Amerikalı gözüyle Türkiye'nin hikayesi Anadolu'da

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Amerikan Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Michael Lally, konuk olduğu Ankara Sohbetinde Anadolu illerindeki önemli gelişmenin altını çizip, "En büyük ekonomi ile en hızlı gelişen ekonominin ortaklığı büyük fırsatlar yaratacak" diyerek yakın gelecekte dış ticaretimizin 35 milyar dolara yükseleceğine inandığını belirtmiş. Bu iyi niyetli değerlendirmenin bizim için iyi sonuç vermesi için 2000'li yılların başında olduğu gibi ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranının yüksek olması gerekir. Eğer bugünkü gibi yüzde 35'ler seviyesinde olursa dış ticaret açığımızı artırmaktan başka sonuç vermez.        
Ankara Sohbeti'nin bugünkü konuğu ABD Büyükelçiliği Ticaret müsteşarı Michael A. Lally, "Türkiye'nin esas hikayesi Ankara, İstanbul, İzmir'de değil Gaziantep, Kayseri gibi illerde" diyerek Anadolu'daki gelişmeye dikkat çekmiş ve fırsat yaratacağının altını çiziyor."En büyük ekonomi ile en hızlı büyüyen ekonominin ortaklığı büyük fırsatlar yaratacaktır. Ticaret hacmimizde kısa dönem hedefimiz 35 milyar dolar" açıklamasını yapıyor. Bu işbirliği altyapısında enerjide ortaklık, inşaatte üçüncü ülkelere birlikte girmek ve artırılan uçuş sayısı ve ABD'li turist sayısını yükseltmek gibi konuları yerleştiriyor. Ve elecekt için güzel bir dış ticaret tablosu ortaya koyuyor
Peki, dış ticaret rakamları bu iyi niyetli tabloyu ve anlatılanları ne kadar doğruluyor.
Bunun için dış ticaretimizin geçmişine ve Amerikan dış ticareti içersindeki yerimize bir göz attım:
Önce Amerikan'ın 2005 yılında ihracatı içersinde Türkiye'nin payının binde 5, ithalatı içersindeki payının binde üç gibi önemsenmeyen ölçekte olduğunu söylemeliyim. Bugün de 20 milyar dolarlık dış ticaret hacmiyle benzer bir durumun söz konusu olduğunun altını çizelim.
Şimdi de zaman içindeki gelişmeye bakalım: 1989 yılında Amerika ile toplam dış ticaretimiz 3 milyar65 milyon dolar iken ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranı yüzde 46 seviyesindeydi. 2002 yılına kadar dış ticaret açığı verdiğimiz bu ülkeyle dış ticaretimizin 6 milyar 387 milyon dolara yükseldiği bu yılda dış ticaret fazlası verdik ve ihracatımızın ithalatı karşılama oranı yüzde 108'e yükseldi. Bu dış ticaret fazlası verme durumu 2003 ve 2004 yıllarında da devam etti.
Daha sonra Amerika bir yandan pamuk ithalatımızı artırmak gibi girişimlerde bulunurken bir yandan da ihracatımız konusunda belli engeller çıkardı. 2008 yılına geldiğimizde 16 milyar 261 milyon dolara çıkan Amerika dış ticaretimizin 11 milyar 971 milyon doları ithalat, sadece 4 milyar 290 milyon doları ihracattı. Böylece,  ihracatımızdan gazla önemli açık verdiğimiz Amerika'yla dış ticarette ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 35'ler seviyesine gerilemiş oldu.  O yıldan bu yana da pek değişen bir şey olmadı. Türkiye'ye ihracatta gümrük birliği üyesi olduğumuz için bütün AB sıfır gümrük imkanlarından Amerikalı ihracatçılar yararlanırlarken, bizim ihracatımız da ise üçüncü ülke muamelesi görerek yüksek gümrük ödemeleriyle karşı karşıya kalmaktayız. Havlu bornoz ve demir-çelik ürünleri gibi ihracatlarımızın bazı dönemlerde yüksek olduğu alanlarda da, fonlar, damping uygulamaları ve kotalarla ortaya çıkan engellemelerle ihracatımız önemli gerilemeler yaşıyor.
Dünya ihracatının yüzde 10.8'ini, ithalatının yüzde 18.3'ünü gerçekleştiren Amerika ile ticaretimiz yine yüzde binlerle ölçülen şekilde çok düşük olarak sürüyor. O nedenle Amerikan Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarının Anadolu kentleriyle ilgili "Hikayeleri var" saptamasının da, enerji ortaklıkları, üçüncü ülkelerde ortak inşaat girişimleri ve daha çok Amerikalı turisti Türkiye'ye getirmek için uçuş sayısını artırma önerileri de önemli ve hayata geçirilmesi gerekli konular. 20 milyar dolarlar seviyesindeki dış ticaretimizin kısa sürede 35 milyar dolarlara yükseltilmesi temennisi de önemli. Ancak, bunun 2000'li yılların başlarında olduğu gibi dengeli bir dış ticaretle gerçekleşmesi sağlıklı olur. Dünyanın en büyük dış ticaret ülkesi olarak Amerika dış ticaretinde yıllık 500 milyar açık verirken,  Türkiye'yle ticaretinde sürekli yüksek oranda fazla veren bir ülke olmamalıdır. Bizim Amerika ile dış ticaretimiz gelişirken, dengeli bir ithalat/ihracat rakamlarına sahip olmamız gerekir.
Türkiye ihracatının yüzde 50'ler seviyesindeki bölümünü gelişmiş ülkelere yapmaktadır. Bu da özellikle yüksek teknolojili ürünler dışında kaliteli üretim yaptığının göstergesidir. Amerika'nın Türkiye'den ihracat önündeki engelleri kaldırarak "Stratejik işbirliği yapılacak ortak ülke" özelliğini sözde bırakmayıp, özde, uygulanabilir kılması gerekir. Bu da bizi ihracatta üçüncü ülke konumundan çıkaracak, "Özel ikili ticaret anlaşmasıyla" mümkün olacaktır. Müsteşar Michael Lally'e düşen de Anadolu'da gördüğü ve saptadığı üretim potansiyelinin ülkesine ihracata engelsiz yönlendirme çabası olmalıdır…

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar