Aralık ayında faiz indirimi olacak mı?
Uzun bir aradan sonra eylül ayından itibaren enflasyon rakamları politika faizinin altında geldi. O zamandan itibaren en önemli gündem konularından biri Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine ne zaman başlayacağı oldu.
Konuya ilişkin her yazımızda ifade ettiğimiz üzere; enflasyon, toplumsal ahlakı ve toplumdaki bütün dengeleri olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle önemli olan, enflasyonun makul bir şekilde ve katılaşma olmaksızın indirilmekte olduğu inancının korunmasıdır.
Politika faizi, TÜFE
Aşağıdaki grafikte de görüleceği üzere, eylül ayından itibaren enflasyon oranı politika faizinin altına geldi. Kasım ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte muhtemelen politika faiziyle TÜFE rakamı arasında 4-5 puan aralığında bir fark olabilecektir. Bu da politika faizinde indirime gidilebilmesi için küçük de olsa bir alan açmış olacaktır. Politika faizindeki indirim, piyasaya mesaj verme anlamında önemlidir. 100 ya da 250 baz puanlık bir indirim makul karşılanabilir. Merkez bankasının bunu yaparken ne kadar bir reel faiz vermeyi göze aldığını belki de kamuoyu ile paylaşması iyi olacaktır.
Bunun üzerinde yapılacak bir politika faizi indirimi farklı algılara ve mesaja neden olacaktır. Ocak ayında asgari ücret ve bazı kamu zamları yapılacağından bu ayda bir faiz indirimi normal şartlarda doğru olmayacaktır. Esasen, geçen yıl ocak ayında gerçekleşmiş olan %6,7 oranın çıkacak olması, enflasyon oranında aylık ve yıllık rakamlarda düşüş olması beklenir.
Faiz indiriminin başladıktan sonra kesintisiz bir şekilde devam etmesi gibi bir mecburiyet yoktur. Merkez Bankası politika faizinin belirleyicisi olarak şartlar neyi gerektiriyorsa onu yapmaktan geri durmamalıdır. Her politika uygulamasının destekleyenleri olduğu gibi eleştirenler de illaki olacaktır. Önemli olan politika yapıcı konumunda olanların ellerindeki verilere ve gelecek beklentilerine bakarak en doğru hareketi yapmaları ve piyasadan etkilenen değil, yönlendiren konumda olmalarıdır. Merkez Bankası’nın kendini aralık ayında bir faiz indirimine mecbur hissettiğini düşünmüyoruz.
Kaldı ki, 2023 Aralık ayında gerçekleşen aylık enflasyon 2,93 olduğu dikkate alındığında ve aralık ayında da en iyi ihtimalle 1,5-2 civarında bir enflasyon gerçekleşmesi beklenir olduğundan yönetilen ve yönlendirilen fiyat gelişmelerine de bakarak tercihte bulunmalıdır. Geçtiğimiz günlerde özellikle yüksek tüketimi olan ve mesken tüketici sayısının %5’i civarında konutlar için kamunun desteğinin çekilmesi ve bu tüketicilerin piyasa fiyatlarından elektrik faturaları ile karşılaşmalarının enflasyon rakamları üzerinde ilave bir etkisi olmayacak, kamunun sübvansiyon yükü belli ölçüde aşağı çekilmiş olacaktır.
Çekirdek enflasyon, büyüme ve işsizlik gelişmeleri
Merkez Bankası ne yapmalı konusunda birkaç göstergenin daha altını çizmek istiyoruz.
-Çekirdek enflasyon gelişmelerinde en son açıklanan kasım ayı %2,79 olarak gerçekleştiği dikkate alınarak az da olsa bir gerileme olduğunu söyleyebiliriz.
-Son açıklanan ikinci çeyrek büyüme rakamı yıllık bazda %2,5 olarak gerçekleşmiştir. Büyümeye ihracatın katkısı pozitif olmamıştır. Büyüme tamamen tüketim harcamalarında kaynaklanmıştır. 29 Kasım günü üçüncü çeyrek büyüme rakamları da açıklanacak. Beklenti, üçüncü çeyrekte de çeyrek bazında binde 2 civarında bir daralma olsa da yıllık %2,5 büyümesi.
-Sanayi üretim endeksinde açıklanan son veri olan eylül gerçekleşmesinde, ağustosa göre kısmi bir iyileşme olsa da negatif büyüme devam ediyor. Takip eden birkaç ay daha benzer şekilde gerçekleşme normal olacaktır.
-İşsizlik oranında bir iyileşme ve istihdama katılımda bir artış görülse de ekonomideki yavaşlamanın çok da hızlı olmadığı zaten bilinmektedir. Hızlı bir yavaşlama çok da tercih edilen bir politika olarak uygulanmadığını gözlemliyoruz. Burada kritik konu; enflasyondaki düşüş trendinin kalıcı bir şekilde devam etmesidir. Bu nedenle Trump geldi, yeni kabine hazır gibi söylemlerden hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem de ekonomi yönetiminin etkilenmeyecek kadar tecrübeye sahip olduğuna şüphe yoktur.
Kaynak: Bloomberg.