Altın fonlarına yatırımcı ilgisi büyük
Yurtdışı piyasalara dair haber akışı finansal varlıkların seyrinde belirleyici olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta ağırlıklı olarak, ABD ve Avrupa’daki bankacılık sektörüne ilişkin olumsuz haber akışı ile FED faiz kararını takip ettik. Bu iki önemli gündem maddesi, kıymetli madenler ve teknoloji hisse senetleri için pozitif bir hava yarattı.
Fed tarafında beklentiler dahilinde gelen faiz artışı ve bundan sonraki toplantılar için yavaşlama sinyalinin, bankacılık ile ilgili haberlerle endişe düzeyi artan yatırımcıyı güvenli liman altına yönelttiğini gördük.
Ons altında yeniden görülen 2000 Dolar seviyesi, yurt içinde hareketlenen Dolar/TL kuru ile birleşince gram altında da 1200 TL seviyesi aşıldı. Altındaki artış sonrasında, Mart ayı başından itibaren altın/altın katılım fonlarındaki getiri %9’lar seviyesinde gerçekleşti.
Çoğu fonun gram altın getirisinin üzerinde getiri sağladığı görüyoruz. Son 1 aylık dönemi incelediğimizde, altın/altın katılım fonları içinde gram altın üzerinde getiri sağlayan fon sayısı 15 iken, sadece 6 fonun gram altın getirisinin altında kaldığını görüyoruz.
Altındaki hareketle birlikte altın fonlarına da ciddi bir yatırımcı ilgisini son dönemde gözlemliyoruz. Altın ve altın katılım fonlarında toplam yatırımcı adetleri yılbaşından beri %20 üzerinde artışla 500 bine yaklaşmış durumda. Aynı dönemde, getiriden arındırılmış olarak hesaplanan büyüme ise 500 milyon TL’ye yakın görünüyor.
Altın fonlarına olan ilgi, altına fon üzerinden yatırım yapmanın avantajlarından da kaynaklanıyor. Fonun, fiziki altın alımı ve hesaptan altın alımına göre avantajlarından bahsedelim. Fiziki olarak altın alınması, saklama tarafında riskleri beraberinde getiriyor. Buna ek olarak hem fiziki hem de hesaptan alım-satımda, alış-satış fiyatı arasında piyasa fiyatına göre farklılık olduğunu görüyoruz.
Örneğin ekranda gram altın fiyatını 1200 TL gören yatırımcılar, vadesiz hesabından alım için baktığında 1250 TL vb. fiyatlarla karşılaşabiliyor. Alım-Satım marjının kurum ve işlem saatine göre farklılık gösterdiğini de söylemek mümkün. Altın fonlarında ise günlük tek fiyat oluştuğu için bu şekilde bir alım satım marjından bahsetmek mümkün değil. Oluşan fiyatlar da genellikle gram altın piyasa fiyatına paralel, sadece fonun yönetim ücreti vb. giderleri fiyattan düşülüyor.
Bir diğer avantaj konusu da işlemden alınan vergi tarafında. Hesaptan yapılan işlemlerde kambiyo gider vergisi uygulanırken, fonlar üzerinden altına yatırım yapıldığında mevcut düzenlemeler çerçevesinde stopaj istisnası olduğundan herhangi bir vergi söz konusu değil. 30.06.2023’e kadar yapılacak olan kıymetli maden ve katılım fonu alımlarının, satışı sonrasında elde edilecek kazanç - satış tarihinden bağımsız - için stopaj oranı %0 olarak uygulanıyor olacak.
Altın her ne kadar güvenli liman olarak anılsa da risk içerdiğini unutmamak lazım. Önümüzdeki dönem altın fiyatını etkileyecek en önemli parametreler ABD enflasyonu, FED faiz kararları ve doların seyri olacak. Faiz artışlarında yavaşlama ve indirim döngüsünün başlaması altına pozitif etki edecektir.
Nitekim Fed başkanı aksini söylese de piyasa temmuz ayından sonra faizde indirimi fiyatlıyor. Ancak gelen her veri, alınacak aksiyonda belirleyici olacağından kesin bir yön çizmek mümkün değil. Bu nedenle birikim mantığında ve uzun vadeli olarak bu fonları değerlendirmekte fayda var.