Antalya’da güneş sıva tutar mı?

Türkiye’de güneş enerjisine yönelik elektrik üretimi yatırımları bir türlü istenen hıza ulaştırılamadı diye hep yakınıyoruz.

Oysa bu işe yıllardır büyük emekler veriliyor. Ama sanki görünmez bir el, yatırımların önünü kesiyor.
Ancak bu alanda oluşan bilinç her geçen gün artıyor. Gerek sektördeki dinamizm, gerekse su ısıtmada kullanmasından ötürü öteden beri güneşin bedava bir enerji kaynağı olduğu yönündeki bilinç bunda oldukça etkili.

Tabii arada kimi kamu kurum ve kuruluşlarının çabaları da gözardı edilemeyecek etkiler bırakıyor. Bu konudaki en anlamlı çalışmalardan biri de Antalya’da hayata geçirilmişti. Hatta öyle bir şey yapılmıştı ki, dönemsel bir etkinlik değil, yılın 12 ayı boyunca güneş enerjisi konusundaki bilinç artışına hizmet ediyordu. 2011 yılında, bazı şirketlerin ayni ve nakti destekleriyle Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Güneşevi ve Ekolojik Araştırmalar Merkezi’nden söz ediyoruz. Biz de vakti zamanında bu merkezi yerinde görüp incelemiştik.

Kuruluşundan bugüne yaklaşık 40 bin kişi tarafından ziyaret edildiği ifade ediliyor. Bu ziyaretçilere gerek görevliler tarafından sözlü olarak gerekse bastırılıp dağıtılan broşürler ile güneş enerjisi ve avantajları konusunda bilgiler aktarılmış. Enerjisini güneşten (20 kW) ve rüzgârdan (1 kW) alan, iklimlendirmesi yeraltı suyu ile sağlanan, içindeki serada topraksız tarım yapılan bir enerji merkezi olarak kurulan Güneşevi, medyanın da yoğun ilgisine mazhar olmuştu. Yerel ve ulusal televizyon kanallarında defalarca haber olmuştu bu merkez.

Ve bakın Güneşevi bugünlerde de haber olmaya devam ediyor. Ancak bir farkla. Güneşevi artık yok. Medya organları bu kez Güneşevi’nin kapısına kilit vurulduğunu yazıyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi yönetimi, bir önceki yönetim döneminde yapıldığı için mi kapatıyor? Bilemiyoruz. Yoksa, işlevini tamamladı, artık güneş hakkında vatandaşın öğrenecek bir şeyi kalmadı diye mi kapısına kilit asılıyor? Bunu da bilmiyoruz.

Ancak bildiğimiz bir şey varsa o da Güneşevi’nin kapatılmasının olumlu bir yansımasını pek göremeyeceğiniz. Bu kararı olumlu karşılayabilecek gazetecilere rastlarsanız, nedenlerine iyi bakın derim.
Eğer ortada daha gelişkin bir proje var ve bunu hayata geçirmeye hazırlanıyorlarsa o başka. Ama öyle olsaydı şimdiye kadar çoktan sesini duymuş olurduk. Her neyse, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e telefonla ulaşmaya çalıştım. Asistanı çıktı, konuyla ilgili konuşmak istediğimi söyledim, bir daha dönen olmadı. Araya bayram girdi deyip yeniden aradım, yine cevap veren, dönüş yapan yok.
Umarız Başkan Türel, Güneşevi’ni kapatma kararına imzasını atarken, aklından yerine daha iyisini yapıp hizmete sunma düşüncesi vardır. Hatta şunu mesela: Bugün enerji sektöründe en çok aktivitenin yapıldığı alt kol, eğitim faaliyetleri. Öyle ki neredeyse her an devam eden ücretli eğitim faaliyetleri görebilirsiniz.
İşte Antalya Güneşevi de, güneşten elektrik üretimi için neler yapmam gerekir diyenlere bedava seminer verilen bir yer haline getirilebilir. Uzatmayalım, umarız daha iyisi yoldadır. Yoksa ben şöyle düşüneceğim: Başkanlığa halk iradesiyle ara verdiği dönem boyunca çok hınçlanmış olmalı ki, Menderes Türel bir önceki başkan döneminde yapılan olumlu işleri bile silip atmaktan çekinmiyor.

Öyle ya, teşbihte hata olmaz, “güneşi sıvamayı” bile göze aldığına göre, Mustafa Akaydın’ın adını, imzasını her yerden silmek de iş mi? Kaldı ki o projede Akaydın’ın imzasından öte çok daha geniş bir katkıda bulunan kişi, kurum, kuruluş yelpazesi söz konusuydu.