Altın ithalatı düştü, dış ticaret nefes aldı
Yoğun gündemde biraz gözden kaçar gibi oldu. Haziran ayında ihracat da ithalat da geçen yılın altında kaldı. Üstelik ithalattaki düşüş, ihracattaki düşüşten daha yüksek oranda gerçekleşti.
İhracat ve ithalatın bir önceki yıla göre hem de aynı ayda gerilemiş olması pek sık rastlanan bir durum değil. Gerileme oranlarının çok yüksek olduğu söylenemez, öyle çok büyük düşüşler yok ama yine de bir azalma yaşanmış olması önemli.
Haziranda geçen yılın aynı ayına göre ihracatta yüzde 1.3, ithalatta yüzde 3.8 oranında gerileme ortaya çıktı. İhracat adeta yerinde saymış gibi. İthalattaki yüzde 3.8’lik düşüşün nedeni ise çok açık.
Altın ithalatında 1.4 milyarlık düşüş
Türkiye’nin bu yılın ocak-mayıs dönemindeki altın ithalatı aylık bazda 1 milyar doların altına hiç inmedi. Bu dönemde aylık ortalama 1.6 milyar dolarlık altın ithal ettik. Haziran ayındaki ithalat ise 583 milyon dolarda kaldı.
Altın ithalatında geçen yılın haziran ayına göre ise 1.4 milyar dolarlık bir gerileme yaşandı. Geçen yıl haziranda 1 milyar 990 milyon dolar olan altın ithalatı, biraz önce de belirttik, bu yıl 583 milyon dolar oldu.
Geçen yılın haziran ayında altın hariç 17.2 milyar dolarlık ithalat yapmıştık. Bu yılın haziranındaki altın hariç ithalat ise 17.9 milyar dolar.
Dolayısıyla toplam ithalat geçen yıla göre düştü düşmesine ama bunun tümüyle altın ithalatındaki gerilemeden kaynaklandığı ortada. Altını hariç tuttuğumuzda ithalatta bir düşüş yok, artış var.
Bu kura rağmen!
İhracatta geçen yıla göre olan gerilemenin yüzde 1.3 oranında olduğunu belirttik. İhracattaki düşüşün yalnızca 171 milyon dolar olduğuna bakarak bunun önemsenmemesi gerektiğini söyleyebilir miyiz?
Pek değil! İhracattaki düşüşü yalnızca 171 milyon dolar olarak görmek eksik bir değerlendirme sayılır.
Birincisi geçen yıl haziranda 1.12 olan euro/dolar paritesi bu yıl 1.17 düzeyinde oluştu. Bu, ihracatı destekleyen bir değişim.
İkincisi TL’nin değer kaybı. Geçen yıl haziran ayı ortalamasında 3.52 olan dolar kuru yüzde 32 artışla bu yıl 4.63’e çıktı. Aynı şekilde geçen yıl haziran ayında ortalama 3.95 olan euro, bu yıl 5.41 düzeyinde gerçekleşti. Artış oranı tam yüzde 37.
Dolayısıyla Türk Lirası böylesine değer yitirmişken, euro/dolar paritesinden de sınırlı bir destek gelmişken ihracatın az da olsa gerilemiş olması pek beklenen bir durum değildi.
171 milyonluk azalma tek başına hiç önemli değil, ama koşullar bu azalmanın olmaması gerektiğini ortaya koyuyor.
Ne var ki altın ithalatındaki düşüş nasıl ki ithalatın gerilemesinde rol oynamışsa, altın ihracatında da benzer bir durum var, bu da gözden kaçırılmamalı. Geçen yıl haziranda 647 milyon dolar olan altın ihracatı bu yıl yalnızca 71 milyon dolar. Dolayısıyla diğer tüm etkenler bir yana, geçen yılki kadar altın ihraç edebilmiş olsaydık haziran ihracatında bir gerileme yaşanmayacaktı.
Cari işlemler dengesi de küçülecek
Haziran ayı dış ticaret açığı 5 milyar 497 milyon dolar. Geçen yılın aynı ayındaki 6 milyar 48 milyon dolarlık açığa göre 551 milyon dolarlık bir iyileşme var. İşte bu iyileşme cari işlemler dengesine yansıyacak.
Cari işlemler dengesinde geçen yılın haziranında 3.8 dolarlık bir açık vermiştik. Dış ticaret açığındaki daralmadan gelecek katkının yanı sıra bu yıl çok iyi giden turizmin de etkisiyle cari açık daha da azalacak.
Bu yılın haziran ayındaki cari açığın 3 milyar dolar civarında gelmesi, hatta 3 milyarın bile altında kalması şaşırtıcı olmayacak. Böylece yıllık açık da mayıs sonundaki 57.6 milyar dolara göre bir milyar dolara yakın azalacak.