ARaştırsak ve GEliştirsek mi? Araklasak da götürsek mi?
Türkiye İhracatçılar Meclisi Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısının konuğu olan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş, TÜBİTAK'ın yeni Ar-Ge destek programını açıklamıştı. Hafta sonu internette dolaşırken TİM sitesinde Sayın Yetiş'in sunumunu görüp incelemek fırsatım oldu. Ar-Ge konusunun ne kadar önemli olduğunu, KOBİ sahibi ve yöneticisi dostlarımızla her sohbetimizde dile getirmişimdir. Ar-Ge için harcananların daha sonra misliyle geri döndüğünün örneklerini, bilgi dağarcığım yettiğince ve dilim döndüğünce anlatmaya çalışırım.
Sayın Yetiş'in sunumunu incelerken, birkaç yıl önce fuar standında ziyaret ettiğim bir sanayici dostumun başından geçenleri hatırlamadan edemedim.
Bu dostumuz bir makine imalatçısı ve oldukça titiz çalışarak sürekli görsel ve fonksiyonel yenilikler peşinde olan birisi. Çalışmalarının semeresini de gördüğünü düşünüyorum. Zira yirmi küsur yıl önce tanıştığımız zaman yaptığı makinalarla sadece prensipte bağı olan makinalar yapıyor ancak, o zamanki üretim miktarının kat be kat üzerinde bir miktarı da neredeyse tüm dünyaya ihraç ediyor.
Fuar standında oturduğumuz sırada gelen bir ziyaretçi ile yaptığı bir konuşma canını oldukça sıkmış olsa gerek ki yanıma döndüğünde gergin yüz ifadesinin nedeni sormadan geçemedim. Anlattıkları oldukça ilginç idi. Makinelerinde ciddi bir model değişikliği yaptığı zamanda, eski model makineler için kullandığı döküm kalıplarını işletmesine geri almamış ve her zamanki gibi döküm yaptırdığı yerde bırakmış. Bunun farkına varan, işten ayrılmış olan eski ustası da bu dökümcüye giderek kalıpları almış. Daha sonra aynı sektörde çalışan birileri ile işbirliği yaparak, eski makineleri taklit etmiş. Bu yolsuzluğa ortak olan firma da çalıntı kalıplarla yapılan makinelerden satış yapmış. Bu aşamalarda olaydan haberi olan dostumuz, yolsuzluğa katkıda bulunan firma, müşterisinden aldığı avans ile yaptığı makineleri teslim edemeden, avukatı aracılığı ile patentini aldığı bu makinelerin kalıplarına, bunlarla yapılan makinelere ve parçalara, el koydurmuş.
Fuar standına gelip dostumuza çıkışan kişi de bu çalıntı tasarım ve kalıplarla yapılan makinelerden satın alan birisi imiş. Söylediği söz de "Bizi çok zarar uğrattınız" ifadesi. Hem tasarımın kime ait olduğunu biliyor, hem çalıntı kalıpla yapılan işi alıyor, hem de hakkına sahip çıkan sanayiciye çıkışıyor. Tipik şark kurnazlığı değil de nedir bu?
TÜBİTAK yeni desteklerle, aşırma işlerin peşinden gitmeyip, kendi fikirlerini hayata geçirmeyi hedefleyenlere güzel destekler vaat ediyor.
Ar-Ge projesi kapsamında "Yeni bir ürün üretilmesi, mevcut bir ürünün geliştirilmesi, iyileştirilmesi, ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi, maliyet düşürücü nitelikte yeni tekniklerin geliştirilmesi, yeni üretim teknolojilerinin geliştirilmesi konuları" yer alıyor.
Program uyarınca KOBİ, ya kendi talebiyle ya da proje yürütücülerinin (Üniversite ve kamu Ar-Ge enstitüsü) önerisiyle TÜBİTAK'a başvuracak. TÜBİTAK KOBİ'ye yüzde 75 proje desteği ile birlikte proje teşvik ikramiyesi ve genel gider payı verecek. Projenin yüzde 25'i KOBİ tarafından karşılanacak.
Proje kabulleri Ağustos 2011 itibariyle yapılacak.
Haydi, pamuk eller Ar-Ge projelerinin kalemlerine sarılsın.