Anket ve otomotiv
Bugün biraz siyaset yazıp onu otomotive bağlayacağım. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kamuoyu anketlerine verdiği önem farklı siyasi görüşteki kalemler tarafından dile getirildi.
Son dönemde gündeme yoğun bir şekilde oturan belediye başkan değişiklikleri dahil birçok politik kararın bu anketler doğrultusunda şekillendirildiğini meslektaşlarımızın verdiği ve kaynaklarının bazıları birinci ağızlara dayanan yazılardan okuduk.
Önce aldığım kulis bilgisini paylaşayım.
Malum Ankara’da Maliye Motorlu Taşıtlar Vergisi’ni enflasyon ya da yeniden değerlendirme oranıyla örtüşemeyecek derecede, kabulü zor bir oranda artırmıştı. Daha sonra da Cumhurbaşkanı tarafından kürsüden yapılan bir çıkış ardından oranlar aşağı çekildi. Bir anlamda tüketiciler ölümü gösterip, sıtmaya razı edildi.
Gelelim, bu sürecin ardından iktidar partisine yakın bir kaynaktan aldığım duyuma.
MTV’nin maliye bürokrasisi tarafından artırıldığı dönemde yapılan bir kamuoyu araştırmasında AKP’ye olan desteğin yüzde 35’e gerilediği ortaya çıkmış. Bu oran üzerine toplanan kurmayların yönlendirmesiyle Cumhurbaşkanı tarafından indirim talebi ile zamların geri alınmasıyla destek oranı tekrar yüzde 38 düzeyine yükselmiş.
Bu bilginin doğruluğuna inansam da elimde söylediğim gibi kulis bilgisi olduğu için yüzde 100 doğrudur diyemem.
Doğru olduğunu varsayarak bir yorum yapmam gerekirse, parti stratejisi olarak anket üzerinden, halkın tepkisi doğrultusunda yapılan düzenlemeyi kesinlikle destekliyorum.
Ancak, bu işin kesinlikle desteklemediğim bir başka yanı var.
Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumundaki otomotiv bir transatlantik, dev bir petrol tankeri gibidir.
Öyle ki bu tip gemilerde aldığınız bir kararın gerekli süreçlerin tamamlanıp doğal akış doğrultusunda istediğiniz şekilde uygulanması zaman alır.
Yani bir anlamda dev bir petrol tankerinin süvarisi tornistan emrini verdiği anda o emrin hayata geçip geminin geri geri ilerlemesi başlayana kadar önemli bir süre ileri doğru hareket devam eder.
Otomotivi de öyle düşünmek gerekiyor.
Siz kalıcı bir rotada sağlıklı bir ilerleme istiyorsanız, otomotivin üretim aşamasından tüketicinin kullanım sürecine kadar tüm süreçteki vergi, kullanım harçları gibi ek maliyet unsurlarını hesaplayarak hayata geçirmelisiniz. Ara kararlar geminin rotasını bozar.
Otomotiv sektörü yarattığı kayıtlı yüksek istihdam, fena olmayan katma değer ve ülke ekonomisine sağladığı yüksek döviz girdisiyle uzun vadeli planları hak ediyor.
MTV deyip geçemezsiniz, son kullanıcıyı etkileyen vergi kararlarının yarattığı bir iki puanlık satış değişimleri, ithalat-üretim ve son olarak yatırım dengelerini değiştirecek kelebek etkisini yaratabilir.
O yüzden başta Türk otomotiv sanayi olmak üzere ekonominin can damarı sektörlere yönelik acilen yapıcı planların hayata alınması gerekiyor. Çok geç kalındı ama zararın neresinden dönülürse kardır. Eğer bu yapılmazsa yaşanacak erozyonun parti destek anketlerine de olumsuz yansıyacağı aşikar.