Aman Faylara Dikkat!
Serdar YURDAKUL
Bodrum depremini yaşayanlar ve deprem öncesi gelişmeleri iyi gözlemleyenler sarsıntıdan kısa bir süre önce denizin yükseldiğini ve dalgaların kıyıda bulunan eşyaları denize çekmesinin ardından yer sarsıntısının başladığını söylediler. Uzmanlar bu durumun denizin altındaki fay tabakalarının kırılarak birbirlerinin üzerinde hareket etmesinden kaynaklandığını söylüyorlar. Bu kırılmalar ve sürtünmeler sonucunda metalik bir uğultuda çıkıyor. Fay hatlarının kırılması aslında her seferinde bir değişimi tetikliyor, üzerinde yaşadığımız dünya kabuğu ve coğrafya değişiyor ama bu değişim o kadar yavaş ki sonucun nereye varacağını fark etmiyoruz. Bu kırılmalar ve sonucunda getirdiği değişimler belki insanlığın kaderini kökten değiştirecek ama bunu görmeye bizim ömrümüz yetmiyor. Değişim yönetimi danışmanları buna evrimsel değişim diyor.
Fay hatlarındaki kırılmalar bizler için ciddi bir risk ve yaşamsal tehdit ama son dönemde bu kırılmalar sadece dünyanın kabuğu için geçerli değil, bizleri etkileyebilecek başka alanlarda da kırılma risklerinden söz edebiliriz. Ülke içinde ve Dünya’da yaşanan politik gerilimler, ekonomi ve piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, süper güçler arasında yaşanan nükleer bilek güreşi, aynı şekilde bilişim teknolojindeki hızlı gelişmeler, politika, ekonomi ve teknoloji alanlarında büyük kırılmalara gebe. Tabiî ki bu faylardaki kırılmalar toplumsal alandaki fayları da doğrudan etkileyecektir. Örneğin bazı ülkelerin stratejik üstünlük sağlamak için başlattıkları Dördüncü Sanayi Devrimi ve yapay zekâ çalışmaları bizim gibi henüz ikinci sanayi dönemini yaşayan ülkeleri tamamen oyun dışında bırakabilir. Biz uçak üretelim, araba üretelim tartışmalarını sürdürürken kendimizi robotlarla kuşatılmış bir halde bulabiliriz. Bizim gibi yüksek işsizlik ve düşük eğitim ve beceri seviyesine sahip bir toplumda bu kırılmaların vereceği hasar çok daha yüksek olacaktır. İş adamlarımız ve yöneticilerimiz, günlük koşuşturmalar içerisinde, satışlar, ödemeler, vergiler ve kredilerin geri ödemeleri ile uğraşırken, diğer fay hatları üzerindeki gelişmeleri izlemeye yeterince vakit ayıramıyorlar. Fay hatlarındaki gelişmeler yakinen izlenmediği takdirde gerekli önlemler zamanında alınamaz ve ani bir kırılmada kayıplar çok fazla olur.
Evet, yaşamda dengeler sürekli değişiyor. Dünyamızdaki fay kırılmaları belki yavaş yavaş dünyanın denge merkezini değiştirecek. Dünyanın denge merkezinin değişmesi ve artan insan nüfusunun yol açtığı yan etkiler küresel ısınmaya sebep veriyor. Küresel ısınma başka alanlardaki dengeleri bozacak, başka değişimleri tetikleyecek. Gelişmeleri bu şekilde sistemik bütünlük içinde görmek ve sistemi oluşturan parçalar arasındaki ilişkileri görebilmek lazım. Almanya niçin dördüncü sanayi devrimine herkesten önce girdi? Niçin buna bu kadar önem veriyor? Bizlere önümüzdeki 10 yılda etkisi ne olacak? Bunlar gibi daha birçok soru sorabilirim. Özetle değişimi okuyabilmek ve fay kırılmalarının yol açacağı sonuçları görmek ve değerlendirmemiz lazım. İş dünyamıza önerim önümüzdeki dönemde stratejik düşünmeye daha çok zaman ayırsınlar. Mesleki örgütler bu konuların tartışılabileceği en uygun platformlardır. Ancak önerim bu tartışmalar yapılırken beyinlerin kalplerden önde gitmesi!
Değişimi görebilmek çok önemli, hala dinozorların birdenbire nasıl yok olduklarının cevabını bulamadık.