Artık çocuklar ölmesin istiyoruz... Artık huzur istiyoruz…
Son yıllara kadar Gaziantep denilince akla huzur, hoşgörü, lezzetli yemekler, tatlılar, girişimcilik, sanayi alanındaki başarı, zengin tarihi ve kültürel güzellikler ve daha birçok güzel ve olumlu şey gelirdi. Şimdilerde ise patlamaların, ölümlerin ve tarifsiz acıların yeri oldu Gaziantep.
Enerjisi bol, eğlenceli, çalışkan, her koşulda motivasyonlarını yüksek tutmayı bilen Gaziantepliler, şimdilerde tek kelime ile yasta. Bir eğlence ortamında gerçekleştirilen hain bir canlı bomba eylemiyle çoğu çocuk olmak üzere 50’inin üzerinde canımızı kaybettik.
Bu acı, bu ateş sadece Gaziantep’i yakmadı. Ülkemizin her yerinde en derinden hissedildi. Terör örgütlerinin sivillere yönelik bu tarz eylem yapma şekli kesinlikle kabul edilemez. İnsanlık suçu işleyen bu örgütler sadece Gaziantep’i, ülkemizi değil, tüm dünyayı tehdit eder duruma geldi.
Bu sorun tüm dünya ülkelerinin birlikte hareket edeceği boyuta çoktan gelmiştir.
Gaziantep, din, dil, ırk, kültür farkı gözetmeden barış ve refah içinde insanların yaşamlarını sürdürdüğü kozmopolit bir kentti, halen de öyledir. Öyle olması için Gaziantepliler elinden geleni yapacaktır. Gaziantep özellikle gelişmiş sanayisi ve güçlü ekonomisi nedeniyle Doğu illerinden yoğun göç alan bir yerdir. Bu göçler Gaziantep ekonomisini ve yaşantısını olumsuz değil olumlu yönde etkilemiştir. Ne kavga, ne de gürültü olmadan, kardeşlik içinde bir yapı hüküm sürüyor kentimizde. İlki 2012 yılında başlayan sonuncusu cumartesi gecesi yaşanan farklı terör örgütlerinin kentteki hain eylemleri bu kardeşlik ortamını bozamayacaktır.
Sivilleri, çocukları hedef alan bu hain saldırılara alışmamalıyız, alıştırılmamalıyız… Gaziantep’ten bahsederken, yeni yapılan yatırımlardan bahsedelim istiyoruz, artan ihracat rakamlarından bahsedelim istiyoruz, dünyanın Gaziantep’in başarısından bahsetmesini istiyoruz, gastronomi kenti ünvanıyla turist patlaması yaşandığının haberlerini yapmak istiyoruz, farklılıkların nasıl zenginliğe dönüşebileceğini göstermek istiyoruz, Gazilik unvanının neden Antep’e verildiğini anlatmak istiyoruz, inovasyonun, yeniliğin, ilklerin adresinin Gaziantep olduğunu aktarmak istiyoruz.
Ölümlerin yaşandığı, hele ki çocuk ölümlerinin yaşandığı bir Gaziantep olmak istemiyoruz. Olmayacağız da... Bundan çok eminiz, bunun için hem bölge yetkililerimiz ve ülkemizin en üst düzey yetkilileri önemli bir çaba gösteriyor.
Bu olumsuzluklar, acılar elbet son bulacak. Kimse ne ülkesini ne de memleketini terk etmeyi aklından bile geçirmiyor. Bilen bilir, Gaziantepliler, okumaya, çalışmaya il sınırları dışına çıksa dahi eninde sonunda mutlaka memleketine döner, bunu doğduğu topraklara borç bilir. Bu nedenle Gaziantep’te beyin göçü yaşanmaz. Bu yönüyle de örnek modeldir. Kentlerinde huzur ortamının bozulmasına müsaade etmez Gaziantepliler. Çocuklarını bu kentte büyütmeye devam edip, önce Gaziantep’e sonra ülkesine faydalı olması için uğraşır. Gaziantep’te moraller bozuk, yüzler şu sıralar gülmüyor ama geçecek… Son söz; güzel günler, güneşli günler göreceğimiz günlerin çok yakın olması ümidiyle.