“Araba alma” diyemezsin…
Ama… İhtiyaç olmaktan çıkarabilirsin…
Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu sohbette:
“2050’de nüfusun yarısı araç sahibi olacak.” dedi…
“Tıpkı Avrupa gibi…” diye ekledi…
“İnsanlara ‘otomobil alma’ diyemezsin…” dedi…
“Karayolu yatırımları bu nedenle de önemli…” diye de ekledi…
Yaklaşık 15 yıl önce yazmıştım…
Belçika, Lüksemburg, Danimarka, Almanya, Hollanda gibi; tek maaşıyla otomobil alabilecek imkanlı vatandaşa sahip ülkelerde gördüklerimi…
Toplu taşımayı “öncelikli yatırım” diye öne çıkarmışlardı… Metro ve tramvayla, “neredeyse istediğin sokağa”, uygun fiyatla ve otomobilden hızlı gidebilmeyi sağlamışlardı…
Hatta…
İnsanlar toplu taşımayı tercih etsin diye, şehir içlerindeki yolları daraltmaya başlamışlardı…
Bu yolla…
Bizim OVP ve Kalkınma Planı’nın temelinde yer alacak “verimliliği”yükseltmiş, “tasarrufu” artırmışlardı…
VELHASIL
Verimlilik ve tasarrufa ihtiyacımız varken… Yatırımları buna göre “önceliklendirme” zorunluluğumuzken…
İnsan ve yük taşımacılığımızı, bırakın verimliliği, israf derecesinde yapıyorken…
Bu israf üretimden tüketime, fiyatlardan ücretlere, makrodan mikroya tüm verileri olumsuzluğa sürüklemişken/sürüklüyorken…
Alışkanlıkları, ezberleri ve ihtiyaçları değiştirme zorunluluğumuzu görmemiz gerekiyor…
Bazı şeyler elimizde değil; bazı şeyleri ihtiyaç haline getirmek ise elimizde, ihtiyaç olmaktan çıkarmak da…