Altın rol çalmaya başladı
Şant Manukyan / İş Yatırım
ABD anayasasının birinci maddesinin onuncu bölümünün ilk kısmında şöyle bir cümle var "…..borçların ödenmesinde ve para kullanımında altın ve gümüş dışında hiç bir şey gecerli olmayacaktır" Bugün ise ABD'de bildiğiniz gibi tüm finansal yükümlülükler dolar bazlı sistem üzerinden yerine getiriliyor. ABD'nin kurucu babalarının altın ve gümüşe parasal bir rol biçerken kafalarında tam olarak ne vardı bilmemiz mümkün değil. Ancak çok büyük bir ihtimalle "vatandaşların hayatı üzerinde etkisi zayıf bir hükümet" kurmak isteyen bu insanlar karşılıksız para basmanın ve sorumsuzca borçlanmanın önüne geçmeye çalışıyorlardı. Bu konuyu açmamın sebebi geçtiğimiz günlerde Utah eyaleti, ve sırada bekleyen dokuz eyalet daha, ABD menşeyli altın ve gümüş paraların ticari işlemlerde gerçerli olduğuna dair bir karar aldı. Abartarak söylersek bakkaldan ekmek aldığınızda karşılığını altın olarak ödeyebilirsiz. Aslında atılan bu adım finansal sistemi sarsacak bir gelişme değil. Zira kırılma noktası herhangi bir parabiriminin altınla desteklenir şekilde dizayn edilmesi olacak . Bu şu an için çok daha sonra gerçekleşecek bir gelişme olsa da Utah'da alınan karar Altının "bir başka emtia" olmadığını savunanlar için küçük ama önemli bir adım. Peki piyasalarda neler oluyor? Bundan bir sene önce Yunanistan'ın Euro bölgesi ülkelerinden ve IMF'ten destek alması ile işlerin düzeleceğine inanan piyasa yavaş yavaş gerçekleri görmeye başlıyor. Tıpkı Portekiz vakasında fona başvurunun kaçınılmaz olduğunu gösterdiği gibi Yunanistan vakasında da rakamlar bir yeniden yapılandırmanın kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Demir yumruğu kadife bir eldivene sarma çabaları yersiz değil ancak bazen komik olabiliyor. Kontrollü bir yeniden yapılandırmanın ECB tarafından iddia edilenden daha az problemli olacağını düşünüyorum. Ancak Yunanistan sadece yeniden yapılandırma ile toparlanamaz, zira verimlilikte çok geride. Henüz işaretleri az olsa da Euro için önemli bir düşüş trendinin başladığına inanıyorum. Emtialarda ise özellikle Goldman Sachs'ın al tavsiyesi ile yaşanan yükseliş fazla uzun soluklu olmayacaktır. Zira 200 günlük ortalamasının altına gerileyen Çin endeksleri büyümenin ana motorunun da yavaşladığını bize uzun süredir söylüyordu. Yine de tüm varlık grupları arasında emtialar diğerlerine kıyasla daha iyi performans sergileyecek bir grup. Bu nedenle geri çekilmelerin alım fırsatı olarak değerlendirilmesi doğru olacaktır. Hisse senedi piyasaları ise FED desteği olmadan ayakta durabileceğini ispatlamalı. Bunun da yolu kuvvetli ABD verilerinden geçiyor. İmalat sanayiinde görülen zayıflamayı "şimdilik" Japonya kaynaklı bir gelişme olarak değerlendirmek makul. Ancak bu gerilemenin ikinçi çeyreğin ötesine geçmesi ciddi bir sorun yaşandığının işareti olacaktır.