Ana temada bozulma yok
Bir süredir global piyasalarda yaşanan “ralli” fiyatlamasından bahsediyoruz. Gelişmiş, gelişmekte olan, Avrupa, Asya, Amerika… Özetle tüm varlık fiyatlamalarında –eğer kendinize has bir başlığınız söz konusu değilse- yükseliş durumu var.
Hafta içerisinde IIF tarafından GOÜ grubuna ait sermaye ve portföy akımlarını gösterir rakamlar açıklandı. Başlıkta yer alan ifadelerin çıkış noktasını da bu data seti oluşturuyor. Gruba yönelik fon akışında yavaşlama emareleri henüz belirmiş değil. Dikkatinizi çekmek isterim; gelişmişlerdeki ralli havasını konuşurken oradaki fon akımına değinmiyoruz bile. Bir alt gruptaki gelişmekte olan sınıfının akışında hala daha ve henüz bozulma olmadığına atıfta bulunuyoruz. Önemli midir? Kesinlikle.
Nisan ayında portföy akımları 38 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. İlk dört aylık performansa bakacak olursak 152 milyar dolar girişten bahsetmekteyiz. 2018 ile kıyaslamak istediğimizde roll etme rasyosu yüzde 104. Hem bir önceki yıl rakamı yakalanıyor, hem de üzerine çıkılıyor. Nedenler belli. Aralık ayından bu yana yazılan çizilen konuların dışında yeni bir şey yok.
Fon akımlarında kısa vadeli giriş-çıkışların etkisinde kalmamak için yorum yaparken bazı farklı rasyolar dikkate alınır. Şayet bu hesaplamalarda da ivme varsa ve yukarı yönde gücünü artırarak devam ediyorsa, manşet haber akışlarının trend bozucu etkide olmadıkça likidite çıkışlarını kalıcı olarak bozması beklenmez. Bu kapsamda 3 aylık toplam ya da ortalama hesaplamalar yakın vade trend açısından fikir sahibi olmamıza imkan tanır. Hisse senetleri kalemi 3 ay toplamında 32 milyar dolar girişe işaret ederken, borç senetlerindeki eğilim 70 milyar dolar sınırına dayanmış durumda. Her ikisi de tartışmasız kuvvetli. Ayrıntı ise borç senetleri kısmında saklı. Faizlere yönelik henüz yukarı yönde bir değişim beklentisi ağır basmadığından yatırımcıların tercihi de terazide bu taraf özelinde ağır basıyor.
Buradan Fed ile devam etmek doğru olabilir. Beklendiği şekilde 1 Mayıs toplantısında sürpriz olmadı. Bilanço normalizasyonu sürecinin önemli maddelerinden olan rezervlerle ilgili gelişmeler gelecek vadede oldukça sık tartışma konusu olacak. Daha önce de burada tartıştığımız IOER yani fazla rezervlere ödenen faizin seviyesinde Haziran ve Aralık 2018 toplantılarının aksine bu kez teknik ayarlama kapsamında 5bp indirime gidildi. Piyasa beklentisi bu noktada net olmamakla birlikte tartışılan senaryolardan birisi olduğunu belirtmek gerekiyor. IOER konusu önemli. Zira dönem dönem Amerikan doları talebi ya da tahvil faizlerindeki yükselişte “olağan şüpheli” olarak öne çıktığını hatırlayacak olursak, federal fonlama oranına ne ölçekte yakınsayacağı, gelecek dönem seyri ve Fed’in göstereceği muhtemel tepkileri bir köşede dikkatle izlemenin zararı olmayacaktır.
GOÜ fon akımı ile Fed’in arasındaki bağlantıyı kestirmek güç olmasa gerek. Başkan Powell’ın yönlendirmesi hali hazırda net. Bir süre daha data setini yakından izlemek ve eğilimin hem içeri hem de dışarıda ne yönde evrileceğini görmek istiyorlar. Enflasyona Fed politikalarını çıpalamaları bugünün değil dünün hikayesi. Başka türlü bekle-gör moduna geçmeleri ekonomide ciddi bir yavaşlama olmadığı takdirde kolay değildi. O konuyu da “geçici faktörler” tanımlaması altında yönlendirmeyi tercih ediyorlar. Neden? Beklentileri korumak adına. Tıpkı Mart 2017’deki telekom hizmetleri hikayesi gibi.
Özetle, şu an için GOÜ grubuna yönelik fon akımı ya da Fed’in duruşunda değişiklik yok. Ana temayı ilerlediği raydan çıkarma riskleri ise gelişmiş ülke varlıklarındaki zirve yenilemesi fiyatlamaları ve ABD’de sona erecek olan bilanço açıklamalarının ardından hikaye bulma problemi olabilir. Unutmadan, Amerikan dolarındaki zayıflamama inadı da enteresan bir başlık.