Armstrong'un "küçük" adımı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Neil Armstrong, ayda ilk adımı attığında söylemişti; "Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım" diye. Bazen, bu sözün birey bazında ne kadar gerçek olduğunu gözlüyor insan… Bazı kurumlar, kendi ölçeklerinde çok küçük bir adım atıyor; ama bu adım karşıdaki bireyler için büyük adımlara dönüşüveriyor.

Yirmi dört saatlik Amasya seyahatimizde Ulu Önder'in Amasya genelgesini kaleme aldığı Yeşilırmak kıyısındaki Saraydüzü Kışla binasındayız. Saraydüzü Kışlası'nın aslında başka yerde olduğu, ancak o bina toprak kayması yüzünden yıkılınca aslına sadık kalınarak farklı bir yerde yeniden inşa edildiği biliniyor. İşte bu tarihi binada Amasyalı kadınlar için büyük bir adım niteliği taşıyan bir projenin açılış toplantısı yapılıyor.

Projeyi TEPAV -Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı- uyguluyor. Projeye, başta valilik ve belediye olmak üzere bir dizi yerel kuruluş destek veriyor. Proje ile Amasya'daki 250'si çalışmayan ama çalışmak isteyen ya da aktif olarak iş arayan, 50'si ise küçük çapta iş yapan olmak üzere 300 kadının istihdam edilebirliğine, kayıtlı istihdama katılımına ve sosyal güvenlik bilincinin gelişmesine katkıda bulunmak amaçlanıyor.

Önceki gün gerçekleştirilen projenin açılış toplantısının ardından Amasyalı kadınlara eğitim veren TEPAV yetkililerinin etrafı, öğretmenlerinin gözünün içine bakan küçük çocuklar gibi sarılıyor. Hani, "bize ne ödev veriyorsunuz, söyleyin yapalım" dercesine… Hayatı boyunca ekonomik özgürlük nedir bilmemiş bir kadının, henüz bu özgürlüğe ulaşmamış olmakla birlikte, daha şimdiden bunun tadını hissetmiş olması bile çok ilginç bir manzara oluşmasını sağlıyor. Bir heves, gözlerde bir ışıltı var…

TEPAV küçük bir adım atıyor, ama bu Amasyalı kadınlar için dev bir adıma dönüşmeye aday. İyi de, TEPAV Amasyalı kadınlara iltimas mı geçiyor; işsizlik, özellikle de kadın işsizliği her yerde yaygınken, niye Amasya seçiliyor? "Parayı veren düdüğü çalar" durumu bile değil; istekli olan bu olanağa kavuşuyor; çünkü Amasya'dan bu yönde bir istek gelmiş, TEPAV da doğal olarak tercihini Amasya'dan yana kullanmış.

Bütün ekonomi politikalarının nihai hedefi insandır, insanın refahını artırmaktır; en azından öyle olmalıdır. Refah artışının temelinde de iş olanakları gelir. Bizde, düşürdüğümüzü dile getirdiğimiz işsizlik hala çok yüksek. Hele hele kadınlardaki işsizlik… Üstelik, işgücüne katılma oranı çok çok düşük olduğu halde işsizlik yüksek; insan düşünmeden edemiyor, "ya bir de işgücüne katılma oranı yüksek olsaydı" diye…

Türkiye'de kadınlarda işgücüne katılma oranı yüzde 24 dolayında. Yani çalışabilir durumdaki her dört kadının ancak biri işgücü piyasasında. Bunların bir kısmı çalışabiliyor, bir kısmı da işsiz. Bu oran, yeri geldiğinde burun kıvırdığımız bazı Kuzey Afrika ülkelerinde yüzde 30, Akdeniz kuşağındaki ülkelerde yüzde 50, Kuzey Avrupa ülkelerindeyse yüzde 70-75 dolayında seyrediyor.

Türkiye'de kadınlar işgücü piyasasına neden az giriyor? Birincisi; toplumun kadın istihdamına bakışı olumsuz. İkincisi; ilginç bir şekilde kadınlar tarafından da benimsenen toplumsal cinsiyet rolleri söz konusu. Bu rollere bağlı olarak kadınlar eğitimden, özellikle de teknik eğitimden yeterince yararlanamıyor. Üçüncü olarak da, ekonomi zaten yeterince iş yaratamıyor, bu da kadın istihdamını olumsuz etkiliyor.

TEPAV'ın bu projesiyle 300 kadına iş yaratılsa ne olur, yaratılmasa ne olur, diye düşünülebilir tabii ki. Eğer Türkiye ölçeğinde düşünürseniz kuşkusuz 300 kadının iş bulmuş, ekonomik özgürlüğüne kavuşmuş olmasının hiç mi hiç önemi yok. Ama siz gidin bir de bu iş sahibi olma durumunu o kadınların gözünden görün. Ya da fırsatınız olursa işsiz birinin işe kavuştuğunda gözündeki pırıltıya bakın…      

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar