Amerika iyiye de kötüye de gitse...
Son altı aydaki gelişmeler Amerikan ekonomisi iyiye de kötüye de gitse bütün geleişmekte olan ülkeleri ve bizi yakından etkilediğini gösteriyor. FED’in kararlarının tartışılmaya başlandığı son altı ayda Gelişmekte olan ülke paraları dolar karşıısında yüzde 6-18 oranlarında değer kaybettiler. TL’nin kaybı da yüzde 8.57oranında oldu. Yılın ilk altı ayında bir önceki yılınaynı dönemine göre doğrudan yabancı sermaye girişindede yüzde 43.8 gibi önemli birgerileme yaşadık. BunlarAmerikayı yakından izlerken ekonomi yönetimimizin pro-aktif davranması gerekliliğini ortaya koyuiyor.
Altı aylık dönemde en büyük kayba uğrayan ülke parası yüzde 18.69 ile Brezilya reali. Onu yüzde 15.12 ile Hindistan rupisi, yüzde 12.68 ile Güney Afrika randı, yüzde 10,17 ile Arjantin pesosu izliyor. Aynı dönem içersinde TL’ nin değer kaybı ise yüzde 8.57. Bizim kaybımız yüzde 7-10 seviyesinde değer kaybına uğrayan Filipin pezosu, Rus rublesi , Şili pezosu, Endonezya Rupisi seviyelerinde. Bu da gösteriyor ki Amerika’nın aldığı karar hemen heimen hiçbir gelişmekte olan ülkeyi dışarıda bırakmadan benzer oranlarda etkiliyor. Amerika eğer faiz yükselmesi karşısında FED kararlarını biraz gevşetirse bu kayıplar daha fazla artmayabilir. Aksi halde artış sürecektir.
Amerika’daki son dönemlerde iyileşmeyle başlayan gelişmenin bize bir başka etkisini de ülkemize doğrudan yabancı sermaye girişinde görüyoruz.
Arkadaşımız Naki Bakır’ın Ocak-Hazirandönemi Merkez Bankası ödemeler dengesi veri seti üzerinden yaptığı çalışma sonuçları bir sene öncesine göre yılın ilk yarısında doğrudan net sermaye girişinde yüzde 43.3 ’lük bir gerileme olduğunu ve net sermaye girişinin 3 milyar 937 milyon dolarda kaldığını gösteriyor. Bu altı aylık dönemde 254 milyon dolarlık çıkışları söz konusu.Aynı dönemde yabancıların Türkiye’de gayri menkul alımları olan1 milyar 319 milyon dolar. Bütün bunlar net toplam olarak bu yılın ilk altı ayında geçen yıla göre yüzde 39.6 düşüşle 4 milyar 940 milyon dolarlık doğrudan yatırım olduğunu gösteriyor. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 8 milyar 181 milyon olarak gerekleşmişti.
Yabancı sermaye girişlerinde en büyük payı bu yılda yüzde 37.4 ile son yıllarda olduğu gibi yine finans sektörü alıyor. Onu yaklaşık 6’da biri seviyesinde olan iki sektör elektrik ve optiksektörü ile gıda sektörüizliyor. Doğrudan sermaye getirel ülkeler sıralamasında ise ilksırayı 634 milyon dolar ve yüzde 17 pay ile Avusturya alırken onu, 500 milyondolaryüzde 12.7 pay ile Hollanda ve 445 milyon dolar yüzde 11.3 pay ile İspanya izliyor. Almanya’nın toplam içindeki payı yüzde 6.5’ta kalırken, Amerika ise 164 milyon dolarlık doğrudan yabancı sermaye getiren ülke olarak sadece yüzde 4.2’lik bir paya sahip oluyor.
Bu veriler yeni dönemdeki daralmalar karşısında ekonomi yönetiminin yeni arayışlara girmesinin zorunluluğunu ortaya koyuyor. Doğal olarak bu arayışların dünyadaki gelişmeleri iyi izlemeye özellikle Amerika’nın aldığı ve alması muhtemel karları takip ederek pro aktif davranmayı gerektirecektir...