Anadolu’nun IT ile imtihanı
Anadolu’ya karşı çoğu zaman 14.yy’daki kâşiflerin heyecan duygusu ile yaklaşıyoruz…
Bu gizemli diyarlarda kim bilir ERP, CRM, veri merkezi ve benzeri kurumsal bilişim projesi yapmayı bekleyen, nice bakir ve zengin KOBİ’ler vardır. Yabancı IT firmalarının çoğu zaman Türkiye’ye olan ilgisi de bu potansiyel yüzündendir. Kurumsallaşmayı tamamlayamamış, halen aile şirketi olarak yaşantısına devam eden ancak üçüncü kuşaklar ile birlikte arayışlar içerisinde olan birçok şirketin olduğu bir gerçek. Gerçek yıllardır ortada ama halen aynı mistik masallar anlatılmaya devam ederken bu firmaların bilişim dönüşümüne bu kadar hevesli olmamalarının sebepleri ne ola ki?
Yıllar önce bir makalemde, küçük bir anekdottan bahsetmiştim. Tekrar hatırlatayım;
“Türkiye’nin saygın bilişim firmaları için kurumlarda stok sayımı yapmanın sanırım tarif edilemez bir keyfi var. Ben saymadım ama sayanlardan dinledim. Hatta bu anıyı, Türkiye’nın şu anda en önemli IT ürünleri sağlayıcısı bir firmanın, yıldönümü gecelerinden birinde dinledim. Çok değil daha 5 yıl önce şirket yöneticileri nasıl hafta sonu kapanıp depo sayımı yaptıklarından, keyifle içilen gece çaylarından, sabaha karşı gidilen çorbacılardan bahsettiler. IT firması yöneticileri böyle yapıyorsa, Anadolu’daki mobilyacı ne yapsın?”
5 yıl içerisinde değişen pek bir şeyin olmadığı bir gerçek.
Hiç mi bir şey olmadı?
Oldu aslında.
Kurumlarda bilişim dönüşümünün ilk başladığı yıllarda maalesef işinin ehli olmayan birçok kişi veya kurum, Türkiye’nin saygın KOBİ’lerine çözümler uygulamaya kalkıştılar. Sonuç çoğu zaman hüsran oldu. Kayseri’de karşılaştığım bir KOBİ’nin sahibesi aynen şu ifadeyi kullandı, “Kayserimizi maalesef ERP çöplüğüne çevirdiler.”
Şimdi durum biraz değişti. Artık tüm Türkiye’ye yayılabilen, daha geniş ölçekte ve eşit hizmetler sunan şirketlerimiz geldi. Özellikle mobil operatörlerin sunduğu ofis, veri yedekleme ve mobilite çözümleri sayesinde KOBİ’ler uygun fiyata ve eşit kalitede hizmet satın alabiliyorlar. Üstelik yetkin ve işinin ehli uzmanlardan destek alarak.
Belki bundan sonra o hep beklediğimiz IT ile kalkınma hamlesi gerçeğe dönüşebilir ve bizim KOBİ’lerimizden de çok daha fazla dünya ölçeğinde iş yapan markalar doğabilir.