Amerika’da seçim sezonu açılıyor
Kasım itibari ile Amerika’da yeni seçmen başvuruları, ön seçim süreçleri başlıyor. Ön seçimde aday olan kişiler, yavaş yavaş çekilmeye ve daha öndeki adayları desteklemeye başlarlar. Bu yazımda detaylara çok girmeden, elden geldiğince önümüzdeki sene boyunca ele alacağımız seçim sürecini genel hatları ile anlatacağım.
Demokratların adayı Başkan Joe Biden olacak. Büyük bir sağlık sorunu ya da sürpriz olmazsa, durum bu. Cumhuriyetçilerde en güçlü aday eski Başkan Donald Trump. Cumhuriyetçi Parti elden geldikçe Trump’ın karşısına başka adaylar çıkararak, 2024 seçimlerinde Cumhuriyetçi aday olarak başka birini çıkartmak istiyor. Bu süreçte en güçlü isim geçtiğimiz mart itibari ile Ron De Santis’ti. Ancak gerek kampanyasında yaptığı yanlış tercihler, gerek Florida Valisi olarak girdiği tartışmalı süreçler, De Santis’i geride bıraktı. Hala Trump’a karşı en güçlü isim ama hızını kaybetti. Ocak ayına kadar olağanüstü bir hız yakalamazsa, Trump Cumhuriyetçi Parti’de rakipsiz kalır.
Tabi ki, Trump’ın başında ciddi sorunlar var. Hiçbir adayın başına gelmeyen davalarla seçim sürecinde baş etmek zorunda. Şu anki tablo muhtemelen çok kez değişir ama şu anki görüntü Trump partisinin ön seçimi alır ama başkanlığı kazanamaz. Nedenini daha sonra sisteme dair yazılarımda paylaşacağım. Cumhuriyetçi seçmenin ön seçim reaksiyonu ile genel seçimde Cumhuriyetçilere eklenen Demokrat ve bağımsız seçmenin Trump reaksiyonu aynı olmaz. Trump’ın şu anki ivmesi, Cumhuriyetçi Parti seçmeni nezdinde diğer adaylara kıyasla iyi durumda. Şu unutulmamalı ki, Cumhuriyetçi Parti’nin ön seçimlerinde oy kullananlar seçimlerde kendisini Cumhuriyetçi olarak kaydettirmiş Amerikalı seçmen. Belli eyaletlerde ise bağımsızların ön seçimlerde oy kullanma hakları olabiliyor. İşte bu yüzden Trump’ın ön seçimlerde diğer adaylara göre takdir toplamasının sebebi Cumhuriyetçi seçmenin gözündeki yeri. Ancak ön seçimler sonrası ana seçim sathı mahalline girildiğinde, Demokrat ve Cumhuriyetçi iki aday kaldığında, bu denli ciddi davalarla uğraşırken, Trump’ın işi zordan da öte. Şunu unutmayın ki, Trump hüküm giyse, hapse atılsa bile başkan seçilmesi noktasında sorun olmaz.
Cumhuriyetçiler de Trump’ın davalarına karşı rakibi rahat bırakmıyor tabi ki. Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın usulsüzlük davasında yaşananlara dair Biden’a azil süreci her an işletilebilir. Sonunda Temsilciler Meclisi’nden geçse bile, Senato’da kadük olacağı için davadan bir şey çıkmaz ama uzatılan süreç, Biden’ın Trump’ı vurmayı planladığı en önemli noktalarda elini zayıflatır.
Biden’ın Trump’a karşı en büyük kozu, Trump’ın davaları olduğu gibi bir yandan da Amerikan tarihinin en büyük istihdam yaratma dönemi olması. Ancak bununla birlikte tüm dünyada yaşanan ekonomik kriz, Amerika’yı da vuruyor. İstihdam artışına paralel enflasyon da artışta. Buna rağmen Demokrat ve bağımsız seçmen ne denli Trump’a destek verir tartışılır.
Dış politikada Biden’ın önceliği Rusya. Ukrayna Savaşı gölgesinde Rusya’yı hedef almaya devam eden Biden yönetimi, Çin ile ilişkilerini Trump dönemine göre nispeten daha mesafeli tutuyor.
Oysa ki, Trump kampanya boyunca dış politikada Çin’e yüklenip ekonomik gelişimin temelini Çin ile olacak olan mücadeleye dayandıracak.
Tabi ki, bir başka önemli mevzu da belki hiçbir seçimde öne çıkmadığı kadar bireysel silahlanma ve halk güvenliği meselesi olacak. ABD’de sokak ortasında, okullarda, restoranlarda ölümlerin artması, her geçen gün bireysel silahlanma meselesini gündemin başına taşıyor.
Cumhuriyetçiler ne kadar isterse istesin, parti politikaları olarak bu konuda ilerleyebilecekleri limitler belli. Demokratlar seçimin her aşamasında bu konuyu sıcak tutacaklar.
Sosyal politikalar bir başka seçim tartışma noktası olacak. Cumhuriyetçilerin küçük devlet bakışına, kürtaj karşıtı ve LGBT aleyhindeki tutumuna, Demokratlar kadın hakları, cinsiyet özgürlüğü ve ekonomik destek paketi politikalarıyla cevap verecek. Kısaca, ABD’de seçim sezonu açılıyor. Vaatler ve seçmeni etkilemek üzerine kurulan politikalar havada uçuşacak. Amerikan tarihinin en ilginç en her gelişmeye gebe ama bir o kadar da en kötü iki adayla olan umutsuz seçim sürecini hep birlikte değerlendireceğiz.