok eğer yeterli finansman bulunamaz ise her şey kontrolden çıkacak. "Bütün yollar, Roma'ya çıkıyor" ise kredi notundaki görünümün negatife çevrilmesi, iktidar partisi hakkında kapatma davası açılması veya enflasyonun yüksek çıkması gibi gelişmelerin ne önemi olabilir ki! Evet artık deniz bitti! Her şeye çok kısa vadede kolay kazanç gözüyle bakarak piyasaları yapay olarak yönlendirenler, bilerek veya bilmeyerek uzun vadeli siyasi hesaplar içinde olanlara da hem taşeronluk yaptılar hem de onlara finansman sağladılar!.. Fakat artık köşeye sıkıştılar: Saadet zinciri kırılmaya başladı. Temennileri tahmin diye pazarlamak, geniş kesimleri çıpalı masallarla uyutmak çok zorlaştı. Kendisini serbest piyasa yanlısı ve demokrasi havarisi olarak tanımlayan küreselci liberallerin ipliği pazara çıkmaya başladı. Korkmakta çok haklılar; duygusal bir toplumun aldatıldığını anladığında vereceği tepkiyi öngörebilmek ne yazık ki pek mümkün değil!..

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar