Altın, petrol vb..
Göz ucuyla dahi olsa ekonomi ile ilgilenenlerin bileceği gibi, özellikle altın ve petrol fiyatlarının olası hareketleri her zaman dikkat çeken konular olmuştur. Bu tür fiyat hareketleriyle ilgili olarak ciddi ve kapsamlı değerlendirmeler yapıldığı gibi yaygın şehir efsaneleri de vardır.
Son sıralarda, küresel konjonktürün devinimlerine paralel olarak, bu ürünlerin fiyatlarındaki hareketlerin yoğunlaştığı, bunlara dönük değerlendirmelerin çoğaldığı ve kuşkusuz efsanelerin üretim hızının da arttığı gözleniyor.
Efsaneleri bir yana koyup, görece daha sağlam gibi görünen görüşler değerlendirilince ortaya şöyle bir manzara çıkıyor.
Bir görüş sözkonusu fiyat hareketlerinin esas olarak kumar niteliğindeki spekülasyon girişimlerinden kaynaklandığını savunuyor. Spekülasyon eğiliminin sürekli olduğu, her koşulda var olduğu düşünülüyor. Bu tür ürünlerin spekülasyona daha yatkın olduğunun altı çiziliyor. Bu durumda piyasa ortamı spekülasyona ne kadar yatkın hale gelirse bu ürünlerin fiyatlarındaki hareketlerin de o kadar hızlı ve büyük boyutlu olacağı söyleniyor.
Spekülatif motif kabul edilmekle beraber, özellikle altın vb türdeki kıymetli madenlerin fiyat hareketlerinde esas belirleyici etkenin risklere karşı korunma güdüsü olduğunu savunanlar da var. Kriz sürecinin yarattığı belirsizlikler sürdükçe bu risklere karşı korunma güdüsünün güçlendiği ve bunun da sözkosu malların fiyalarında güçlü ve büyük boyutlu hareketler doğurduğu düşünülüyor.
Petrol vb gibi ara girdi niteliğindeki ürünlerde fiyat hareketlerinin gerisindeki temel etkeni belirlemek biraz daha karışık ve zor bir mesele. Bu tür ürünlerde ticaretin, özellikle vadeli kontratlar bağlamında, spekülasyona imkan verdiği düşünülüyor. Ancak, bu ürünlerde fiyat hareketlerinin ana sürükleyicisinin arz-talep arasındaki bilinen basit etkileşim olduğunu savunanlar da var.
Bana sorulan sorulardan, dövizin yanısıra, altın, petrol vb gibi malların fiyatlarındaki hareketlerin yoğun bir ilgiyle izlendiği sonucunu çıkartıyorum. Bu ilginin arkasında kuşkusuz merak var. Ancak, daha önce edinilmiş bir pozisyonlarda kayıp yaşama kaygısının da bu ilgide ciddi rol oynadığını hissediyorum.
Bu tür mallardaki fiyat hareketlerini efsanelerden çok temel tezler bağlamında izlemenin daha öğretici ve yararlı olacağını düşünüyorum. Ben böyle yapıyorum.
Örneğin, altın ve benzeri ürünlerde, spekülatif eğilimler sözkonusu olsa da, fiyat hareketlerinin büyük ölçüde riske karşı korunma güdüsünden kaynaklandığı kanısındayım. Son sıralardaki fiyat yükselmelerinin ise gittikçe güçlenen enflasyon riski tarafından tetiklendiğini düşünüyorum. Bu durumda, doğal olarak, Merkez Bankaları enflasyon bağlantılı risk algısını giderene kadar altında aşağı yönlü güçlü bir fiyat hareketi beklenmemesi gerektiğini söylüyorum.
Petrolde de benzer bir durum var. Fiyat oluşumlarında belli bir doz spekulatif motif var kuşkusuz. Ancak, petrolde fiyat gelişmelerini ağırlıklı olarak piyasa dengelerinin, olası arz ve talep hareketlerinin belirlediği kanısındayım. Bu açıdan şanslı bir dönemde olduğumuzu söylemek de zor doğrusu. Kriz sonrası büyümenin hızlanması petrol talebini güçlendirip, petrol fiyatına yukarıya doğru bir ivme veriyor. Buna karşılk Orta Doğu-Kuzey Afrika ekseninde gelişen olaylar petrol arzında daralma ve dolayısıyla fiyatta yükselme vaad ediyor. Petrol piyasası yeniden dengelenene kadar yukarı yönlü fiyat hareketlerinin sürmesini beklemek doğru olur herhalde.
Anladığınız gibi, son sıralarda yukarıya giden altın, petrol vb fiyatlarda spekülasyon dışı etkenlerin daha güçlü ve belirleyici olduğunu düşünen gruba daha sempatik bakıyorum.