Anonim ve limited ortaklıklar adli yardımdan yararlanabilir mi?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Prof. Dr. Oruç Hami ŞENER - Ticaret Hukuku Uzmanı

Adli yardım, hak aramayı kolaylaştıran ve hukuki korunmadan yararlanmayı olanaklı kılan bir kurumdur. Mahkemelere başvurulması ve hukuki koruma talep edilmesi durumunda, pek çok gider yapılması zorunluluğu ortaya çıkar. Bu çerçevede devlet, yargı hizmeti sunması karşılığında “harç” adı altında para alır ve aynı zamanda yargılamanın yürütülmesi için yapılması gereken tebligat, keşif, bilirkişi ve tanık ücreti gibi giderlerin de karşılanması gerekir. Bu şekilde yargısal faaliyet için yüksek ücret ödenecek olması, hak aramak ve hukuki korunmadan yararlanmak isteyen ancak maddi gücü yetersiz kişilerin bu isteklerinden vazgeçmelerine neden olabilir. Bu, söz konusu kişilerin hak arama özgürlüğünün ve adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi anlamına gelir. Bunun kabul edilmesi olanaksızdır. Ayrıca meselenin “sosyal hukuk devleti” kavramıyla da doğrudan bağlantısı vardır. Sosyal hukuk devletinin, hak aramayı kolaylaştırıcı düzenlemeler yapması büyük önem taşımaktadır.

Bu düşünceler Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nu da (Kısaltılmışı= HMK) etkilemiş ve HMK, 334 vd. maddelerinde “adli yardım” kurumunu düzenlemiştir. HMK 334/I’e göre, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.

Adli yardım talebi, asıl talep veya işin karara bağlanacağı mahkemeden istenir. Şayet mahkeme adli yardım kararı verirse, bu karar HMK 335’e göre, ilgiliye (yani adli yardım talebinde bulunana) şu hususları sağlar:
a) Yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet,
b) Yargılama ve takip giderleri için teminat göstermekten muafiyet,
c) Dava ve icra takibi sırasında yapılması gereken tüm giderlerin devlet tarafından avans olarak ödenmesi,
ç) Davanın avukat ile takibi gerekiyorsa, ücreti sonradan ödenmek üzere bir avukat temini.
Burada ilginç bir hukuki sorun, anonim ve limited ortaklıkların adli yardım talebinde bulunup bulunamayacakları hususudur. Kimlerin adli yardım talebinde bulunabilecekleri HMK 334’de yer almaktadır. Buna göre, öncelikle gerçek kişiler adli yardım talebinde bulunabilirler. Ancak HMK 334/III’e göre, yabancı gerçek kişilerin Türkiye’de adli yardımdan yararlanabilmeleri ek bir şarta daha bağlanmıştır. Bu “karşılılılık”tır. Yani Türk vatandaşlarına ilgili yabancının ülkesinde aynı adli yardım sağlanıyorsa, yabancı gerçek kişiler de Türkiye’de adli yardımdan yararlanabilirler.
Buna karşılık tüzel kişilerin adli yardımdan yararlanması bakımından HMK 334/II’de önemli bir sınırlandırma yapılmıştır. Bu düzenlemeye göre, kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. Bu düzenlemeden anlaşıldığı gibi, tüzel kişilerden sadece kamuya yararlı dernek ve vakıflara belli şartlar altında adli yardımdan yararlanabilmek hakkı tanınmıştır. Bunlar dışındaki tüzel kişilerin, özellikle anonim ve limited ortaklıkların, adli yardımdan yararlanabilmesi olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay da son dönemde verdiği bazı kararlarında, sermaye ortaklıklarının (yani anonim ortaklık, limited ortaklık ve sermayesi paylara bölünmüş komandit ortaklık) adli yardım talebinde bulunamayacağını içtihat etmiştir. Bu yönde bir kararında Yargıtay (12.HD, 2.4.2014, E. 2014/5979, K. 2014/9662) şöyle demektedir:

“…6100 Sayılı Yasa’nın 334. maddesinde;
1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama ve takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki koruma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.
2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler” düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere yasada adli yardımdan mağduriyeti yasal mercilerce belirlenen gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği, bu bağlamda sermaye şirketlerinin adli yardımdan faydalanamayacağı anlaşılmaktadır…” (Bu karar için bk. http://www.kazanci.com).
Benzer nitelikte başka örnek kararlar için bk. 15.HD, 14.09.2015, E. 2015/3915, K. 2015/4401 (Bu karar için bk. http://www.kazanci.com). Bu sonuncu kararda anonim ortaklığın adli yardımdan yararlanamayacağı belirtilmiştir. Yine 15.HD, 19.11.2015, E. 2015/5208, K. 2015/5910 (Bu karar için bk. http://www.kazanci.com). Bu karardaysa olaydaki ortaklık limited ortaklık olmasına rağmen, daha genel olarak ticaret ortaklıklarının adli yardım talebinde bulunamayacağına karar verilmiştir.

Bu kısa makaleden çıkan sonuçlar şöyle özetlenebilir:

1. Kanun koyucu hak aramayı kolaylaştırmak, hukuki korunma taleplerinden yararlanmayı olanaklı kılmak ve sosyal hukuk devletinin bir gereği olarak HMK’da “adli yardım” kurumunu düzenlemiştir.
2. Ancak adli yardımdan kanunda sınırlı olarak belirtilen kişiler yararlanabilirler. Bunlar gerçek kişiler, kamuya yararlı dernek ve vakıflar ile karşılıklılık esası varsa yabancı gerçek kişilerdir.
3. Kanunen tüzel kişilerden sadece kamuya yararlı dernek ve vakıflar belli şartlarla adli yardımdan yararlanabileceklerinden, diğer tüzel kişilerin, bu arada özellikle sermaye ortaklığı niteliğindeki anonim ve limited ortaklıkların adli yardımdan yararlanabilmeleri olanaklı değildir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar