“Aman daha da artsın” diye adeta dua ettiğimiz Borsa işte bu!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Ekonominin merkezine hisse senedi piyasasını, yani Borsa İstanbul’u koymaktan bir türlü vazgeçemiyoruz. Varsa yoksa Borsa. Hisse senedi fiyatlarının artışı ya da azalışı, ekonominin adeta ilk ve en önemli konusu. Oysa bu piyasada anlık hisse senedi alım satımı söz konusu yalnızca. Öyle günden güne ülke ekonomisi açısından ne kazanç var, ne kayıp. Kazanan ve kaybedenler, işlem yaptıkları takdirde ellerinde hisse senedi olanlar. 

Hisse senedi piyasasının gelişmesi uzun vadede ülke ekonomisine elbette hizmet ediyor, ama günübirlik hareketlerin bir yararı yok, zararı da. Hisse senedi piyasası gelişir, şirketler bu talebi besleyecek şekilde halka açılır, bu da ancak orta ve uzun vadede gerçekleşebilir. 

Bizim ekonominin merkezine oturttuğumuz Borsa çok ama çok sığ üstelik. Vatandaş, sayıca çok fazla görünüyor gibi, ama sahip olunan hisse senedi tutarında bu sayısal ağırlıkla uyum yok. 

Bir kere sayısal ve sahip olunan ağırlık açısından yerli-yabancı oranında büyük bir dengesizlik var. Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre, 2013 sonu itibariyle Borsa’da bakiyeli hesaba sahip 1 milyon 110 bin yatırımcı var. Bazı yatırımcıların hesabında hiç para bulunmadığı için bakiyeli hesap tanımı yapılıyor. Bu 1 milyon 110 bin yatırımcının 1 milyon 101 bini yerli, 9 bin 555’i yabancı. Yani yerli yatırımcıların sayıdaki payı yüzde 99.14, yabancıların payı yüzde 0.86. 

Sayıdaki fark, sahip olunan portföyde benzer oranlarda olmasa da tam tersi. Sayıdaki payı yüzde 99.14 olan yerli yatırımcılar hisse senetlerinin yüzde 37.40’ına, sayıdaki payı yüzde 0.86 olan yabancılar ise senetlerin yüzde 62.60’ına sahip durumda. 

Yerli yatırımcıların her birinin ortalama 66 bin liralık hisse senedi var. Yabancı yatırımcıların her birinin ortalama hisse senedi tutarı ise tam 12.8 milyon lira düzeyinde. 

Şimdi soralım; her gün ekonominin kalbine Borsa’yı koyup, “Hisse senetleri şu kadar değer kazandı, şu kadar kaybetti” demek, aslında kimin için hesap yapılmakta olduğu anlamına geliyor? 

Daha da önemli soru şu elbette: “Şu şu olaylar oldu, Borsa’da şu kadar milyar eridi” denildiğinde, aslında kimin parasındaki erime ön plana getirilmiş oluyor, kimin için kaygılanılıyor? 

Kaldı ki, Borsa’da tek taraflı işlem olmayacağına göre, ister yerli, ister yabancı yatırımcı zararına satış yaptığında, bunun alıcı tarafı da kar etme potansiyeli bulunan bir hisse senedine sahip olmuş demektir. Borsa’da kar ve zarar, belli bir vade sonunda mutlaka eşitlenecektir. Dolayısıyla, “Borsa şu kadar eridi, ekonomiye şu kadar zarar verildi” gibi değerlendirmelerin hiçbir ekonomik mantığı yoktur. 

Borsa fonların elinde 

Yerli-yabancı dengesizliği bir yana, hisse senedi sahipliği anlamında toplamdaki duruma bakıldığında fonların mutlak hakimiyeti dikkati çekiyor. Borsa’daki 331 yerli ve 2 bin 302 yabancı fon, 92.3 milyar liralık hisse senedine sahip. Yani toplam 2 bin 633 yerli ve yabancı fon sayıca yüzde 0.24 paya sahip durumda. Bu fonlar, toplam hisse senedinin ise yüzde 47’sini elinde bulunduruyor. 

Borsa’daki yatırımcı profilini aktarırken geçtiğimiz yıllarda sık sık kullandığımız “Borsa Borsa dedikleri, birkaç fonla üç beş Coni” başlığının hareket noktası da bu fon gerçeğiydi zaten. 

Vatandaşın durumu 

2013 sonu verilerine göre, Borsa’da 1 milyon 95 bin yerli bireysel yatırımcı var. Bu yatırımcılar, toplamda yüzde 98.63 paya sahip. Ama bu yatırımcıların hisse senetlerinden aldığı pay yalnızca yüzde 18.92.

Bu 1 milyon 95 bin yatırımcının çoğu da, hani öylesine yatırımcı. 143 bin kişinin parası, 1 liranın, yanlış değil, 1 liranın altında. 739 bin yatırımcının da 1 lira ile 10 bin lira arasında parası var. 

1 milyon liranın üstünde parası olan yatırımcı sayısı ise 3 bin 262. Bu yatırımcıların toplam 21.4 milyar liralık hisse senedi bulunuyor. Bir başka ifadeyle bu 3 bin 262 kişinin her birinin ortalama 6.6 milyon liralık hisse senedi var. 

Borsa’nın en zengin ilk 10 yatırımcısı 5.2 milyar liralık hisse senedine sahip. İlk 100 yatırımcının 11, ilk 1.000 yatırımcının ise yaklaşık 18 milyar liralık hisse senedi bulunuyor. 

Son 595 bin kişinin toplam hisse senedi tutarı ise yalnızca 17.6 milyon lira. 

Tüm çaba bu Borsa için mi?

Başa dönelim yeniden. Güne Borsa ile uyanıyor, ekonomi haberi denildi mi aklımıza yalnızca Borsa geliyor, Türkiye’de açıklanan veriler zaten ikinci planda, ABD’deki, AB’deki herhangi bir verinin BİST’i nasıl etkileyeceği üzerinde kafa yoruluyor, yarın ne olabilir, diye uzun uzadıya yorumlar yapılıyor. Borsa’nın ne kadar parlak bir gelecek vaat ettiği üzerinde adeta tezler yazılıyor, vatandaşa “gel gel” yapılıyor. En güzeli de “Şimdi satış ya da alış zamanı” gibi harika yorumlar dile getiriliyor. “Şimdi alış zamanı” denildiğinde, örtülü biçimde birilerine de “Şimdi satın” denilmiş olduğu her nasılsa gözden kaçırılıyor. 

Reel ekonomi olmadan, finans piyasası gibi bir kavramdan gerçek anlamda söz edilemeyeceği adeta unutuluyor. Hisse senedi piyasasının, nihayetinde bir malın el değiştirdiği piyasa olduğu, el değiştiren mevcut senetlere yenileri sağlıklı bir şekilde, küçük tasarruf sahibi “ütülmeden” eklenmeden, Borsa’nın gelişemeyeceği gerçeği adeta görülmüyor, görülmek istenmiyor.

tablo1-027.jpg

tablo2-042.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar