Altın fiyatları

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Altın fiyatlarında geride bırakmaya hazırlandığımız 2011 yılı genelinde yaşanan hareketler, küresel kredi krizinin yaşandığı 2008 yılındakiler ile büyük bir paralellik sergiliyor. Söz konusu dönemde de altına ilgi büyümüş, güven bunalımına bağlı nakit ihtiyacı anormal boyutlara tırmanmaya başlayınca oynaklık artmış ve sert satışlar yaşanmıştı. Ancak diğer emtialar ve sermaye piyasalarında yaşanan hareketlere bakınca durumun daha farklı olabileceği kanaati güçleniyor: Zira küresel kriz sürecinde altın diğerlerinden daha fazla yükselmiş devamında yaşanan gerileme ibe görece sınırlı kalmıştı; bu kez hem en fazla yükselen hem de en fazla gerileyen fiyat olarak dikkat çekiyor. Durum böyle olunca geleceğe yönelik daha isabetli tahmin yapmak üzere bu yıl yaşanan gelişmeleri daha dikkatli bir şekilde gözden geçirmek, görüntünün perde arkasını irdelemek gerekiyor.

Ne olup bittiğini anlamak adına bugün için altına yönelik ilginin sebeplerini, bu üründeki fiyat hareketlerinin diğer fiyatlar ve beklentiler üzerindeki etkisini hatırlamakta yarar var. Sınai kullanım nedeniyle ihtiyaçtan kaynaklanan talep, kısa vadede fiyat hareketlerinden yararlanmak üzere spekülatif talep, sistemik risk algılamasının arttığı dönemlerde uzun vadede satınalma gücünü korumaya yönelik tedbir amaçlı talep olarak üç farklı kategoride altına yönelik ilgiyi özetleyebiliriz. İhtiyaç talebinin fiyat dalgalanmaları üzerindeki etkisi sınırlıdır ve yıldan yıla anormal değişiklikler sergilemez, tedbir amaçlı talepte sistemik risk artış eğiliminde olduğu sürece gücünü korur ve bu ilgi genelde ciddi dalgalanmalar yaratan spekülatif talebi tetikler. Spekülatif talep harekete hassastır. 2011 ikinci yarısında spekülatif talep anormal düzeylere çıkmış ve bilinçsiz yatırımcılar bu durumdan olumsuz yönde etkilenmiştir.

Altın fiyatındaki eğilimler öncelikle diğer kıymetli metalleri, daha sonra emtia fiyatlarını ve bu kanalla enflasyonist baskıları yönlendiren bir potansiyeli bünyesinde taşır. Uzun süreli yükselişler hem sistemik risk artışı hem de enflasyonist baskıda tırmanış anlamına gelebilir. Bu durum nedeniyle sisteme alternatif olma özelliği taşır. Merkez Bankaları, mali sektör, düzenleyici kurumlar ve siyasi iradeler altına yönelik ilgi artışından hiç hoşlanmaz bunu tehdit ve tehlike olarak algılar. Bu söylediklerimiz 2000'li yıllarda olduğu gibi uzun süreli yükseliş dönemleri için geçerlidir. Altın fiyatlarındaki yükselişi terse çevirmenin, ilgi duyanları ve duyacak olanları bu üründen uzak tutmak adına kafa yorulur, çaba harcanır. Ya oyunun kuralları ile oynanır, yada spekülatif ivmelerde altına yönelik güvensizlik yaratmaya çalışılabilir. Bu aşamada sorulması gereken soru 2011 yılı ikinci yarısında yaşanan hareketlerin bu tür müdahalelerden ve oranda etkilendiğidir. Veya yeni parasal genişlemelerin yolunu açabilmek için altının parlamasını terse çevirme gereksinimi adına nelerin yapılabildiğidir.

Sorunları ağırlaşıyor olsa da sistemi oluşturan kurumların kendilerini savunma içgüdüşü vardır ve köşeye sıkıştığında kural tanımazlık boyutuna kadar ulaşabilir.... Bu açıdan 2011 yılı ikinci yarısında vadeli altın kontratı teminatlarının spekülatif altın fiyatını önce yükseltip sonra sert bir şekilde gerilemesini sağlayacak şekilde, haziranda yüzde 10 geriletilmesi ve ağustos ile eylül aylarında ve üç kademede yüzde 60 aşan oranda yükseltmesi herhalde tesadüftür!.. Vede bu operasyona katılanlar hem önemli miktarda spekülatif gelir yaratmamış vede Merkez Bankalarının yeni parasal genişlemeler yapmasının önündeki en büyük engeli bir süre için kaldırmaya çalışmamıştır!.. Bu tür yaklaşımlar kısa vadede beklentileri farklılaştırarak günün kurtarılmasına katkı yapabilir, fakat sistemik riskteki artışı azaltamaz ve orta vadede güven bunalımının derinleşmesini önleyemez. Algılamalar bir süre için farklılaşsa da altının sistemik risk artar iken en güvenli liman olduğu gerçeği değişmez, alımı yaptığınız günkü satınalma gücümüzü büyük ölçüde korur. Söylemler koşullara göre değişse bile kaderi sistemin ayakta kalmasına bağımlı olanların altın konusunda olojektif yönlendirme yapma şansı pek yoktur, bu nedenle basına yansıyan altın hakkındaki yorumları daha dikkatli okumak ve doğru yorumlamak kolay değildir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar