Ankara'da ayrı bir gündem konusu: Lojistik
Geçen hafta malum Ankara çok hareketli idi.
YSK’nın ve tüm siyasi parti binalarının önünden ve Meclis’ten yapılan anonslarla partilerin adayları açıklandı. Özellikle 4 siyasi partinin adaylarını daha önce duyurmak adına basın mensupları arasında adeta bir yarış olmuştu. Bu, bildiğimiz siyaset gündemiydi. Zaten geçen hafta da yazdığımız gibi Türkiye artık siyasetin yörüngesine girmişti.
Dikkat edilecek olursa; bu adaylarla ilgili değerlendirmeler birkaç gün sürdü ve şimdilik bitti. Artık seçimlerde nasıl sonuçların alınacağı tartışılıyor. Kamuoyu yoklamalarıyla adeta siyaset toto oynanıyor.
Varsın oynana dursun, Ankara’nın bir başka köşesinde de konusu “lojistik” olan bir toplantı vardı. Burada 200 kişinin doldurduğu salonda konunun tarafları, dış ticarette lojistiğin önemini ve lojistikte de Ankara’nın konumunu tartışıyorlardı.
Bu toplantıyı Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi (Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü) ile Ankara Lojistik Üssü düzenledi. Toplantıya üniversitenin rektörü, dekanı, hocaları ile öğrencileri ve diğer taraftan da iş dünyası ve gümrükçüler katıldı.
Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın, Gümrüklere Bakan Müsteşar Yardımcısı Remzi Akçin, UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, Ankara Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Aslıhan Çelebi ve Lojistik Üstü Yönetim Kurulu Başkan Vekili Av. Hakan Bezginli panelde görev aldı. Bu paneli yönetme görevi de bize verildi.
Herkes kendi açısından konularını değerlendirdi. Lojistiğin dış ticarette önemli olduğu, Ankara’nın da lojistik açısından konumunun ne olacağı tartışıldı.
Özellikle UND Başkanı Çetin Nuhoğlu’nun lojistiğin önemini ortaya koyan ve rakamlara dayanan yorumları dikkat çekti. Nuhoğlu rakamlara dayalı olarak bir ufuk turu ve genel değerlendirme yaparak lojistiğin önemini ortaya koymaya çalıştı.
Dünya Bankası araştırmalarına göre;
•Bir malın taşınmasındaki 1 günlük gecikme, o malın ticaretinde yüzde 1 daralmaya yol açıyor.
•Bir malın taşıma maliyetindeki yüzde 10 artış, o malın ticaretinde yüzde 20’lik bir azalma getiriyor.
•Her 1 günlük gecikme, ticaret ortaklarımızdan 85 km. uzaklaşmamıza neden oluyor.
•1 günlük bir teslim gecikmesi sonucunda bir ülkenin zamana dayalı ürün ihracatı ortalama yüzde 7 oranında azalıyor.
•Aynı şekilde bir ülkenin mallarını, rakif ülkeden bir gün daha önceden teslim etme imkanına sahip olması, fiyatlamada yüzde 0.6 ile yüzde 2-3 arasında bir avantaj sağlıyor.
Bu rakamlar dünyada lojistiğin ne kadar önemli olduğunun yalın bir şekilde ortaya koyuyor. Dünyanın sanki de ortasındaki ve üç kıta arasındaki Türkiye’nin lojistikteki yeri ve önemi bu şekilde kendiliğinden ortaya çıkıyor. Doğal olarak da Türkiye’nin ortasındaki başkent Ankara’nın konumu önem kazanıyor.
Nitekim lojistik performans endeksi sonuçları da Türkiye’nin önemini ve başarısını ortaya koyuyor. Bundan sadece 4 yıl kadar önce 2010 yılında Türkiye’nin lojistik performans endeksindeki sırası 39 iken; bu sıralama 2012 yılında 27 ve 2014 yılında da 30 olarak ortaya şekilleniyor. Bu arada karşılaştırma açısından Rusya’nın 90 sıraya düşmesi, Türkiye’nin ne kadar yol aldığını ortaya koyuyor.
Açıkçası biraz da şartlar veya koşullar bu sonucu yaratıyor olmakla beraber; Türkiye lojistikte başarılı oluyor.
Dolayısıyla Ankara’nın bir başka köşesinde gerçek gündem konusu ele alınıyor ve spekülasyonlardan uzak bir şekilde konunun teknik tarafına vurgu yapılıyor.