Ankara'nın 'mağaza manzaraları'

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA [email protected]

Bugünkü yazımızı Ankara’ya ayırmak istedik.

Daha doğrusu bazı tespitlerimiz ve ilgililerin talepleri üzerine Ankara üzerine eğildik. Ankara’nın mağazalarının manzarasını görmeyi düşündük.

Önce bir tespit yapalım…

Ankara da İstanbul gibi artık çok merkezli bir yer haline geldi.

Malum, İstanbul’da çok sayıda merkez ve farklı dünyalar var. Aslında bir başından bir başına 200 kilometre uzunluğu ve 20 milyonu aşkın nüfusu bulunan bir metropolde çok merkezin olması da gayet normal. Galiba kent nüfusunun üçte birinden fazlası henüz İstanbul Boğazı'nı görmüş değil. Ne yazık ki; artık İstanbul’un çekiciliğinden çok, Anadolu’nun iticiliği nedeniyle buraya savrulanlar da çoğunlukla mutlu değil.

Aslında konumuz İstanbul değil, Ankara.

Gerçekten Ankara'da çok merkezli bir metropol oldu. Çok eskilerde Ulus, Cebeci, Ayrancı, Maltepe, Bahçelievler, Aydınlıkevler gibi bilinen semtler vardı; daha sonraları Kızılay, Bulvar, Meşrutiyet, Tunalı, Çankaya gibi yerler devreye girdi.

Artık şimdilerde durum değişti. Bir defa Ankara çok büyüdü ve 5-6 milyonluk kent haline geldi. Ayrıca çok yeni alanlar oluştu, bu alanlarda konutlar ve işyerleri yükseldi. Gölbaşı, İncek, Oran, Göksu, Alacaatlı, Konutkent, Zirvekent, Yaşamkent gibi sonu “kent” ile biten yeni yerleşim yerleri birer ayrı merkez oldu. Öyle ki sosyal konut görünümündeki gökdelen sitelerde vasat bir dairenin fiyatı milyon lirayı çoktan aştı geçti. 200 metrekare bir dairenin bedeli 2 milyon lira ve hatta 1 milyon dolar sınırına geldi.

Ankara’daki kamu binaları konusu bir başka gerçek. Kamu binaları artık adres veya sembol binalar haline geldi. Ankara, merkezi hükümetin ve bürokrasinin merkezi olarak son 3-5 yılda olağanüstü farklılaştı. Çünkü bürokrasi aşırı merkezileşti. Yerel ve yerinden yönetimin yerini merkezi yönetim aldı. Her şey ve her konu Ankara’ya taşınmaya başladı. Böyle olunca da Ankara’nın büyümesi mukadder oldu.

Hiç dikkatinizi çekmiyor mu? Konya Yolu ile Eskişehir Bulvarı tamamen 20-30 katlı kamu kullanımındaki ağırlıklı kiralık binalarla doldu. Hatta iş dünyasında şu söylemler de kulaklara çalındı. Ankara’da en iyi iş, gökdelen binalar yapıp kamu kurumlarına kiraya vermek. Açıkçası Ankara özellikle nicel ve görsel olarak çok değişti. Ama bu arada bir başka şey daha değişti. Ankara’da AVM dediğimiz alışveriş merkezleri son 3-5 yılda mantar gibi arttı. Her semtte irili ufaklı AVM’ler boy göstermeye başladı. Yanlış bilmiyorsak, nüfus ve yoğunluk itibariyle Ankara, Türkiye’de en fazla AVM’nin olduğu kent konumuna geldi.

AVM’ler çoğalınca ne oldu?... Cadde mağazaları veya işyerleri iş yapamaz hale geldi ve dolayısıyla teker teker kapanmaya başladı.

Bizler de bunu normal bir gelişme gibi gördük. Yazın sıcağında, kışın soğuğunda AVM’lere sığınan insanların buralarda çok ucuz yemek ve eğlence imkanları olduğunu gördük ve sonucu kabullendik.

Ancak; galiba gidişat pek de öyle değil. Ankaralılar biraz dikkatle baksın, Ankara dışından gelenler de gözlemlesin. Ankara’nın güzel ve önemli semt, cadde, mahalle ve sokaklarındaki mağazaların veya işyerlerinin çoğu “satılık” veya “kiralık” olarak görücüye çıkmış durumda.

Kızılay ve Atatürk Bulvarı'ndaki irili ufaklı mağazalar, Tunalı Hilmi Caddesi'ndeki pasajlar ve dükkanlar, Emek ve Bahçeli’deki küçük esnaf işyerleri, Köşk Caddesi'ndeki prestijli mağazalar. Ankara’nın her tarafına yayılan daha niceleri “satılık” ve/veya “kiralık” levhalarıyla süslü. Mağaza vitrinlerinde mal veya dekorlar yok, levhalar var. Gerçekten çok dikkat çekici bir durum ve özellikle son 1-2 yıldan beri böyle…

Hatta bizzat içinde olduğumuz ve bildiğimiz örnekler var.

Bu durumu sadece AVM sayısındaki artışla açıklamak mümkün mü? Başka nedenler yok mu? Gerçekten küçük esnaf iyi durumda mı? Bu durum sadece yapısal değişiklik mi yoksa aynı zamanda konjonktürel bir gerçek mi?

Açıkçası Ankara esnafının işleri iyi gidiyor mu diye sormak gerekir.

Kime sormalı?

Önce temsilcilerine. Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayi Odası, Ankara Esnaf odaları, diğer Ankara meslek kuruluşları ve sivil toplum temsilcileri nerede?...

Sonra da Ankara’nın siyasetçileri ve yerel yöneticileri ne yapıyor?

Amacımız birilerini tahrik etmek değil. Bizzat tespit ettiğimiz ve bizlere de intikal eden bu sıkıntıya kanal olmak, tercüman olmak. Sadece sıkıntıyı ortaya atmak da istemiyoruz. Çözüm önerisi de getirmek istiyoruz.

Ankara iş dünyasının acilen bir kurultay veya çözüm arama toplantıları yapmasını ve ilgili tarafları bir araya getirerek önce sağlıklı tespit yapmasını ve sonra da gerçekçi öneriler oluşturmasını istiyoruz.

Ankara’ya başkent olmasının ötesinde başka açılardan da bakmalıyız ve çözümler getirmeliyiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar