Amerikan bankası gümüşü uçurdu
Petrol ve gümüş fiyatlarında çarpıcı yükselişler yaşanıyor. Fiyat artışları, genel olarak Orta Doğu'daki gelişmelere bağlanıyor. Bu yükselişler konusunda biraz farklı düşünüyorum. Petrolden başlarsak; bence yükseliş tamamen spekülasyon. Olaylar abartılıyor. Petrol fiyatının 2011'de 100 doların üzerine çıkması, ayaklanmalar başlamadan önce beklentilere girmişti. 100 dolar üzeri fiyat tahminleri; küresel ekonominin iyi performans göstermesi üzerine kurulmuştu. Fed'in haziran ayında yeni bir tahvil alım programı açıklayacağını düşünenler de, fiyat öngörülerini yükseltmişti.
Finans piyasaları, jeopolitik olaylardan kaynaklanan gerilimi düşürecek bir yol her zaman bulur. ABD, Mart 2003'te Irak'a savaş açtığında, petrol fiyatı 37 dolara yükselmişti. Irak bu bölgedeki en büyük petrol üreticilerden olduğu halde, sonraki haftalarda fiyat 25 dolara düştü. Piyasa, bugün yaşanan olayları kanıksadı. Sokak çatışmalarının, piyasa açısından fazla bir önemi yok. Yeni belirsizlikler ortaya çıkmadıkça, petrol fiyatındaki kıyamet senaryolarına inanmıyorum. Yeni riskler; çatışmaların Suudi Arabistan ve İran'a sıçraması, Süveyş Kanalı'ndan savaş gemilerinin geçmesi gibi olaylar olabilir. Özellikle, bölgedeki en büyük üreticiler olan Suudi Arabistan ve İran'da ayaklanmalar görülürse, karamsar olunabilir. Şimdilik böyle bir tehlike yok.
Gümüş piyasasındaki gelişmeler biraz daha farklı. Bu piyasada son dönemde en çok konuşulan konu, iki büyük bankanın (biri ABD, diğeri İngiltere merkezli) aldığı yüklü miktardaki gümüş-satış pozisyonları idi. Bir kurum, bir piyasada 'kısa' pozisyon alabilir. Bunda bir problem yok. Ancak bu bankalar, dünyanın en büyük gümüş yatırım fonlarının emanet bankaları olunca, söylentiler de ayyuka çıkıyor. Bu bankaların, aldıkları pozisyonlardan kar etmek için, gümüş fiyatını baskı altında tuttukları iddia ediliyor. Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu, bu bankalara sert bir uyarı yaparak, soruşturma başlattı. Hemen ardından, Chicago merkezli bir hukuk şirketi, gümüş piyasasında manipülasyon yaptıkları gerekçesiyle bu iki bankaya dava açtı. Bu tarz iddialara pek itibar etmem. Fakat yaşananlardan sonra, bu olay ilgimi çekti. Bu nedenle, Amerikan bankasının aldığı gümüş pozisyonlarını kasım ayından beri takip ediyorum. Banka, fiyat 24 dolara düştükten sonra pozisyonlarını kapatmak için alım yapmaya başladı. Bankanın, hakkındaki araştırma ve açılan dava nedeniyle geri adım atıp pozisyonlarını kapattığı, ya da yeteri kadar kar yaptığı için alıma geçtiği söylenebilir. Yorumu size bırakıyorum. Ancak şunu açıklıkla söyleyebilirim ki; gümüş fiyatının 24 dolardan 31 dolara kadar yükselmesinde, bu bankanın yoğun alımları çok etkili oldu. Sonrasında yaşanan gelişmeler, fiyatı biraz daha yukarı çekti.
Dünya Gazetesi'nde bir sene önce yazmaya başladım. İlk yazdığım yazılardan birisi, gümüş ile ilgiliydi. Değerli metaller ile ilgili ultra-pozitif görüşlerimi yazmıştım. Ayrıca; getiri anlamında, gümüşün altına büyük fark atacağını da belirtmiştim. Altın/gümüş rasyosu, o dönemde 65-70 seviyesinde idi. Bugün 43 seviyesinde. Gümüş 1980 senesinde zirvedeyken (50 dolar), altın/gümüş rasyosu 17 idi. Rasyo 1980'deki seviyesine düşerse, gümüş için 80 dolar seviyeleri gündeme gelebilir. Altın/gümüş rasyosunun 100 yıllık ortalaması 50. Yatırımcıların, 'Piyasa, zaman içinde ortalamasına döner' kuralını unutmaması gerekiyor. Özetle; rasyo biraz daha düşebilir, ama gümüş mütemadiyen altından daha iyi performans gösteremez.