Amerika'nın altıncı mali problemi: Eyalet ve yerel yönetim borçları

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ myulek@aya.yale.edu

Amerikan ekonomisini krize sokan ve/veya krizden  çıkmasını engelleyen beş önemli mali sorun kaynağı vardı. Bunlardan birincisi bankalardı. Fiyatı şişirilmiş konut stoğunu finanse eden Amerikan bankalarının bilançoları şişmişti. İkinci mali sorun kaynağı, o konutları banka finansmanıyla satın alan ve ilave olarak tüketimini daha da artıran hanehalkıydı. Üçüncüsü, tüketimin daralmasıyla bilanço problemleri yaşayan şirketlerdi. Dördüncüsü, oğul Bush'un başkanlığı döneminde devralınan bütçe fazlasını müsrifçe büyük bir açığa dönüştüren federal hükümet maliyesiydi. Beşincisi de, Amerikan ekonomisinin saatli  bombası sayılabilecek olan sosyal güvenlik sisteminin bilançosuydu.

Geçtiğimiz Mart ayından itibaren ABD'nin altıncı mali sorunu tartışılmaya başlandı: yerel yönetimlerin bilançoları ve gelir tabloları. ABD'de eyaletler ve yerel yönetimler federal hükümetten bağımsız olarak borçlanabiliyor. Bu borçlanmanın finansal piyasalarda kabulünü derecelendirme şirketleriyle yapıyor. Derecelendirme şirketlerinin yüksek not verdiği kentler ve eyaletler piyasadan kolayca borçlanıyor. Bu sayede bir taraftan yatırımcıya (hanehalkı, emekli fonları vs) alternatif yatırım ürünü sunularak piyasa derinleştirilmiş oluyor, diğer taraftansa yerel yönetimlerin projelerini ve operasyonlarını finanse etmeleri

kolaylaştırılıyor.

Gel gör ki, ABD'de finans piyasalarının pek o kadar verimli olmadığı ve borçlananların da elde ettikleri fonları o kadar da akıllıca kullanmakdıkları artık ayan beyan ortada. Haziran'da, kongre bünyesinde kurulan FCIC'nin  (Mali Kriz Araştırma Komitesi) Haziran'daki oturumunda konuşan rating şirketi çalışanları derecelendirme sürecinde baskı altında tutulduklarını, analizleri yapacak yeterli elemana sahip olmadıklarını ve sonuçta notların suni olarak yükseltildiğini söylemişleri.

Dolayısıyla, ABD'de yüksek ratinglerle kolayca borçlanan eyalet ve yerel yönetimlerin sıkıntıya düşmesi olası mı? Cevap evet.

Herşeyden önce, krizde ABD ekonomisinin yavaşlamasıyla eyalet ve kent gelirleri düştü. Buna, yönetimler harcamaları kısarak tepki verdi. Ancak

bütçelerin durumu yine de iyi değil. 2009 yılında eyalet bütçeleri 110 milyar dolar açık verdi. En son yapılan hesaplamalar, açığın 2010'da 200 milyar dolar, 2011'de 180 milyar dolar, 2012'de ise 120 milyar dolar olacağını gösteriyor. Önceki dönemlerde kolay borçlanmanın desteğiyle ABD'de yerel yönetimler bir çok gereksiz yatırım yaptı. Krizde bunların tamalanamaış olanlarının büyük kısmı yavaşlatıldı. Herşeye rağmen uzmanlar ABD'nin altyapısını yenilemesi için önümüzdeki dönemde 2 trilyon doların üzerinde kaynağa ihtiyacı olduğunu düşünüyorlar.

Bunun üzerine borç rakamlarını ekleyelim. ABD'de eyaletlerin borç stoğu 1.1 trilyon dolar; yerel yönetimlerin ise 1.9 trilyon dolar. Toplam üç tirlyon

dolarlık  borç, aşağı yukarı İspanya ve İtalya'nın toplam kamu borcu seviyesine tekabül ediyor.

Bütçe açıklarının yükseleceği, borçlanmanın ise zorlaşacağı bir ortamda ABD'de eyalet ve yerel yönetm borçlarının yakından izlenmesi gerekecek. Faizlerdeki hafif yükselmeler dahi, eski borçları çevirmek için gerekli yeni borçlanmanın faiz maliyetinin bütçe açıklarını katlamasına sebebiyet verecek. Bu da federal seviyede garanti verilmesine ve dolayısıyla açıktan veya zimni olarak federal bütçenin daha da zayıflamasına sebep olacak.

Sözün özü, ABD'nin altıncı problemini dikkatle izlemenizi tavsiye ederim. Bu senenin başından itibaren, euroyu dolar karşısında zayıflatan şey AB'deki

hükümran  borçlular oldu. Zigzagın tersine dönmesi ABD'deki yerel borçlanmadan kaynaklanabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018