Anil Gupta'nın tezleri ve bir "ön değerlendirme"

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

 

Kadim arkadaşım Necati Doğru'dan dinlemiştim: Felsefe tarihi okutan Prof. Dr. Macit Gökberk, felsefe tarihinde çok insanın adının başına "filozof" sıfatı eklendiğini, bu sıfatı hak edenlerin başına dört insanı yerleştirmek gerektiğini söylermiş: Aristo, Hegel, Marks ve Kant… "Çünkü" dermiş, " bu dört insan metot geliştirmiştir…"
Felsefe alanım değil ama iş çevresi, iş dünyası ve iş yönetimi konusunda bir hayli zamandır kafa yoruyorum. Değişim ve dönüşümleri yakından izleme çabasını kesintisiz sürdürüyorum. Güvenilirlikleri yaygın kabul gören periyodları izliyor; günlük yayınlardan notlar derliyorum; eriştiğim bilgileri de zaman zaman çözümleyerek yazılı belge haline getiriyorum.
İstanbul Sanayi Odası'nın gelenekselleşen "Sanayi Kongresinin" on birincisine çağrılan Anil Gupta'yı dinlemeden önce, daha önce okuduğum değerlendirmelerine baktım. Asıl önemlisi bir ölçü koyarak dinlemek için bir ön-hazırlık yaptım: Ülkemize çağrılan dünya ölçeğinde tanınmış insanları nasıl dinlemek gerekir? Bu konuda hemen hemen ortak bir görüş haline gelen aşağıdaki ölçüleri dinlemenin rehberi haline getirdim:
" Konuşmacı, dünya genelindeki eğilimleri, eğilimlerin yarattığı fırsatları ve tehlikeleri öncelikle ortaya koyuyor mu?
" Eğilimlerin yarattığı fırsat ve tehlikeleri dengelemenin temel araçları olan " olanak ve kısıtları" tanımlıyor ve tasvir ediyor mu?
" Üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerinin iç bütünlüğünü, yarattığı karşılıklı-bağımlılıkları, oluşan ağ sistemlerini, ortak değerleri, ortak iradeyi, ortak yararları, ortak projeleri ve ortak kurumları ve yarattıkları ihtiyaçları net olarak ortaya koyuyor mu?
" Küreselleşmenin dayattığı çok-odaklı üretim, çok kültürlü yönetim ihtiyacına yanıt verebilecek i metot öneriyor mu?
" Dışa ve dünyaya açılmanın "ayrıştıran yönlerini" açıklıyor; sürdürülebilir bir gelişme yaratmak için kültür-odaklı dışa açılmanın gerek ve yeter şartlarını anlatıyor mu?
" Net bilgi, etkin koordinasyon ve odaklanma ihtiyacını yaratan etkenler üzerinde duruyor; yol göstericisi bir harita ortaya koyuyor mu?
" Son çözümlemede, üretimin iç örgütlenmesindeki değişim ve dönüşümleri, endüstri-devlet ilişkilerindeki yeni yapılanmaları ve yeni normal koşullarını, devletlerarası ilişkilerin dayandığı değerler ve kaynakları irdeleyerek; geleceği inşa etmek için işimizi kolaylaştırıcı metotlar ve araçlar sunuyor mu?
Aktardığımız genel ölçütleri, dünyaya yön veren büyük kuruluşların "strateji belgelerinden" öğrendiklerimizle karşılaştırmamız gerekiyor.
Anil Gupta'nın konuşmasının tam metnine ulaşamadığım için aldığım notlardan hareket etmek zorundayım. Bu her zaman "anlam kaymalarına" açık bir durumdur. Bir insanın ne söylemek istediğini anlamının ilk ve temel koşulu, yazılı metinlerden hareket etmedir. Yazılı metin elimizin menzili altında olmadığına göre, yanılabilme özgürlüğünü kullanmak zorundayız. Konuşmanın tam metnine eriştikten sonra yeni bir değerlendirme yaparak Gupta' da katıldığımız, katılmadığımız, eksik bulduğumuz değerlendirmeleri üzerinde ayrıntıları ile durabiliriz.
Anıl Gupta'nın açıklamalarında üzerinde durulması gereken özelliklerden biri, sonuçları açıklayan, metotları çoğu kez belli olmayan bir dizi rakam kalabalığına iltifat etmemesi idi… Konuşmasında çok az rakam kullanıyor; genellikle gelişmeleri yaratan "dinamikleri" açıklamaya çalışıyordu. Bu tutumu, ülkemizde iş dünyasının entelektüellerinin özenle incelemeleri gerekiyor. Entelektüel korkaklıklarını, bir dizi nasıl hesaplandığı, ne anlama geldiği belli olmayan rakamlarla örtme kolaycılığını tercih edenlerin "anlamayı saptıran" tutumlarını sorgulamaları için iyi örneklerden biriydi yapılan konuşma.
Anil Gupta'yı dinlerken önemine inandığım on temel eğilime ne ölçüde gönderme yaptığını not ettim. Söz konusu on temel eğilimin ana başlıklarıyla paylaşalım:
" Sanayi Toplumu'ndan Bilgi Toplumuna geçiş tanımlanıyor mu?
" Ekonomide güç merkezindeki kaymanın etkileri ele alınıyor mu?
" Göçlerin hızlanması ve kentleşmenin yoğunlaşmasının etkileri değerlendiriliyor mu?
" Teknolojiye erişebilirliğin ekonomik büyümeye etkilerini, özellikle genç ve kalabalık nüfusa sahip ülkelerdeki "büyüme etkisini" ele alınıyor mu?
"  Dönüştürücü inovasyonun rekabet gücü yaratmadaki etkilerini irdeleniyor mu? 
" Yükselen orta sınıfla birlikte tüketici değer, beklenti ve davranışındaki değişmelerin olası etkileri üzerinde duruyor mu?
" Ölçek ekonomisi erişebilirliği ile esneklik ve hızı dengeleyen yapılar oluşturmanın önemi açıklıyor mu?
" Sınırlı şeffaflıktan, sınırsız şeffaflığa geçiş sürecinin etkileri, verimlilik ve rekabet yaratma bağlamıyla ele alıyor mu?
" Karşılıklı bağımlılıkların hiper düzeyinin sosyoekonomik ve kültürel bağlamları üzerinde duruyor mu?
" Emtia kapitalizminin entelektüel kapitalizme yönelişin yol gösterici nirengi noktalarına işaret ediyor mu?
Gupta'nın anlatımı, bizim de öteden beri üzerinde durduğumuz ve yukarıda başlıklar halinde özetlediğimiz temel eğilimlere değinmeler yaptı: Artan nüfusa göre kuramlar geliştiren, azalan nüfus üzerinde çok fazla düşünmeyen ve bir kuramsal çerçevesi hazır olmayan insanlığın eksik ve yanlış varsayımlara dayalı tasarlanmış zihni modelinin çözüm üretmediğini anlattı. 
Bilim ve teknolojideki "sıçramaları ve yarattığı tehlikeleri" de temel dinamiklerdin bir diğeri olarak tartıştı Gupta. Sıçramaların yarattığı belirsizlik koşullarında karar çerçevelerinin oluşturulmasındaki zorluklar sorunları büyütüyordu. Sürekli büyük dalgalanmalar yaşanıyor; çalışma alanında beyaz ve mavi yakalıların sorunları artıyor, politik değişiklikler, politik sistem ve demokrasiye geçiş sorunları yaşanıyor; yolsuzlukların artması, gelir eşitsizliğinin büyümesi yeni sorunlarla bizleri yüzleştiriyordu.
"Nüfus yapılarındaki değişmelerin" yaşam biçimleri, yaşam tarzları ve yaşam kalitesini yeniden yapılandırıyordu. Özellikle "demografik fırsatları" değerlendirmeyen toplumlar "orta gelir tuzağına" yakalanıyordu. Çin'in zengin olmadan yaşlanma tuzağına düşeceğine ilişkin beklentiler vardı.
"Teknolojik değişim ve dönüşüm ile inovasyonun" yarattığı yeni gündemi ortaya koydu; söz konusu eğilimin kişiye odaklı sağlık sistemlerinde yarattığı yeni ihtiyaçları tanımladı. Anil Gupta, 3-D baskıdan, kuantum bilgisayarlara, enerji üretilmesindeki arayışlardan, sağlık sistemlerine teknoloji ve inovasyonun etkilerini sıraladı.
 "Gıda, su ve enerji" konusundaki gelişmelerin yarattığı yeni gündemi açıkladı. Bu konuda tohum ıslahından sulama sistemlerine, dikey tarımdan geri dönüşüm sistemlerine, alternatif kaynaklardan enerji üretimine ve enerjinin tasarruflu kullanımına bir dizi konuya değinmeler yaptı.
"Güçlendirilen birey" konusunu ele aldı… Büyük dini kurumlar, devlet, ordu ve değişik işbirliklerinin gücünün "bireyi koruma" işlevindeki yeni anlayışlarındaki gelişmeleri açıklamaya gayret etti. Biliyoruz ki, küreselleşme ve Bilgi Toplumu aşamasında postmodernlik ve bireysellik öne çıkmıştır. Bu yeni oluşum da yaşamımızı derinden etkilemekte ve dönüştürmektedir.
Dışa ve dünyaya açık gelişmenin gerek şartı, entelektüel ve sistem kapasitesini artırmadır. Entelektüel kapasiteyi artırabilmemiz için uluslararası ölçekte "sözü olan" insanları "alıcı bir ruhla" dinlemesini bilmeliyiz. Bize dünyayı yeniden okumak için bir şeyler anlatan insanlara "aklımızı emanet etmenin" anlamı da, değeri de yok… O insanları "anlamaya çalışma" ise ilk temel adımı oluşturuyor.
 Anıl Gupta'yı "can kulağı" ile dinleyerek, kendi entelektüel yapımıza bir tuğla daha koyabiliriz. Atlımızı başkalarının dediklerine teslim etmeden, kendi çözümlemelerimizi ve sentezimize ulaşmayı bir an bile ihmal etmeden zihinsel radarlarımızla arayışlarımızı sürdürme zorundayız… O nedenle, İSO'nun metinleri yayınlamasından sonra bu değerlendirmeyi bir kez daha ele alarak "dinleme verimliliğini" artıran yeni bir analiz yapma sorumluluğumuz var.
Anil Gupta'nın konuşmasını bitirirken verdiği mesajı unutmayalım: " On yıl öncesinin koşullarında elde ettiğimiz sonuçların iş yapma metotları, on yıl sonrasını inşa etmek için yeterli olmayacaktır… Yeni arayışlar, yeni bakış açıları ve yeni metotlar geliştirerek geleceği inşa etmeliyiz…"
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar