Aman dikkat! SGK’nın gözü işçinin lokmasında

İbrahim IŞIKLI
İbrahim IŞIKLI SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU [email protected]

Sosyal güvenlik mevzuatında sigortalıların ücretleri ile prim, ikramiye ve bu nitelikteki kazançlarından sigorta primi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Hangi ödemelerden sigorta primi alınacağı ve hangilerinden alınmayacağı konusunda çoğu zaman tartışma yaşandığı gibi hukuksuz uygulamalarla da karşılaşılabilmektedir.

Yazının başlığında da belirttiğimiz gibi SGK bugüne kadar yapılan uygulamalarındakinin aksine işçinin yemek parasından da prim almaya çalışıyor.

Konuyla ilgili olarak SGK sigorta işleri genel müdürlüğünün hiçbir hukuki dayanağı olmayan ve tamamen haksız, mesnetsiz bir gerekçeyle ve mevzuata aykırı olarak yemek kuponlarından da SGK primi kesilmesi gerektiği yönünde görüş bildirdiğini üzülerek öğrenmiş bulunuyorum. Bu haksız ve hukuksuz uygulama yüzbinlerce çalışanı ve onbinlerce şirketi ilgilendirmektedir.

Zira özellikle büyük kentlerde şirketlerin önemli bir kısmı personelin yemek ihtiyaçlarını ticket/yemek kuponu vermek suretiyle sağlamaktadır. Yemek çekleri ise bu manada bir kıymetli evrak olmadığı gibi, çeklerin aksine nakdi değil ayını (yemek) temsil eder.

5510 sayılı Kanun’da Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile miktarı SGK tarafından belirlenen yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin %30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmamaktadır.

Gerek 5510 sayılı Kanun’da gerekse 506 sayılı Kanun’da ayni yardımların prime tabi tutulmayacağı ayni yardım yerine geçen nakdi ödemelerin prime tabi olacağını belirtilmiştir. Yemek kuponlarının ayni yardım olduğu tartışmasızdır.

Ticket ya da yemek kuponlarının işçiler tarafından yemek yenilmeyerek marketlerde temel gıda maddesi alınmasında kullanılması da ayni yardım kapsamındadır ki, bu durumda da yine sigorta primi kesilmesi mümkün değildir.

Yine Sosyal Sigortalar Kurumu döneminde personele yemek kuponu verilmesi işlemi de SSK İdaresi tarafından ‘Ayni yardım’ olarak kabul edilmiş ve 16-310 Ek no.lu Genelge ile personele verilen yemek kuponlarının SSK prim hesabına dahil edilmemesi gerektiği net bir şekilde genelge ile düzenlenmiştir. 16-310 Ek sayılı Genelgenin ilgili bölümü şöyledir;

“… sigortalılara ay içinde yemek parası olarak nakit ödeme yapılmaksızın, çalıştıkları işyerinin dışında yemek üretimi yapan başka firma veya şahıslar tarafından örneğin yemek kuponu karşılığında, gerek işyerlerinde, gerekse işyerinin dışında yemek verilmesi üzerine, işverence bu firma veya şahıslara fatura karşılığında yemek bedeli olarak ödeme yapılması halinde, bu nitelikteki fatura bedellerinden sigorta primi tahakkuk ettirilmemesi gerekmektedir.”

Görüldüğü gibi SSK idaresi işverenlerce yemek kuponu çıkaran firmalardan fatura ile yemek kuponu satın alınıp bu kuponların personele verilmesini, personele nakden yapılmış ücret ödemesi değil, bir tür ayni yardım (yemek yedirme işlemi) olarak kabul etmiş ve bu nedenle personele yemek kuponu verilmesinin SSK prim hesabına dahil edilmemesini öngörmüştür. SSK idaresinin yıllar önce kaleme alınmış bu genelgesi konunun özüne uygun ve hukuki bir bakışla değerlendirildiğini göstermektedir.

SSK’nın devamı olan SGK tarafından yayımlanan yönetmelik, tebliğ, genelge ve genel yazılarda yemek kuponlarının SGK primi hesabına dahil edilmesi gerektiği yolunda herhangi bir görüş değişikliği yer almazken yemek kuponlarının SGK primine tabi olduğuna dair kişisel görüşler ise hem mevzuata aykırı, hem de sonuçları itibarı ile çok sıkıntılı bir süreç doğuracaktır. Türkiye’de yemek kupunu veren tüm firmalar söz konusu yemek kuponlarını günlük 12 TL’ye kadar gelir vergisine ve prime tabi tutmamaktadır. Maliye idaresinin de görüşü bu yöndedir.

Özetle; yemek kuponları firmalar için Gelir İdaresi’nin kabul ettiği gibi tüketime yönelik bir harcama kalemidir ve fatura karşılığında 740 genel giderler hesabı ile muhasebeleştirilen ve ücret bordrosuna günlük 12 TL (2013 yılı için) tutarına kadar gelir vergisi ve SGK primi açısından girmemesi gereken fatura ile zaten gider olarak yazılan bir işletme gideridir.

Maliye idaresi uzun bir süredir kökleşmiş bir uygulama ile yemek kuponuyla yapılan ödemelerden vergi almıyor. Aynı şekilde SSK/SGK‘da uzunca bir süredir ticket/yemek kuponu üzerinden sigorta primi almamaktaydı. Ancak SGK, yemek kuponları ile bazı marketlerden makarna/pirinç/yağ/şeker gibi çeşitli ayni malzeme alındığı gerekçesiyle ve anlaşılmayan bir nedenle, hukuki bir dayanaktan yoksun şekilde uygulama değişikliğine gitmeye çalışmaktadır. Bu değişiklik hem birçok şirketi milyarlarca liralık SGK para cezalarıyla ve prim borçlarıyla karşı karşıya bırakacağı gibi, işçinin lokmasını da boğazına düğümleyecektir. Çünkü eğer SGK’nın bu hatalı görüşü üzerine incelemeler yapılırsa çalışanlara ödenen günlük 12 TL değerindeki yemek kuponu üzerinden günlük olarak yaklaşık 1.8 TL SGK işçi ve 2.5 TL işveren payı olmak üzere toplam 4.3 TL ilave prim ödenmesi gerekecek. Bu da zaten kıt kanaat geçinen işçinin birkaç lokmasını da elinden alma anlamına gelmektedir.

SGK açısından yemek kuponları fatura karşılığı yapılan ve işçilerin çalışmaları için gereken yemek ihtiyaçlarını karşılamaları verilen bir gider aracıdır. Ayni yardım olduğu dahi tartışılan bir giderin nakdi ödeme kabul edilmesinin makul bir açıklaması bulunmadığı gibi muhasebe mantığı ve vergi mantığı açısından yapılan işlem bir hukuk faciasıdır.

Umarız SGK bir an önce aklını başına alır, elini işçinin boğazından çeker ve çalışanları üzecek hukuksuz, hatalı yorumlarını düzeltir. Başta TİSK, Türk-İş, Hak-İş ve DİSK olmak üzere işçi/işveren sendikalarımızın bu yanlış ve hukuksuz uygulamaya “dur” demelerini bekliyorum.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar