Ar-Ge teşvikinde ne yapılabilir?

Recep BIYIK
Recep BIYIK VERGİ PORTALI [email protected]

Bir süredir, son derece cömert olduğunu düşündüğüm teşviklerin neden yeterince memnun etmediğini yazıyorum. Teşviklerin etkin olarak sonuç doğurabilmesi için neler yapılabileceği konusunda düşüncelerimi de paylaşıyorum. Aynı konuya bugün de Ar-Ge teşvikleriyle ilgili neler yapılabileceğine ilişkin düşüncelerimi paylaşarak devam etmek istiyorum.

Teşvik karmaşık ve yönetilemez yapısından çıkartılmalıdır

Son makalemde bu başlığı yatırım teşviklerinden kurumlar vergisi indirimi için kullanmıştım. Aynı başlığı Ar-Ge indirimi için de kullanmakta sakınca görmüyorum. Zaten karmaşık ve uygulaması oldukça sıkıntılı olan Ar-Ge indirimi, son reform paketiyle birlikte daha da karmaşık hale geldi.

Birçok noktada uygulama yapmak o kadar zor ki, bazı işletmeler teşvikten yararlanmaktan vazgeçmeyi tercih edebiliyor. Çok örnek vermek mümkün ama işte bir örnek.

Yasal düzenleme gereği, Ar-Ge faaliyetleri nedeniyle alınan nakit destekler ayrı bir fon hesabına alınıp kurumlar vergisine tabi tutulmuyor, ancak Ar-Ge harcaması ve dolayısıyla indirim tutarının tespitinde de dikkate alınmıyor. Fiilen yapılan Ar-Ge harcaması, harcamanın yapıldığı dönemde, talep edilen nakit destek tutarı düşülerek indirime konu ediliyor. Talep edilen nakit destek tutarının daha sonra tam olarak alınamadığı durumda, indirimden eksik yararlanılmış oluyor. Bu durumda, eksik yararlanılan dönem beyannamesinin düzeltilip, fazla ödenen verginin iadesinin talep edilmesi gerekiyor. İşin içine iadenin girdiği anda da uygulama yapılamaz hale geliyor. Oysa bu durumun çok basit çözüm yolları var. İşte basit çözüm yolları: 1) Eksik yararlanılan indirimin sonraki dönemde kullanımına izin verilebilir. 2) Gerekirse indirim oranı düşürülerek, yapılan harcama, destek tutarından bağımsız olarak indirim konusu yapılır. 3) Destek tutarı alındığında gelir yazılır, harcama tutarı da yapıldığında indirim konusu yapılır. Yasal düzenleme gerektiren üç önerinin uygulaması da son derece basit. Ne beyanname düzeltmeyi gerektiriyor, ne vergi iadesi sorunu var.

Teşvik geçici olmaktan çıkartılmalıdır

Ar-Ge ve Teknopark teşvikleri 2023 yılı sonuna kadar geçerli. Bu teşvikler vazgeçilebilir teşvikler değil ve dolayısıyla bu sürenin uzatılacağı açık. Ancak kâğıt üzerinde bir gerçek var ki, bir kanun değişikliği yapılmazsa, bu teşvikler 2023 yılı sonunda bitecek.

Belki çoğu kurum için sorun olmayabilir ama özellikle kurumsal işletmeler ve çoğunlukla da uluslararası şirketler için teşviklerin süresiz olmasının sağlanmasına ihtiyaç var. Faaliyetlerini orta ve uzun vadeli planlayacaklar için bu değişiklik önemli.

Ar-Ge merkezlerine esnek düzenleme, etkin denetim tercih edilebilir

Ar-Ge merkezleri, yasal düzenleme gereği işletmelerin diğer bölümlerinden fiziken ayrılmış, giriş çıkışları kontrol edilen, izlenen ve dokümante edilen özel alanlardır. Bütün teşvik uygulamaları bu yapı üzerine kurulmuş durumda. Bu katı yapı, hem uygulaması zor, hem de hayatın rutin akışına uygun değil. Ar-Ge merkezlerinde insanlar çalışıyor, bu insanların bütün çalışanlar gibi Ar-Ge merkezi dışında hem işle ilgili hem de kişisel ihtiyaçları nedeniyle bulunmaları gerekiyor. Her ne kadar Ar-Ge reform paketiyle Ar-Ge merkezi dışında geçirilen sürelere ilişkin Ar-Ge merkezinde yürütülen projelerle doğrudan ilgili olmak şartıyla esneklik sağlanmış olsa da, bu yapının Ar-Ge merkezleri için daha esnek hale getirilmesine ihtiyaç var.

Bu kapsamda, Ar-Ge merkezi yapısı bazı faaliyet alanlarında belki de tamamen değiştirilebilir. Örneğin yazılımcı Ar-Ge personelinin mutlaka her gün sabah saat sekizde Ar-Ge merkezine gelip burada yazılım yapmasını istemek anlamlı değil. Muhtemelen verimi oldukça düşüren de bir durum bu. Dokümantasyon ve etkili bir denetimle, hapishane görünümlü, sevimsiz bu yapı daha esnek, verimli ve hayata uygun bir hele getirilebilir. Katı kurallar yerine hayatın normal akışına uygun esnek yapı, ancak etkili denetim daha amaca uygun olabilir.

Ücretlerle ilgili düzenlemeler basitleştirilmeli, Ar-Ge merkezlerinde kısmi zamanlı çalışma cezalandırılmamalıdır

Ar-Ge faaliyetlerinde çalıştırılan Ar-Ge ve destek personeli nedeniyle uygulanacak Ar-Ge indirimi ve gelir vergisi stopajıyla ilgili teşviklerin uygulamasında çok sayıda sınırlayıcı ve uygulamayı zorlaştırıcı kural var. Örneğin, haftalık 45 saatin üzerindeki ücretler teşvik kapsamında değil. Benzer şekilde ek çalışma sürelerine ilişkin ücretler de teşvik kapsamında değil. Bu ve benzeri sınırlamalar gereksiz uygulama zorlukları yaratıyor. İş hukukuna uygun çalışma şekil ve süreleri için yapılan her türlü ücret ödemesi için teşvik uygulanmalıdır.

Ar-Ge merkezlerinde çalıştırılan kısmi zamanlı personel için teşvikleri daha da sınırlayıcı kurallar var. Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinde kısmi zamanlı olarak çalışan personelin hafta sonu tatili ve yıllık ücretli izin sürelerine isabet eden ücretleri teşvik kapsamında değil. Ayın bir günü diğer faaliyetlerde çalışan personel için teşvik yedi sekiz gün kaybediliyor. Ar-Ge merkezlerinde kısmi zamanlı çalışanlar için de başka bir sınırlama olmaksızın, Ar-Ge faaliyetinde geçen sürenin toplam çalışma süresi oranını kullanarak teşvik kapsamına girecek ücret tutarını hesaplamak yeterli. Böylece ayın bir gününü başka faaliyetlerde kullanan bir Ar-Ge personelinin ücretinin, örneğin ilgili ay içerisinde bir gün başka faaliyetler için çalışıp da o ayki geri kalan 22 iş gününde Ar-Ge faaliyeti yürüten personelin ücreti üzerinden hesaplanan teşvikin yirmi üçte biri kapsam dışı kalacaktır.

Sınırlamalar bir taraftan teşvikin etkinliğini azaltırken, bir taraftan da uygulamayı içinden çıkılmaz bir duruma getiriyor.

Ar-Ge merkezi dışında yapılan pilot üretimlerde indirim uygulaması düzenlenmelidir

Bazı sektörlerde şirketler, pilot ölçekli deneme üretimlerini, Ar-Ge merkezi personeliyle Ar-Ge merkezi fiziki sınırları dışında konumlandırılan ekipmanlarla/reaktörlerle gerçekleştirebiliyor. Personelin Ar-Ge merkezi fiziki mekanı dışında geçirdiği süreler Ar-Ge reform paketiyle teşvik kapsamına alınarak sorunun bir kısmı giderildi. Ancak pilot üretimde kullanılan ekipmanların dönem amortisman giderleri ve kullanılan malzeme giderleri halen destek ve teşviklere konu edilemiyor. Personelin deneme üretimlerine yönelik çalışma süreleri dikkate alınırken diğer harcamaların dikkate alınmaması bir çelişki ve şirketler açısından da haksız bir uygulama. Bu haksızlık, dışarıda geçirilen sürelere ilişkin dokümantasyona ilave bir doküman oluşturularak ve gerekirse Bakanlığa raporlanarak kolayca giderilebilir.

Teknik destek hizmetleri teşvik edilmelidir

Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri yirmi yılı aşkın süredir, çeşitli şekillerde teşvik ediliyor. Teşvikler zaman zaman revize edilerek, zaman zaman reform niteliğinde yeni düzenlemelerle olgunlaştı ve bugünkü durumuna geldi. Teşviklerin de etkisiyle bu faaliyetlerin büyüklüğü de belirli bir noktaya geldi. Ancak istenen ve hedeflenenden hala oldukça uzaktayız. Yapılabilecek bir düzenleme kaldı mı sorusuna yukarıda özetlediğim gibi bazı ayrıntıda öneriler getirilebilir. Bunlara ek olarak, belki ülkemiz koşullarına da uygun, Ar-Ge faaliyeti tanımı içine girmese de; bu faaliyetleri besleyen, istihdam sağlayan, katma değeri yüksek teknik destek mahiyetinde nitelikli mühendislik faaliyetlerinin de desteklenmesi önerisi değerlendirilebilir.

Bilim ve teknoloji üreten işletmelerin bu faaliyetlerinin çeşitli yapılarda, çeşitli araçlarla teşvik edilmesi mümkün..Söz konusu faaliyetlere sağlanabilecek teşviklerin, Ar-Ge Merkezi benzeri bir yapıda örgütlenmesi, Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesiyle ilgili deneyimleri de kullanmak adına yararlı olabilir. Bu faaliyetler esas olarak uluslararası müşterilere hizmet veren, karmaşık teknik sorunların çözümlendiği, gerektiğinde Ar-Ge müdahalesini de organize eden, ileri teknoloji bilgisi ve deneyime sahip teknik destek personelinin çalıştığı, Ar-Ge merkezi belgesine sahip şirketler tarafından kurulmuş birimler olarak düşünülebilir. Böyle bir teşvik bir taraftan katma değeri yüksek bir faaliyeti desteklerken, bir taraftan da Ar-Ge faaliyetlerini artırabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar