Anketler ve seçimler

Prof. Dr. Burak KÜNTAY
Prof. Dr. Burak KÜNTAY DÜNYA’NIN POLİTİKASI burak.kuntay@dunya.com

Türkiye’de yapılan baş­kanlık seçiminin ari­fesinde yapılan birçok anket, seçimlere dair fark­lı sonuçlar ortaya çıkarmak­taydı. Anket firmaları ekseri­yetle, Recep Tayyip Erdoğan’ı yüzde 42-45 hattında, Kemal Kılıçdaroğlu’nu ise yüzde 50- 55 civarı gösteren sonuçlarla sandığa gidildiğini göstermek­teydi. Seçim neticeleri ortaya çıktığında ve yayınlanan anket sonuçlarına göre eksi, artı ciddi hatalar gözlenince, bu farklılığın sebebini anket firmaları olan çok kıymet verdiğim bazı dostlarım­la konuştum.

Görüşmelerimde, örnek be­lirlemede yapılabilecek hatalar­dan, anket yapılırken 41 ilin al­tına düşmeme gereğine kadar birçok teknik sorunun olma ih­timalinden bahsettiler. Teknik olarak birçok sorun olabilir bu anlaşılır bir durum. Uzmanları konuşur, ders alınır, değerlendi­rilir. Bu tür değerlendirilmeler yapılırken ise bazı yorumlarda, anketlerdeki ciddi sapmalar şir­ketlerin siyasi partilerle olan ya­kınlığına bağlanıyordu. Ben bir meslek gurubunu böyle külliyen eleştirecek ne anket değerleme altyapısına sahibim ne de etik olarak doğru bulurum.

Beni alakadar eden, bu sapma­lar sadece bize mi ait yoksa farklı uluslararası örnekleri de var mı?

Enteresan bir şekilde, Yuna­nistan’daki seçimlere baktığı­mızda da seçimin son gününe ka­dar Yeni Demokrasi lideri Miço­takis anketlerde yüzde 34 civarı bir oya sahip görünürken, Syriza lideri Çipras’ın oyunun ise seçi­me bir gün kala yüzde 29 alma­sı öngörülüyordu. Seçim bitince netice şaşırttı. Anketlerde yüzde 34 öngörülen Miçotakis yüzde 41, aynı anketlerde yüzde 29 ola­rak görünen Çipras ise yüzde 20 oy almıştı. Bu farklar “Hadi bizi anladık, burada sorun ne olabilir ki” dedirtiyor insana.

Gelelim Macaristan’a, seçim­lerden birkaç gün evvel Fi­desz lideri Viktor Orban’ın anket firmalarınca öngörü­len oyu yüzde 47-50 arasın­daydı. Rakibi şemsiye ittifak EM’nin ise en az yüzde 40 en fazla yüzde 45 civarı oy ala­cağı öngörülüyordu. Seçim neticesinde Orban’ın partisi yüzde 54 oy alarak, anket fir­malarını 4 ile 7 puan yanılttı. EM ise yüzde 34 oy alarak 6 ila 11 pu­anlara varan öngörü hatasına se­bep oldu.

Peki neden bu sapmalar?

Her ülkede bu işle uğraşanlara baktığımızda ülke bazlı bazı ana­lizler ve sebepler ortaya atılıyor ama her ülkede bu hata payla­rının olması mümkün mü? Mu­hakkak ortak bir sapma sebebi de olmalı.

Genel itibari ile anketlerde dü­şük gösterilen üç partiye ve li­derlerine baktığımızda, ülkele­rinde muhafazakâr, milliyetçi ve dindar oylara talip. Güvenlik politikalarını ve savunma stra­tejilerini öne çıkartmış ortak duruşa sahipler. Geleneksel sağ partiler olarak sınıflandırabilir. Anketlerde yüksek gösterilen di­ğer partilerin ekseriyeti sol veya sol merkezli ortaklarla şekillen­miş ittifaklar. Seçimlerde rakip­lerini otoriterlikle ve aşırı sağda durmakla eleştirilen partiler.

Buradaki ortak sapma sebebi, anket şirketleri sahipleri ve uz­manlarla konuştuğumda sağda duran partilere ve liderlerine oy verecek kişilerin görüşünü be­lirtirken çekinceli davranması. Mahalle baskısı ve sosyal med­yadaki linç.

Tekrar belirtiyorum ki tek se­bep elbette bu değil; ama ge­nel olarak bütün ülkelerin ortak noktası sağ partilere oy verecek kimselerin özellikle statü itiba­ri ile ekonomik ve eğitim duru­mu arttıkça, iktidarları destek­lediklerini söylemekte çekince­li davranmalarıdır. Bu yaklaşım ve seçmen davranışındaki bu et­ki aslında yeni. En önemli sebe­bi de sosyal medya etkisinin art­ması.

Üç ülkede de seçmenlerin or­tadan ikiye bölünmesi ve siyasi tercihlerin sosyoekonomik çev­renin dışında bir partiye oy ver­me durumunun dillendirilmesi sonrası oluşacak baskı, anketler­de net bir cevap verilmesini en­gelliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bozkurt 09 Temmuz 2024
Düello 02 Temmuz 2024
Putin’in ziyaretleri 25 Haziran 2024
I Biden 11 Haziran 2024
Trump’tan yine bir ilk 04 Haziran 2024
G20’nin diğer yüzü 14 Eylül 2023