Arap Baharı mı? Ortadoğu Çukuru mu?

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

 

Arap Baharı farklı ülkelerde yaşanıyor. Bu ülkelerin ortak özelliklerinin başında İslam ülkeleri olmaları geliyor. Arap baharı içerisinde adı geçen ülkelerin diğer özellikleri ise bu ülkelerin Arap ülkeleri içinde siyasal yönetim biçimlerinde dinsel unsurların en az etkin olduğu ülkeler olmaları ve ekonomik olarak diğer İslam ülkelerine göre nispi olarak daha fazla gelişmiş olmaları.
İslam ülkeleri dünya ekonomisinde küçük bir paya sahip. 2010 yılı itibari ile İslam Konferansı Teşkilatına üye 57 ülke, dünya nüfusunun yüzde 22.8'ini (1.5 milyar kişi) oluştururken, dünya GSYH'sinden ancak yüzde 10.8 pay alabiliyorlar. 57 İslam ülkesinin GSYH toplamı 8 trilyon dolar. (Verilerin tamamını SESRIC; 2011, Annual Report 2011 in OIC Countries'den  aldım).
Şekil : Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, SGP Amerikan Doları (2010)
Son beş yılda İslam ülkelerinin dünya GSYH'sindan aldıkları pay ancak yüzde 0.6 arttı. Diğer yandan İslam ülkelerinde GSYH'nin  yüzde 71.3'ü de 10 ülkeye ait. Bu yapı nedeni ile de dünyadaki 48 az gelişmiş ülkenin 21'i İslam ülkesi. 
İslam ülkelerinin dünya sanayi üretiminden aldıkları pay yüzde 12.1'dir. Ancak buna üretilen petrol ve doğal gaz ürünleri de dahildir. Bu ülkelerin petrol dahil toplam ihracatı 1.7 trilyon dolar, bu da dünya ihracat hacminin yüzde 11.2'sine denk gelmekte.
İslam ülkeleri içinde en borçlu Türkiye
İslam ülkeleri içinde en borçlu ülke 2010 yılı itibari ile 251.4 milyar dolar ile Türkiye'dir. Türkiye'yi 157.5 milyar dolar ile Endonezya ve 109.9 milyar dolar ile Kazakistan izlemektedir. Arap baharını yaşayan ülkeler arasında yer alan Mısır'ın borç stoku 33.3, Tunus'un borç stoku 21.7 milyar dolardır.
Dünyada işgücüne katılım oranı yüzde 64.8 iken, bu oran İslam ülkelerinde yüzde 60.4. Kadının işgücüne katılım oranı dünyada yüzde 51.9 iken bu oran İslam ülkelerinde yüzde 41.6.
Arap Baharının Ekonomik Temeli
Arap Baharı'nın içinde yer alan ülkelere ekonomik yapıları ile irdelediğimizde Yemen dışında bu ülkelerin diğer İslam ülkeleri içinde görece daha iyi ekonomik koşullara sahip olduğu görülmekte. Avrupa ve ABD büyüme sorunu yaşarken bu ülkelerin tümü 2008-2010 döneminde yüzde 3-8 aralığında büyümeyi başarmış ülkeler. Enflasyon oranı bu ülkelerde çok yüksek değildir. En yüksek enflasyon oranına sahip olanlar yüzde 12.1 ile Yemen ve yüzde 11.7 ile Mısır'dır.
Bahreyn ve Libya'da kişi başına gelir Türkiye'den  fazla
Arap Baharını yaşayan Libya ve Bahreyn'de kişi başına düşen gelir Türkiye'nin üzerinde. Yemen dışında diğer ülkelerde kişi başına düşen gelir İslam ülkeleri ortalamasının üzerinde. Satın alma gücü paritesine göre kişi başına düşen GSYH Mısır'da 6.354, Tunus'ta 9.483 ve Suriye'de 5.218 dolardır.

 

 

ARAP BAHARINDAKİ ÜLKELERİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ, 2010
 BüyümeEnflasyonGSYHKBGSYHİş. Güc. Kat. 
 OranıOranı(Milyar $)(SGP$)Oranı 
TunusMar.69Nis.44100.09.48336.69
LibyaNis.16Şub.4090.513.80536.46
MısırMay.1511.Tem497.76.35432.20
Yemen08.Şub12.Oca63.42.59826.00
Bahreyn4.00Oca.9729.Tem26.85246.08
SuriyeNis.48Nis.40107.45.21832.70

Kaynak: SESRIC; 2011, Annual Report 2011 in OIC Countries.

Bu ülkeler içinde Mısır'da cari açık ve borçlanma sorunu özellikle öne çıkmaktadır. Ancak bu da Mısır'daki siyasi hareketi başlatacak kadar önemli değildir.
Bu açıklamalar sonrasında neden bu ülkelerde sorun çıktı sorusunu yanıtlamak zorundayız. Bize göre bu ülkelerdeki değişim rüzgarının başlamasının altında şunlar yatmakta:
- Bu ülkeler arasında Arap dünyasının göreceli olarak siyasi yönetimleri en az dinsel temelli olanlardı.
- Buna karşın bu ülkeler otoriter yönetimlere sahipti. Tunus ve Mısır dışında iktidar partisi dışındaki siyasi partilerin yaşamasına izin verilmiyordu. Mısır ve Tunus'ta da muhalefet baskı altındaydı.
- Mısır bu ülkeler arasında ayrı bir yeri bulunmakta. Çünkü Mısır'ın anti-emperyalist yönetimlere sahip olduğu dönemler oldu. Bu ülkede bir entelektüel sermaye bulunmakta. Bundan dolayı baskıcı yönetimin daha fazla ayakta kalması zor görülüyordu.
- Yemen dışında bu ülkelerde belli bir ekonomik güce sahip orta sınıf vardı. Bu sınıf iktisadi ve siyasi değişim istiyordu. Nitekim orta sınıf siyasi çatışmanın başını çekti.
- Elbette dış baskı bu harekette öncü rol oynadı. Özellikle Libya'nın petrol rezervleri, Mısır ve Suriye'nin stratejik önemi ABD ve AB'yi bu hareketlere destek vermesine neden oldu.
- Arap baharına bir aydınlanma hareketi, bir demokrasi hareketi olarak görmek yanıltıcı olur. Mısır'da 1927'de İngilizler tarafından kurulan ve tümü ile onların çıkarına hizmet eden Müslüman Kardeşler Örgütü'nün derdi elbette demokrasi değil.
Arap baharı aynı zamanda ABD ve İsrail için daha güvenli bir Ortadoğu projesidir. Bize göre sorun devam etmekte, bahar bir anlamda yeni çatışmalara gebe. Türkiye'de uyguladığı dış politika ile kendisine bahar isimli çukurun içine attı. O çukurun gerçek adı: Ortadoğu çukuru. Bu çukurdan ABD dahil hiçbir ülke çıkamadı. Bakalım biz ne yapacağız? (Arap Baharı'nı anlamak için, Ali A. Allawi'nin İslam Uygarlığının Buhranı kitabı bize ciddi ipuçları veriyor. Okumanızı öneririm.)

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019