Ankara’nın zengin bir kent olduğunu biliyor muydunuz?...
Bu kadar iç ve dış gündem konularının ve artık siyasetin öne çıktığı bugünlerde Ankara’ya başka açıdan bakalım istedik.
Ankara deyince aklımıza ne gelir?...
Öncelikle Ankara’nın başkent olduğu aklımıza gelir. Başkent olduğu için de aynı zamanda bürokrasi ve diplomasi merkezi olduğu anlaşılır.
Gerçekten de Ankara’nın ana artellerine girdiğinizde her tarafta kamu binalarının gökyüzünü mızrak gibi deldiği görülür. Bürokrasinin yer aldığı kamu binalarının ve özellikle yargı ve diploması ile ilgili binaların yatay yapılanması yerine dikey yapılandığı dikkat çeker. Yani binanın yerleşim biçimi yatay değil dikeydir.
Standarttan uzak, lüksün içinde, biraz da alaturka görüntü sergileyen ve geceleri de pavyon gibi aydınlatılmış kamu binalarının olduğu ve hatta bilinilirliği nedeniyle bunların bazılarının sabit adres noktası niteliği taşıdığı görülür.
Ankara’nın bürokrasi merkezi olması dışında ciddi bir öğrenci yoğunluğunun yaşandığı eğitim merkezi olduğu da bilinir. Çok sayıda devlet ve özel üniversiteler ile diğer okullar Ankara’ya ciddi bir nüfus çeker. Tabii bir kentin nüfus profilini ağırlıklı olarak bürokrasi ve öğrenci oluşturursa aklımıza sabit ve hatta dar kesimli bir nüfus profili gelir.
Peki, gerçekten de Ankara böyle bir kent mi? Ankara sadece bürokratik, diplomatik ve siyasi bir başkent mi? Yoksa başka açılardan da baş kent görünümü var mı?
Başka açılar deyince aklımıza zenginliği getirelim. Bazı göstergelere baktığımızda Ankara’nın “zengin bir kent”(!) olduğunu görürüz. Bu zenginlik zaman zaman belli konularda kamuoyuna da yansır. Gelin bu zenginlik alanlarında Ankara’nın yerine bir bakalım.
- Hane halkı kullanılabilir gelirinde Ankara ilk sırada…
TÜİK’e göre Türkiye genelinde ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir geliri, 2016’da 19 bin 139 lira olmuş. Ankara’da bu rakam 26 bin 486 lira olarak gerçekleşmiş. İstanbul, bu rakamın 445 lira gerisinde kalmış ve söz konusu rakam 26 bin 41 lirada olmuş. Böylece Ankara, Türkiye'de en yüksek gelire sahip kenti olma özelliği kazanmış. Yani gelir dağılımında Ankara öne geçmiş. Oysa çoğumuz katma değerin ve zenginliğin en fazla İstanbul’da olduğunu zannederiz, Kocaeli’nin en zengin kent olduğunu biliriz. Demek ki asıl zengin kent Ankara imiş!...
- Ankara aynı zamanda “mevduat” zengini…
Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB), Türkiye bankacılık sistemi banka, şube, mevduat ve kredilerin illere ve bölgelere göre dağılımına ilişkin yayımladığı verilere göre, kişi başına en yüksek mevduatın olduğu ikinci kent ankara. 2016 sonu itibariyle kişi başına mevduatta ortalama 46 bin 763 lira ile İstanbul ilk sırada yer alırken İstanbul’u 37 bin 706 lira ile Ankara izlemiş.
Aslında bir şeyi unutmayalım. Kişi başına mevduatta Ankara, 2012 yılına kadar uzun yıllar boyunca şampiyonluğunu korumuş.
Binek otomobil zenginliğinde Ankara
TÜİK vergilerine göre 2017 yılı başı itibariyle motorlu kara taşıtları içerisinde en büyük paya sahip olan binek otomobil sayısında Ankara ilk sırada. Şöyle ki; 2017 başında Ankara’nın nüfusu 5.3 milyon ve binek araç sayısı yaklaşık 1.3 milyon. Buna göre Ankara’da nüfusun dörtte biri binek araç sahibi. Oysa bu sayı oransal olarak İstanbul’da daha düşük. Ticari ve iş merkezi konumundaki İstanbul’da 15 milyonu aşkın nüfusa göre binek araç sayısı yaklaşık 2.7 milyon ve nüfusun yüzde 18’i binek araç sahibi durumunda.
- Taşınmaz işlemlerinde de Ankara önde…
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü resmi kayıtlarına göre 2016 yılında Türkiye’de yaklaşık 2.4 milyon taşınmaz satışı olmuş ve bunun 207 bini aşkın kısmı Ankara’da, 340 bini ise İstanbul’da gerçekleşmiş. Toplam taşınmaz işlem sayısında da benzer bir durum ortaya çıkmış. Nüfusa göre Ankara taşınmaz satışlarında ve işlemlerinde ilk sırada yerini almış.
Sonuç itibariyle; bu nüfus profiline rağmen Ankara aslında zengin bir kent. Rahmetli Özal’ın zamanında sarf ettiği bir söz insanın aklına geliyor: “Benim memurum işini bilir”(!). Üzerinde düşünülecek bir durum veya konu…