Anonim şirketlerde murahhas aza

Rüknettin KUMKALE
Rüknettin KUMKALE rkumkale.ymm@gmail.com

Türk Ticaret Kanunu'nun Yönetimin devri başlıklı 367. Maddesine göre Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. 

 Murahhas aza müessesesi ise Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun 370/2 madde'sinde "Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır." ifadeleri ile yer almaktadır. Bu hükümler 5762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanunu'nun 319/2 maddesindeki "Esas mukavele ile temsil salahiyetinin ve idare işlerinin hepsini veya bazılarını idare meclisi azası olan murahhaslara veya pay sahibi olmaları zaruri bulunmıyan müdürlere bırakabilmek için umumi heyete veya idare meclisine salahiyet verilebilir. Bu gibi kayıtlar bulunmadığı takdirde 317 nci madde hükmü tatbik olunur." hükmüne karşılık gelmektedir. 
Bu madde gereğince, Anonim Şirket yönetim kurulu, şirketi temsil etme açısından, bir veya daha fazla murahhas üyeyi veya  müdürü görevlendirebilecektir.  Burada dikkat edilmesi gereken nokta 370/2 maddenin son cümlesine göre yönetim kurulu üyelerinden en az birinin temsil yetkisine haiz olması gerektiği hususudur. Diğer bir anlatımla yönetim kurulu üyesi olması şart olmayan bir kişinin görevlendirilmesi durumunda bu hükme uyulması gereğidir.  

Türk Ticaret Kanunu'nun 370. maddesi 5762 sayılı eski Türk Ticaret Kanunu'nun 319. ve 321. maddelerine karşılık gelmektedir.  Eski Türk ticaret Kanunu'nda temsil yetkisinin devri için "esas mukavelede" buna olanak veren bir madde bulunmalıydı. Yeni Türk Ticaret Kanunu'nda bu şart kaldırılmıştır. (Av. Ender Dedeağaç http://enderdedeagac.blogspot. com.tr/2011/06/6102-sayl-yeni-ttkya-gore-anonim.html. Erişim: 15.11.2014.Saat : 18.15)

Yönetim kurulu, temsile yetkili kişileri belirledikten sonra bunların "temsil şekillerini de gösterir" kararını, Türk Ticaret Kanunu'nun 373/1 maddesi gereği, notere onaylatır ve tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline verir. Ticaret siciline verilmek üzere karar onaylattırılması yapılırken Türk Ticaret Kanunu'nun 372/1 ve 40/1 maddesi hükmü birlikte düşünülmeli ve kararın notere tasdiki ile birlikte, şirketi temsil edecek olan kişilerin imzaları da notere onaylattırılmalıdır. Şirketi temsile yetkili kişiler, şirket adına imza atarken, şirket unvanı altına onaylatılmış imzaya uygun imza atmalıdırlar. Bu hüküm eski hükmün uygulaması gibidir.

Türk Ticaret Kanunu'nun 371. maddesine göre; 

- Temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukuki işlemleri, şirket adına yapabilir ve bunun için şirket unvanını kullanabilirler. Kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemler dolayısıyla şirketin rücû hakkı saklıdır.

- Temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir.

- Temsil yetkisinin sınırlandırılması, iyiniyet sahibi üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez; ancak, temsil yetkisinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine özgülendiğine veya birlikte kullanılmasına ilişkin tescil ve ilan edilen sınırlamalar geçerlidir.

- Temsile yetkili kişiler tarafından yapılan işlemin esas sözleşmeye veya genel kurul kararına aykırı olması, iyiniyet sahibi üçüncü kişilerin o işlemden dolayı şirkete başvurmalarına engel değildir.

- Temsile veya yönetime yetkili olanların, görevlerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden şirket sorumludur. Şirketin rücû hakkı saklıdır.

- Sözleşmenin yapılması sırasında, şirket tek pay sahibi tarafından ister temsil edilsin ister edilmesin, tek pay sahipli anonim şirketlerde, bu pay sahibi ile şirket arasındaki sözleşmenin geçerli olması sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Bu şart piyasa şartlarına göre günlük, önemsiz ve sıradan işlemlere ilişkin sözleşmelerde uygulanmaz.

- Yönetim kurulu, yukarıda belirtilen temsilciler dışında, temsile yetkili olmayan yönetim kurulu üyelerini veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atayabilir. Bu şekilde atanacak olanların görev ve yetkileri, 367 nci maddeye göre hazırlanacak iç yönergede açıkça belirlenir. Bu durumda iç yönergenin tescil ve ilanı zorunludur. İç yönerge ile ticari vekil ve diğer tacir yardımcıları atanamaz. Bu fıkra uyarınca yetkilendirilen ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları da ticaret siciline tescil ve ilan edilir. Bu kişilerin, şirkete ve üçüncü kişilere verecekleri her tür zarardan dolayı yönetim kurulu müteselsilen sorumludur. 

Türk Ticaret Kanunu'na göre temsil yetkisi murahhas azalara veya pay sahibi olmaları zaruri bulunmayan müdürlere bırakılmamış ise yönetim kurulu üyelerinin tamamı kanuni temsilci sıfatını taşıyacak ve vergi borcundan hep beraber sorumlu olacaklardır. 

Türk Ticaret Kanunu'nun Kurucuların, Yönetim Kurulu Üyelerinin, Yöneticilerin Ve Tasfiye Memurlarının Sorumluluğu başlıklı 553 maddesinin 2. fıkrasına gore, "Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar." Bu hükümlere göre devredilen yetkilerin kullanılmasından dolayı bu yetkiyi kullananlar sorumlu olmaktadırlar. Burada dikkat edilmesi gereken nokta yönetim kurulunun murahhas azaların seçiminde özen gösterme gereğidir. 

Murahhas üyelerle en az bir yönetim kurulu üyesinin genel kurul toplantısında hazır bulunmaları şarttır. (TTK Md: 407/2)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnovasyon 16 Ekim 2019
İşletme sermayesi 16 Temmuz 2019