Altında yatırım için seviyeler uygun

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

Önceki gün Dünya Altın Konseyi 2013 Altın Trend raporunu açıkladı. Buna göre toplam talep 3756.1 ton olurken mücevher talebi 2007 öncesi zirvesini yakaladı ve yatırım bazlı altın lira ve bar talebi yeni rekor kırdı. Bunların karşısında ise ETF yani borsa yatırım fonlarından  çıkışları yer aldı. Fiziki olarak Altın alan yatırımcıların daha nadir pozisyon değiştirdiğini, ETF yatırımcısının ise yatırımına bir hisse senedi muamelesi yaparak daha kolay pozisyon değiştirebildiğini söyleyebiliriz. 

2013’te Altın talebinin alt kalemleri 

Nitekim altın 1300 dolarlarda tutunmayı başardığı taktirde ETF’lere girişlerin de artmaya başlayacaktır. Konu altın olunca en merak edilen noktalardan birisi elbette Çin. Çin tüketicisi 1065.8 tonla öne çıkıyor. Son zamanlarda piyasada merak uyandıran bir konu ise ihracat-ithalat-üretim rakamları arasında 500 tona yakın bir açığın olması. Bu 500 tonluk “alımın” PBOC tarafından rezervler için yapıldığı konuşulanlar arasında. Altın piyasasının , tarihi kesin olmamakla beraber, ilk çeyrekte Çin’in rezervlerdeki altın miktarını yaklaşık 5 yıl sonra güncellemesi beklentisi bulunuyor. Batılı ülkelerde altının rezervlerde tuttuğu payın halen 40%’nin üzerinde olduğu var sayılırsa Çin’in alımlarının neden önemli olduğu anlaşılır. Bernanke (kulakları çınlasın) ve pek çok batılı merkez bankası yetkilisi altını artık geçmişte kalan bir finansal varlık olarak görse de nedense bir türlü satmak istemiyorlar. Çin geride bıraktığımız dönemde gerçekten fiyatlardaki gerilemeyi fırsat bilerek alım yaptı ise bu altın boğalarını ciddi anlamda cesaretlendirecek ve fiyatlara bir taban çizecektir. Fakat bu tip bir açıklama ancak yeterince pozisyon alındığında yapılabilir görüşündeyim. Altın talebinde diğer bir önemli ülke Hindistan'da ise alınan önlemlere rağmen 974 tonluk talep tarihte en yüksek üçüncü talep olarak öne çıkıyor. Japonya'da yatırım bazlı talebin 2005'ten bu yana ilk kez artıya geçmiş olması not edilmiş. ABD'de 2012'ye göre talep  26% artarken Avrupa'da sadece Almanya'da yükselmiş.
Ülkelere göre bar ve altın para talebinde Yıllık değişimi:

Merkez bankaları ise 368 ton almış görünüyor. Rusya 77 ton,  geçtiğimiz hafta önemli bir devalüasyon yaşayan Kazakistan 28 ton ve Azerbaycan 20 tonla öne çıkıyor. Altın üretimde artış ise 5% düzeyinde. Son dönemde düşen fiyatların ufak madenleri oyun dışına ittiğini de unutmamak gerek. Peki altında dip görüldü ve trend dönüyor mu? Öncelikle altının son bir buçuk yılda hareketine bir kez daha dikkat çekmek istiyorum. Piyasaların para basma ile denk tuttuğu QE3 olduğu sırada altın fiyatları geriledi. Şimdi ise “para basımı” azalırken yani tapering sırasında altın yükseliyor. Bu mantıkta bir sorun yok mu? Daha önceki yazılarımda da vurguladım QE para basmak anlamına gelmediği gibi altını yükselten de doğrudan QE değildi. QE’nin reel faizleri düşürmesi neticesinde altın yükseldi. Ancak QE3’e rağmen reel faizler artmaya başlayınca altın fiyatları da gerilemeye başladı. Şu anda da reel faizler gerilediğinden dolayı değerli metallerde artış görüyoruz. Bundan sonrası ise büyük ölçüde enflasyon ve enflasyon beklentilerinin nasıl fiyatlanacağına bağlı olacak. İyi veriler ve beklentilerde ani bir değişim ilk aşamada altına satış olarak yansıyacaktır. Ancak uzun vadede  trendin yukarı olduğunu düşünüyorum. Kısa vadede ise ilk hedef 1350. Her zaman olduğu gibi altını tek başına değerlendirmememiz gerekiyor. Altın hisseleri ve özellikle gümüşün altından daha hızlı ve aynı yönde hareket etmesi gerekiyor. Özetle yatırım için iyi seviyelerdeyiz ancak spekülasyon için daha heyecanlı günler ileride olacaktır. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019