Altında tuhaf işler oluyor
Altın piyasasında çok değişik işler oluyor. Son zamanlarda altın kontratlarında ve OTC sözleşmelerinde fiziki teslimat talep edilmesinden dolayı spot altın ile vadeli kontratlar arasındaki makasın olağan seviyelerin dışına taştığını gördük. Oldukça ilginç bir durum bu çünkü her ne olduysa birden long pozisyon taşıyanlar fiziki altın almak için yanıp tutuşur hale geldiler.
Bunun arkasında birçok sebep olabilir; olası bir küresel çalkantı beklentisine karşılık, dijital sisteme güvenmeyenler altını fiziki olarak taşımak istemiş olabilirler ki bu en naif senaryolardan birisi. Bir diğeri ise Çin’den sonra ABD de altın rezervini artırmak amacıyla alım yapıyor olabilir ki ben bunun mevcut verilere dayanarak biraz daha komplo teorisi olduğunu düşünürüm. Ancak şunu unutmamak lazım, geçmişte Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesinden önce altın rezervlerini artırdığını biliyoruz. Daha sonrasında Ukrayna ile savaşa girmeden önce elindeki petrolü yarı fiyatından hesaplayarak bütçe yapmıştı. Yani Rusya için bu tür durumlar savaş hazırlığıydı.
Sonra artık hepimizin bildiği Çin’in altın alımları var. Acaba o tarafta da mı gelecekte gerçekleşmesi olası bir savaşın öncesinde rezerv artırma çabası mı vardı? Ve şimdi acaba ABD’de böyle bir çaba mı var?
Diğer yandan bu hafta piyasayı meşgul eden konu ABD, hazinesindeki altını yeniden değerleyerek, örneğin $2900’dan hesaplar mı? Eğer böyle bir durum olursa piyasaların hali nice olur?
Arzın artması doları zayıflatır
Öncelikle şu kadarını söyleyeyim; bana göre böyle bir durum olması düşük bir ihtimal çünkü böyle bir karar USD’nin alım gücünden faiz piyasasına kadar birçok kıymette çok büyük oynamalara neden olur. Bir kere şöyle düşünmek lazım, borçlu Amerikan ekonomisi borcu daha da fazla artırmadan son derece ciddi bir kaynak yaratmış olur. Buna karşılık ons altın fiyatı kim bilir nerelere gider.
Çünkü yapılan bu manevra para arzının artmasına neden olacaktır. Tarihsel olarak para arzının arttığı dönemler ekseriyetle altın fiyatının artışıyla örtüşmektedir. Bu seferin farklı olmaması gerekir. Peki altının artması, para arzının artması USD’nin değeri için ne demektir? Doğal olarak arzın artması doların değerini zayıflatacaktır. Hatta USD’nin değeri sadece altına karşı değil, diğer para birimlerine karşı da düşecektir.
Bu durumda ABD’nin elinde nur topu gibi bir ucuz dolar olur ki bu da ihracat için rüya gibi bir durum demektir. Ehh… tabi paranın bol olduğu yerde harcamayı kontrol etmek biraz daha zorlaşacak ve enflasyonu destekleyici bir ortam oluşacaktır. Bu durumda senelerdir piyasaların bel kemiği olduğunu söylediğim ve en kolay paranın kazanıldığı tahvilde piyasa satışa geçecektir. Fed ise harcamayı kontrol etmek için faizi artırma yoluna gitmekten başka seçenek bulamayacaktır.
Peki, yukarıda komplo teorisi olarak değerlendirdiğim bu senaryo gerçekleşir mi? Bana sorarsanız bu önü, arkası düşünülmeden bahsi edilen bir senaryodur ve bu haliyle uygulamak hem Başkan Trump’ın, hem de Fed’in enflasyonla mücadelesine aykırıdır. Bu nedenle en azından bu haliyle uygulanamaz.
Yine de piyasada oluşan altın sevgisi kalıcı olacak ve altın hemen her yerden alıcı bulacak gibi görünüyor.
Avrupa, ABD’nin zoraki müşterisi
Avrupa – ABD ilişkilerinde son gelişme Trump’ın danışmanlarının ABD’nin NATO’ya yeni asker göndermeyeceği ama eğer Avrupa isterse ABD’nin savunma sistemleri ve çeşitli silahları satabileceğini açıklaması oldu. Bu gelişme aslında oldukça önemli.
Trump net bir şekilde NATO için harcama yapmayı keseceğini ve hatta diğer NATO ülkelerine silah satabileceğini, bu ilişkiyi önemli bir gelir kapısına çevirebileceğini söylüyor. Aslında bu, bir süredir beklediğim ve çeşitli TV yayınlarında da paylaştığım bir görüştü. Henüz gerçekleşmedi ama kapılar aralandı.
Buna ek olarak bir de sıklıkla söylediğim LNG konusu var. Hali hazırda Avrupa’nın ısınmak için kullandığı gazın %45’ini ABD satıyor. %50 civarını Norveç ve geri kalanını çeşitli ülkeler satıyor. Ancak Trump buradan aslan payını almak istiyor. Büyük ihtimalle gümrük tarifelerini kullanarak Avrupa’nın uzun vadeli kontratlarla daha fazla ABD gazının almalarını sağlamaya çalışacak.
Böylece hem silah ve LNG satarak büyümeyi sağlayacak hem de enerji fiyatlarını kontrol ederek enflasyonu baskı altında tutmak istediğini düşünmek gerek. Bakalım Avrupa silah alımı işine nasıl bakacak ve Trump LNG’yi satmak için nasıl bir baskı unsuru kullanacak?