Altın ithalatında gram başına 49.3 dolar ödedik, ihracatı ise 51.9 dolar

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

 

 

Altın ihracatı bu yılın rekorunu temmuzda kırdı. Temmuzda 1 milyar 857 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Bu ihracatın hemen hemen tümü, 1 milyar 832 milyon dolarlık kısmı İran'a yapıldı. Ancak temmuz ayının bir özelliği var. Türkiye temmuz ayında yeniden net ithalatçı konuma geçti. Çünkü temmuzda, rekor düzeydeki ihracatın yanında, yine rekor düzeyde ithalat yapıldı. Temmuz ayındaki altın ithalatı 1 milyar 932 milyon doları buldu. Böylece, temmuzda net 75.5 milyon dolarlık altın ithal edilmiş oldu.

Temmuz ayı ihracatını, önceki aylarda olduğu gibi neredeyse İran'ın tek başına sırtladığını belirttik. İthalatta ise dört ülke ön plana çıktı. Temmuzda İsviçre'den 994 milyon, Birleşik Arap Emirlikleri'nden 466 milyon, Güney Afrika Cumhuriyeti'nden 244 milyon, Avustralya'dan da 126 milyon dolarlık altın ithal edildi.

Gram başına 2.6 dolar kar
Türkiye, ilk yedi ayda yaklaşık 120 tonu İran'a olmak üzere toplam 139.5 ton altın ihraç etti. Bu ihracat, gram başına 51.9 dolarlık fiyatla gerçekleştirildi.

Aynı dönemde yaklaşık 113.9 ton olan ithalat ise gram başına 49.3 dolarlık fiyatla yapıldı. Buna göre, altının gramının ihraç ve ithal fiyatı arasında 2.6 dolarlık bir fark var. Yedi aylık dönemde ithal edilen 113.9 ton altının gram başına 2.6 dolarlık karla ihraç edildiği varsayımına göre, bu ticaretten Türkiye 296 milyon dolar kar sağlamış oluyor. Her bir gram için 2.6 dolar düzeyinde ölçülen kar toplam ihracata uygulandığında elde edilmiş görünen kar 363 milyon dolara çıkıyor. Bu kar rakamlarının tümüyle bir varsayıma dayandığı açık. İlkinde, ithal edilen altının aynen ihraç edildiği varsayımı söz konusu. İkincide ise bu yıl ihracata konu ek 25.6 ton altının da gram başına 2.6 dolar karla satıldığı varsayımı var.

Alıyoruz satıyoruz, alıyoruz satıyoruz!
Ama kesin olan şu; Türkiye ithal ettiği altını küçük bir kar marjıyla yeniden ihraç ediyor. Dolayısıyla ilk yedi ayda 7.2 milyar doları bulan altın ihracatının Türkiye'ye öyle çok büyük katkılar sağladığı söylenemez. Bir üretim söz konusu değil, bir katma değer yaratılması söz konusu değil. Alıyoruz ve satıyoruz, gram başına da teorik olarak 2.6 dolar kar sağlayarak…

Geçen yıl, net altın ithalatçısı olmanın gerek dış ticaret açığı, gerek cari açık anlamında bir dezavantajı söz konusuydu. Bu yıl ise tam tersi bir durum var. Net altın ihracatçısı konumuna geçmek, negatifin pozitife dönüşmesi gibi çift yönlü bir etki doğuruyor.

Geçen yılın 1 milyar 978 milyon dolarlık net ithalatından, bu yılın 1 milyar 616 milyon dolarlık net ihracatına geçilmesi, toplamda 3 milyar 594 milyon dolarlık net katkı sağlıyor.

İhraç fiyatı düşme eğiliminde
İlk yedi ayda 139.5 tona ulaşan altın ihracatının gram başına ortalama 51.9 dolarlık fiyatla yapıldığını belirttik. Ancak dikkat çeken, ihracattaki fiyatın aydan aya gerileme eğilimi içinde olduğu. Bu, kuşkusuz uluslararası piyasadaki fiyatların gerilemesinden kaynaklanan bir durum.

Türkiye, ocak ayındaki ihracatı 52.1 dolardan yaptı. Şubatta fiyat 54.9 dolara çıktıktan sonra gerilemeye başladı. Ortalama fiyat mart ve nisanda 53 ve 53.1 dolar, mayıs ve haziranda 51.5 ve 51.4 dolar, temmuzda ise 50.6 dolar oldu.

Aynı eğilim İran'a ihracatta da görüldü. Hem zaten ihracatın yüzde 86'sının İran'a yapıldığı dikkate alınırsa bu gayet normal bir durum. Toplamda olduğu gibi İran'a yapılan ihracatta da ortalama fiyat 51.9 dolar olarak gerçekleşti.

İthalattaki fiyatı ise ilk üç ay ve izleyen dört ay olarak ele almakta yarar var. Altın ithalatı ocak ayında 44.5 dolarlık fiyatla yapıldı. Aylık ortalama fiyat şubatta 46.9 dolara, martta 48.5 dolara çıktı. Altının ithal fiyatı, izleyen dört ayda ise adeta sabitlendi. Nisanda 49.9 dolar olan ortalama fiyat, mayısta 49.2 dolar olarak gerçekleşti, haziran ve temmuzdaki ortalama fiyat da yine 49.9 dolar oldu. Böylece, yedi ayın toplamındaki ortalama fiyat 49.3 dolar düzeyinde oluştu.

Altın ihracatı olmasaydı…
Biraz önce belirttik; Türkiye altın ihracatından teorik olarak gram başına 2.6 dolar kazanıyor. Bu ihracatın Türkiye ekonomisine başka bir katkısı yok. Altını çıkaran biz değiliz, yalnızca alıyor ve satıyoruz. Dolayısıyla akla, "altın dış ticareti olmasaydı ne olurdu" sorusu geliyor.

Altın ihracatı olmasaydı, ilk yedi ayda 87.2 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracat 7.2 milyarlık altının düşülmesiyle 80 milyarda kalırdı. Aynı şekilde ilk yedi ayda 137.9 milyar dolar olan ithalat da 5.6 milyarlık altın hariç 132.3 milyar dolara inerdi.

Geçen yılın yine altından arındırılmış rakamlarına göre yedi aylık ihracat 76.8 milyar, ithalat 138.2 milyar olurdu.

Buna göre, toplam ihracatta "altınlı" yüzde 12.6 olan artış, "altınsız" yüzde 4.2'ye gerilerdi. İthalatta yüzde 2.1 olan "altınlı" gerileme de, "altınsız" hesap yapıldığında yüzde 4.3'lük gerilemeye dönüşürdü.

Dolayısıyla ihracat artışını değerlendirirken de, "ihraç pazarlarımızı çok çeşitlendirdik, AB'ye bağımlılığımız giderek azalıyor" diye sevinirken de, dış ticaret açığındaki azalmayı irdelerken de bize yalnızca alım-satım farkından kaynaklanan bir kazanç sağlayan altını hep göz önünde bulundurmak durumundayız.

altin2.jpg

 

altin1.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar