Anayasa değişiklik önerilerinin vergi bakımından sonuçları
BÜLENT TAŞ - E.Gelir İdaresi Bşk.Yrd./E.Baş Hesap Uzmanı
Anayasa’nın 73’ncü maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muafl ık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisi Bakanlar Kurulu’ndan alınarak Cumhurbaşkanı’na verilmektedir. Ayrıca Anayasaya eklenen Geçici 21’inci madde ile kanunlar ve diğer mevzuat ile Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu’na verilen yetkilerin, ilgili mevzuatta değişiklik yapılıncaya kadar Cumhurbaşkanı tarafından kullanılacağı da hükme bağlanmaktadır. Dolayısıyla çeşitli vergi kanunlarında yer alan ve Bakanlar Kurulu’na verilmiş olan yetkiler Cumhurbaşkanı’na geçmektedir.
Mevcutta bu yetkinin Bakanlar Kurulu Kararı ile uygulamaya konmaktadır. Değişiklik sonrasında bu yetkinin nasıl uygulamaya konulacağı net olmamakla beraber Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bu yetkinin kullanılacağı düşünülmektedir.
Anayasa’nın kanunların teklif edilmesi ve görüşülmesi ile ilgili 88’inci maddesinde yapılan değişiklikle Bakanlar Kurulu’nun kanun teklif yetkisi kaldırılmakta, milletvekillerinin kanun teklif etme yetkisi ise aynen korunmaktadır. Ancak 161’inci maddede öngörülen değişiklikle sadece Bütçe Kanunu’nu ile Kesin Hesap Kanunu Cumhurbaşkanı’nın Meclis’e teklif edeceği hükme bağlanmaktadır. Bu durumda diğer kanunlarda olduğu gibi vergi kanunlarında da teklifler Meclis içinden oluşturulacaktır. Yürütmenin kanun teklif etme yetkisinin bulunmadığı durumda vergi kanunu tekliflerin Meclis bünyesinde hazırlanabilmesi için Meclis’in vergi politikası oluşturma ve kanun tasarısı hazırlama kapasitesine sahip olması gerekecektir. Uygulamadaki ihtiyaç ve sorunların Meclis gündemine getirilerek yasal düzenleme ihtiyaçlarının zamanında giderilebilmesi için gerekli mekanizmaların da oluşturulması gerekecektir.
Anayasa’nın 104’üncü maddesinde yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabileceği, temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle siyasi haklar ve ödevlerin Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemeyeceği hükme bağlanmaktadır. Ayrıca Anayasa’da münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda, kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacağı, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümlerinin uygulanacağı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümsüz hale geleceği de hükme bağlanmaktadır.
Bu durumda Anayasa’nın 73’üncü maddesi uyarınca vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin konulması, değiştirilmesi veya kaldırılması kanunla mümkün olabildiğinden bu konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılması mümkün olamayacaktır. Verginin kanuniliği ilkesi korunmaktadır.
Ayrıca 104’üncü maddede yapılması önerilen değişiklikle Cumhurbaşkanının, kanunların uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği hükme bağlanmaktadır. Anayasanın 124’ncü maddesinde yapılan değişiklikle de Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği hüküm altına alınmaktadır. Değişiklikten sonra vergi kanunlarının uygulanmasına yönelik ikincil mevzuat düzenlemeleri konusunda Cumhurbaşkanı ilgili bakanlık ve kamu tüzel kişiliği yetkili olacaktır.
Anayasa’nın 148’inci maddesinde öngörülen değişiklikle Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkileri arasına Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetleme ve bireysel başvuruları karara bağlama görev ve yetkileri de dâhil edilmektedir. Anayasa’nın 150’nci madde için öngörülen değişiklikle de kanunlar ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin de Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’nde doğrudan doğruya iptal davası açabilme hakkı, Cumhurbaşkanı’na, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ve üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere bırakılmaktadır. Ayrıca 150’nci maddede öngörülen değişiklikle de bir davaya bakmakta olan mahkemenin, uygulanacak Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakabileceği de hükme bağlanmaktadır.
Bu durumda vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kullanılacağı düşünülürse buna karşı davaların ancak Anayasa Mahkemesi’nde açılabilmesi ve dava açma yetkisinin önemli ölçüde sınırlandırılması söz konusu olacaktır. Vergi ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararı’na karşı davalar Danıştay’da açılabilirken artık bu söz konusu olamayacaktır. Her ne kadara Danıştay Kanunu’nun 24’üncü maddesinde Bakanlar Kurulu Kararları’na karşı ilk derece mahkemesi olarak dava açılabileceği belirtilmişse de Anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi halinde bu hüküm esas alınarak Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerine karşı Danıştay’da doğrudan dava açılamayacaktır.
Özet olarak Anayasa’da öngörülen değişikliklerin vergi bakımından yarattığı iki temel sonucu;
• Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisinin Cumhurbaşkanı’na aktarılması ve bu yönde alınacak kararlara karşı ancak Anayasa Mahkemesi’nde dava açılabilmesi,
• Vergi kanunu tekliflerinin artık sadece Meclis’te oluşturulabilmesi ve buna bağlı olarak vergi politikası konusunda Meclis’in önemli ölçüde yetkilendirilmesi, şeklinde ifade etmek mümkündür..