Ankara, Clio’yu telefonla takip etti
Geçtiğimiz hafta içinde Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Turgay Durak ve derneğin bazı üyeleriyle yemek yeme fırsatı bulduk. Turgay Bey, nisan ayında Koç Holding’in CEO’su olacağından OSD Başkanı olarak bizimle son kez bir araya geldi. Yemek esnasında yeni başkanın kim olacağına dair esprili diyaloglar yaşandı.
Bu dialogların merkezinde ise yine Koç Holding Savunma Sanayi ve Diğer Otomotiv Grubu Başkanı ve Otokar Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen vardı. İlk kez böyle bir toplantıya katılan Önen’i ben ve diğer gazeteci arkadaşlarım “Hayırlı olsun” diye kutladık.
Bizim Önen’e biçtiğimiz başkan adaylığı rolü hayata geçer mi onu mart ayındaki OSD seçiminde göreceğiz. Her ne kadar başkanlık seçimine ilişkin kulis çalışmalarımızda kimse bir açık vermese de benim tecrübelerim ve hislerime göre Önen, önümüzdeki dönem için OSD’nin başkanı olacaktır.
Yemek sırasında otomotiv sanayiinde krizle birlikte zora giren traktör ve ağır ticari araçlar için KDV indirimi talepleri ön plana çıktı. Bununla birlikte Durak, gümrüklere ilişkin tarifeler ve ihraç edilen araçlara yönelik Maliye ile olan ihtilaflarına dikkat çekti. Zira, gümrük tarifelerinde yapılan değişiklik otomotiv sektörüne 40 milyon liralık bir ek yük getiriyormuş. Buna bir de ilk yakıttan kaynaklanan 70 milyonluk vergi yükü de eklendiğinde otomotivcilere yaklaşık 110 milyon liralık bir maliyet çıkıyor.
Turgay Durak bu durumların düzeltilmesi için gerekli temasları yaptıklarını vurgulasa da henüz somut bir netice alamadıklarına dikkat çekti.
Ancak, yemeğin en ilginç ve yoğun soru alan katılımcılarından bir tanesi ise hiç şüphesiz Oyak Renault Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu’ydu. Geçtiğimiz 15 güne Clio 4 konusundaki tartışmalar damgasını vurunca konunun direkt muhataplarından bir tanesi olan Tunalıoğlu’nun ilgi odağı olması kaçınılmazdı.
Tunalıoğlu, Fransa’da büyük tartışmalar yaratan Clio 4 üretimine ilişkin ilk yorumu, “Bir bardak suda koparılan fırtına” oldu. “Seçime iki ay kala bu tip olayları normal karşılıyorum. Seçimler bittikten sonra kimse bu tartışmaları hatırlamayacak.
Biz de günü geldiğinde günün şartlarının gerektirdiği sayıda üretimi yapacağız” diyen Tarık Tunalıoğlu’na süreçte yaşadıklarını sorduk.
Tunalıoğlu, işin ekonomik yanı açısından en başından bu yana rahat olduğunu söylüyor. Zira, Renault’nun duruşunda ve söylemlerinde başından bu yana hiçbir değişiklik olmamış. Ancak, iletişim anlamında zorlu bir süreç yaşadıklarını söylüyor Tunalıoğlu: “Biz üretim açısından rahattık. Ama bu süreçte sürekli manşetlerde olunca iletişimi idare etmek gerekiyordu orada biraz mesai sarfettik.”
Renault’da Başkan Carlos Ghosn’dan sonra en etkili isim olan Patrick Pelata, Tunalıoğlu’nun yakın arkadaşı (1970’li yıllarda Tunalıoğlu ve Pelata birçok otomobilin geliştirme ve test sürecinde birlikte çalışmışlar. Hatta Türkiye’de çok uzun kilometreyi birlikte yapmışlar) olarak kendisine “Rahat olun mesajı” göndermiş.
Fransa’da böyle bir durum yaşanınca Tarık Bey de Sanayi Bakanı Nihat Ergün ve Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ı telefonla arayarak konu hakkında bilgi vermiş. Başbakan Tayyip Erdoğan’la ise telefonla konuşmamış ancak mesaj aracılığıyla bilgilendirme yapmış.
Kendisine, Ankara’dan gelen tepkileri sorduğumda yanıtı kısaydı: “Çok anlayışla karşıladılar. Durumun hangi sebeplerden kaynaklandığını çok iyi anladıkları için konunun çok üzerinde durmadılar. Politika, seçim ve bunların ekonomiye bağlantısına çok hakimler. Ama kendilerine ilk ağızdan bilgi verdiğimiz için de çok memnun oldular.”
ABD’ye ilk biz gittik
Yemekteki bir diğer ilginç noktayı ise Kudret Önen açıkladı. Biz basın mensuplarının ABD’ye giden Ford Transit Connect’i “Türk otomotiv sanayinin ABD’ye yaptığı ilk ihracat”tanımlanmasını düzelten Önen, “Biz beş yıldır ABD ve Kanada’ya traktör ihracatı yapıyoruz” dedi.