Artan siyasi riskler, ayrışma getirir mi?
Serhan Yenigün / Finansinvest
Önceki hafta küresel mali sistemin önemli aktörleri olan ABD ve Avrupa Merkez Bankaları ile G20, piyasalara likidite desteğinin bir süre daha devam edeceğini bildirmişti. Böylece, parasal gevşemeden çıkış stratejilerinin en azından 2009 sonuna ertelenmesi ve ucuz maliyetli kaynak desteğinin sürmesi piyasaların moralini yükseltti. Buna rağmen, özellikle riskli varlıklarda son bir yılın zirve seviyelerinden daha fazla yukarı yönelmek için yeterli parametrelerin oluşamadığını görüyoruz. Ancak, son sekiz ayda elde edilen karların hızlı bir şekilde realize edilmesi için de yeterince karamsar bir tablo çizilemiyor. Bu nedenle, özellikle yurtdışında hisse senedi, para ve faiz piyasaları ile petrol gibi bazı emtiaların son dönemde dar marjlar arasına sıkıştığını görüyoruz. Ancak, altın ve altına korale bir çok emtiada yükseliş eğilimi sürüyor.
Yurtiçinde ise, özellikle İMKB'de çok daha farklı bir görünüm sergilendiğini ve geride bıraktığımız haftada hisse senedi yatırımcılarının üzüldüğünü gördük. Ancak, Lira başta olmak üzere tahvil-bono piyasalarında ve Türk Eurobondları gibi diğer varlıklarda daha sakin bir seyir izlendi. Yurtdışı hisse senedi piyasalarının yatay seyrettiği bir dönemde İMKB'de görülen negatif ayrışmanın ağırlıklı olarak yurtiçinde artan siyasi risklerden ve gerginlikten kaynaklandığı görülüyor. Demokratik Açılım tartışmaları kapsamında iktidar ile muhalefetin sertleşen üslupları ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın bazı yargı mensuplarının telefon görüşmelerinin dinlenmesi üzerine başlattığı inceleme yurtiçinde siyasi tansiyonun armasına neden oldu. Bu dönemde iktidar partisi AKP'nin kapatılmasına yönelik yeni bir dava endişesinin gündeme gelmesi de özellikle yabancı yatırımcıların tedirgin olmasına neden oldu. İMKB'deki kırılganlığın altında yatan nedenlerden birinin de, Mart ayından bu yana yaşanan küresel ralli döneminde Türk hisse senetlerinin gösterdiği yüksek performans olduğu düşünülebilir. Son 8-9 ayda İMKB 100 endeksi dolar bazında %100'ün üzerinde değer kazanırken ABD ve Avrupa piyasalarında bu getirinin %40-%50 seviyelerinde kaldığını görüyoruz.
Önümüzdeki süreçte mevcut siyasi gerilimin sakinleşmesi, İMKB'nin yurtdışına korale seyrinin yeniden güçlenmesine neden olabilir. Bu nedenle yurtiçinde siyasi gelişmelerin, yurtdışında ise makro veri akışının ve gelecek dönem büyüme performanslarına ilişkin sinyallerin yakından izlenmesi gerekiyor.