Artan iflas ertelemeler karşısında Tekinalp Hoca’dan tepki ve öneri
Arkadaşımız Canan Sakarya’nın haberini okuyunca, TTK’nın hazırlanışı, kabulü, iflas ertelemeleri artıran aksaklığın nereden kaynaklandığını Prof. Ümit Tekinalp Hoca ile görüştüm.
Önce, hazırlanışına değinelim:
Tekinalp, yasa taslağını 5 yılda 1536 madde olarak hazırlamış. 2005 yılında önce kamuoyunda ilgili 16 STK’nın tartışmasına açmış. Her STK ile 4’er saatlik tartışmanın ardından düzeltmelerle Meclis’e sunulmuş. Meclis’te alt komisyonda görüşülürken, seçim nedeni ile “kadük”oldu denilmiş, Müzakereler bittiği için İç Tüzük’te değişiklikle yeniden ele alınmış, Adalet Komisyonu’ndaki uzun tartışmaların ardından Genel Kurul’a gelirken bu kez yerel seçim olmuş, sonunda 2011’de ittifakla kabul edilip 26 Haziran 2012’de yürürlüğe girmiş.
Tekihalp Hoca bazı işveren kuruluşlarının, siyasetçilerin etkisiyle yasanın bazı değişikliklerle kabul edildiğini ve bunun sonucunda kapsam ve denetim konusunda daralmalar olduğunu belirtiyor. 17 bin anonim şirketin hepsinin değil 4 bin 500’ünün denetim kapsamına alındığını, 780 bin limited şirketin tümünün denetim dışına çıktığını açıklıyor. Muhasebe Denetleme Standartları için uluslararası IFRS sisteminin uygulanması yasada yer alırken, bundan vazgeçilerek Vergi Usul Kanunu’ndaki denetimle yetinildiğini belirtiyor.
“Eğer Muhasebe Denetleme Standarları’yla ilgili yasa tasarısı içersinde yer alan kurum oluşturulsaydı, şimdi 4. yılında oturmuş bir denetim yapımız oluşurdu ve bugünkü ifl as ertelemeler sorunuyla karşılaşmazdık. Dünyada Ticaret Hukuku denetim ve şeffafl ık üzerine, kurulur” diyen Tekinalp, “TTK’yı kimileri pasta olarak gördü. Kimileri güç elde edici araç olarak. Yasa çıktığında 32 bin serbest muhasebeci, 3 bin yeminli mali müşavir vardı. İki yılda sayıları 84 bine yükseldi” bilgisini veriyor.
Tekinalp, yasanın denetçilerin denetlenmesini öngören yapısının değiştirilmesiyle, ifl as ertelemede denetçilerce aranacak “ Nakit ve diğer nesnel kaynaklar” arayışıyla, “Ya nakitsiz ya da düşük nakitle ifl as ertelemeye gitmesi önlenebilecekken, kararın, şirket yönetim kurullarının mahkemeye başvurularına bırakılmış olduğunu söylüyor. Bugün yaşadığımız sorunun kaynağında “Denetçilerin denetlendiği” sistemden vazgeçilip, ifl as ertelemeleri mahkeme kararlarına bırakılmasından kaynaklandığını belirtiyor.
Türk Ticaret Kanunu’nun dünya örneklerinde olduğu gibi şeff afl ık ve denetim üzerinde işlemesi gerektiğini belirten Tekinalp Hoca, “Zamanla ifl as ertelemelerdeki sorunlara bağlı zorunlu olarak bu yola gidilecek denetim mekanizması işletilecektir” diyor.