Anadolu kadını altınını satmaya mecbur kaldı

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

 

İhracat rakamları açıklanınca, Anadolu kadınının talebini karşılamak için yılda 200-250 ton ithal edilirken, son 6 ayda ithalatın durduğu buna karşılık (3 milyar 720 milyon dolar değerinde) 125 ton altın ihraç edildiği haberi gazetelerde yer aldı. (Vatan Ekonomi 2 Nisan 2009)

Ocak ayındaki altın ihracatının 1 milyar 35 milyon dolar, şubat ayındaki altın ihracatının 1 milyar 644 milyon dolar olduğu açıklandı. Şubat ayında ihracat gelirinin yüzde 20'si altın dış satımından kaynaklandı (Abdurrahman Yıldırım, Haber Türk 2 Nisan 2009)

Ben 9 Mart 2009 tarihide Tahtakale ve Kapalıçarşı'da altın ticareti ile meşgul olanlarla konuşmuş, izlenimlerimi yazmıştım (Anadolu'nun varlıkları satılıyor- kamununkileri bitirdik,sıra halkınkilere geldi, 10 Mart 2009 Milliyet).

Kapalıçarşı ve Tahtakale'de altın alıp satanlardan öğrendiğime göre, Anadolu'dan her gün İstanbul'a 1-1.5 ton altın geliyor. Bu, Anadolu halkının varlıklarını elden çıkarmak zorunda kalması demektir. İstanbul'a gelen altınların, yurtdışına satılması, Türkiye'nin varlıklarının erimeye devam etmesi demek.

Anadolu'dan gelen 1 ton, 1.5 ton altını kimler satıyor? Anadolu'daki analarımız, bacılarımız satıyor. Altın, Anadolu insanının en önemli varlığıdır. Bizim Anadolu ailelerimiz küçük birikimlerini genelde altına bağlarlar. Büyük birikimleriyle tarla alırlar, ev yaptırırlar. Anadolu'da altın önce kadının sonra ailenin en önemli varlığıdır. En son elden çıkarılması düşünülen varlığıdır.

Altın özellikle Anadolu kadını için çok değerlidir. Ana güvence kaynağıdır. Çok çok mecbur kalmadıkça satmaz. Anadolu kadını sadece kocası ve aile efradı büyük bir sorunla karşılaşırsa bileziğini, altınını bozdurur.

Şimdilere kadar her yıl Türkiye'ye kanuni yollardan 200-250 ton altın giriyordu. Giren altının önemli bölümü cumhuriyet altını, reşat altını, beşi bir yerde olarak veya bilezik olarak Anadolu'ya gidiyordu.

Anadolu insanı yıllık birikimlerini bu altına bağlıyor böylece varlığı artıyordu.

Son altı aydır tersine bir altın trafiği var. Anadolu halkı altın satın almıyor. Anadolu halkının varlığı artmıyor. Buna karşılık, daha önce satın aldığı altınları satıyor.

Anadolu insanının varlığı eriyor. Yok oluyor. İyi de Anadolu insanının yok olan varlığı nereye gidiyor? Altınlar yurtdışına satıldığına göre, demek ki bu varlık Anadolu'dan yurtdışına transfer oluyor.

Türkiye'de varlık kanaması özelleştirme hareketiyle başladı. Özelleştirme demek, kamunun birikimlerinin, kamunun varlıklarının satışı demektir. Özelleştirme yapan birçok ülke kamu varlıklarını satarken bir bölümünü çalışanlara sattı. Büyük bölümünü halka sattı. Varlıkların mülkiyetinin halkta kalmasına özen gösterdi. Çünkü özelleştirilen kamu kuruluşları halkın birikimleriyle oluşmuş, halkın varlıklarıydı.

Bizde ters bir uygulama oldu. Kamu varlıklarının büyük bölümünü yabancılara sattık: Yılların birikimiyle oluşan varlıkların mülkiyeti yabancılara geçti. Fakat özelleştirme ile varlık mülkiyeti transferinin gene de farklı bir yanı vardı. Özelleştirilen varlıkların mülkiyeti yabancılara geçse de varlıklar ülkede kalıyordu.

Anadolu halkının altınlarının satışında farklı bir tablo var. Varlıklar yurtdışına çıkıyor. Dikkat edilirse, satılan varlıkların paraları da buhar oluyor. Özelleştirmeyle elden çıkan kamu varlıklarının paraları borç ödemeye gidecekti. Eski borçlar azalmadı, arttı. Paralar yok oldu.

Şimdilerde Anadolu kadınları kocalarının tohumluk, gübre, kredi kartı borçlarını, ailelerin kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarını ödemek için altınlarını satıyor. Kadınların boyunlarında asılı olan ata altınları, kollarında takılı olan bilezikler ailelerin borçlarını ödemek arayışında İstanbul yoluyla yurtdışına gidiyor.

Altın konusundaki bu ters trafiği iyi değerlendirmek gerekir. Olayın hem ekonomik hem de sosyal boyutu vardır. Anadolu'da olan biteni umursamaz isek çok yanlış yapmış oluruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018